Aeshma: Zerdüştlüğün Öfke İblisi

Aeshma, Zoroastrian kozmolojide öfke, gazap ve yıkımın kişileşmiş hâlidir. Gatha metinlerinden Vendidad ritüellerine dek, Asha Vahishta ve Sraosha ile olan kosmik çatışması bir tepki zamanıdır.

Antik inanç sistemleri, insan ruhunun derinliklerini ve evrenin dinamiklerini anlamlandırma çabalarının birer yansımasıdır. Bu inançlar arasında, dünyanın en eski tek tanrılı dinlerinden biri olan Zerdüştlük, iyilik ve kötülük arasındaki kadim mücadeleyi net bir şekilde ortaya koyar. Bu mücadelenin karanlık yüzünde yer alan figürlerden biri de, “öfke”nin dehşet verici kişileşimi olan Aeshma’dır. Genç Avesta dilindeki bu isim, yüzyıllar boyunca süregelen bir evrimin ve derin teolojik anlamların taşıyıcısı olmuştur.

Kökenleri ve Dilsel Yolculuğu: Aeshma’nın Anlam Katmanları

Aeshma, Avesta metinlerinde “aēṣ̌ma” olarak karşımıza çıkar ve Eski Avestaca’da “aēšəma” şeklindedir. Kelimenin kökeni, sadece bir iblisin adından ibaret değildir; aynı zamanda insan doğasına ve evrensel duygulara dair derin bir anlayışı da barındırır. Hint-İran kökenine sahip olan bu kelime, Proto-Hint-Avrupa kökü olan “*h₁eish₂-“den türemiştir ve “güçlendirmek” veya “ilerletmek” gibi anlamlar taşır. Bu etimolojik bağ, Aeshma’nın sadece yıkıcı bir öfke değil, aynı zamanda kontrolsüz bir itici güç veya şiddetli bir atılımın sembolü olduğunu da gösterir.

Bu kök, Aeshma’yı dilbilimsel olarak çeşitli antik dillerdeki benzer kavramlarla akraba kılar: Antik Yunanca’daki “oîma” (οἶμα) “bahar, hücum” anlamında; Latince’deki “īra” “öfke” anlamında ve Litvanyaca’daki “aistrà” “şiddetli tutku” anlamında bu kökten beslenir. Bu geniş bağlantı ağı, öfke ve şiddetli duyguların insanlık tarihinde ne kadar evrensel ve köklü olduğunu gözler önüne serer.

Aeshma’nın adı, zaman içinde Zerdüştlük metinlerinin gelişimine paralel olarak dönüşmüştür. 9. ve 12. yüzyıllar arasındaki Orta Farsça metinlerde “eshm” veya “kheshm” olarak belirir. Bu ad, günümüz Pazend ve Yeni Farsça’sında ise “xašm” olarak yaşamaya devam eder. Bu dilsel evrim, Aeshma’nın Zerdüşt düşüncesindeki sürekliliğinin ve adapte edilebilirliğinin bir kanıtıdır.

Aeshma’nın kültürel etkisi sadece Zerdüştlük metinleriyle sınırlı kalmamıştır. Bazı araştırmacılar, Yahudi geleneğindeki Asmodeus (İbranice: ʼšmdʼy) iblisinin adının Avesta’daki Aeshma’dan türemiş olabileceğini öne sürer. Benzer şekilde, Gürcü dilinde şeytan için kullanılan “eshmaki” kelimesi de Aeshma’dan kaynaklanmaktadır. Bu çapraz kültürel etkileşimler, Aeshma’nın “öfke” kavramının ne denli evrensel ve aktarılabilir bir arketip olduğunu göstermesi açısından son derece dikkat çekicidir.

Aeshma: Zerdüştlüğün Öfke İblisi

Kutsal Metinlerde Aeshma: Kötülüğün Bir Simgesi Olarak Öfke

Zerdüştlüğün daevalar adı verilen iblisler hiyerarşisinde, Aeshma’nın konumu son derece belirgindir ve ilahi varlıkların hiyerarşisini yansıtan bir karşıtlık içinde yer alır. Aeshma, “Hakikat”in ve “Evrensel Düzen”in hipostazı olan Amesha Spenta’lardan Asha Vahishta’ya karşıt bir güç olarak konumlandırılır. Bu karşıtlık, Zerdüşt kozmolojisinin temelindeki iyilik ve kötülük arasındaki çatışmanın bir yansımasıdır.

Yasht 19.46’da belirtildiği üzere, Aeshma, Angra Mainyu’nun yani Kötü Ruh’un habercisi ve elçisidir. Bu rol, ilahi hiyerarşide Asha’nın Ahura Mazda’nın yaratılışı gerçekleştirdiği araç olan Spenta Mainyu’nun (Kutsal Ruh) elçisi olmasıyla paralel bir zıtlık oluşturur. Angra Mainyu’nun yıkıcı iradesini yeryüzüne taşıyan Aeshma, bu nedenle kozmik düzeni bozmaya çalışan temel güçlerden biri olarak kabul edilir.

Ancak Aeshma’nın en büyük baş düşmanı ve daimi rakibi, dini bağlılık ve disiplin ilkesinin kişileşmiş hali olan Sraoşa, yani “İtaat”tir. Dini itaat ile ondan uzaklaşma arasındaki bu zıtlık, Yasna 10.8’de Aeshma’nın İyi Din için metafiziksel bir tehdit olarak tasvir edilmesinde açıkça ifade edilir. Aeshma, “sığırlara karşı vahşet, savaş ve sarhoşluktaki şiddet yoluyla kurban etme niyetini ve anlamını” çarpıtarak, insanları doğru ibadet yolundan saptırmayı hedefler. O, ritüellerin kutsallığını bozan, kurbanların gerçek manasını yok eden ve bu yolla kaosu ve düzensizliği yaymaya çalışan bir güçtür (Yasna 10.8, Yasht 17.5). Öfke ve düzensizliğin birleşiminden oluşan Aeshma, bu yönüyle Zerdüşt inancının temel direklerinden olan düzen ve ritüel saflığının doğrudan karşısındadır.

Aeshma: Zerdüştlüğün Öfke İblisi 7

Zerdüşt metinleri, bu iblisin kötülüklerine karşı koymak için ilahi önlemlerin alındığını da belirtir. Yasht 11.15’e göre, Ahura Mazda, Aeshma’nın yıkıcı etkilerine karşı koymak için Sraosha’yı yaratmıştır. Yasna 57.25’te ise Sraosha’nın, sadık inananları bu iblisin saldırısından koruduğu anlatılır. Dünyanın yenilenmesi (Frashokereti) sırasında, Sraosha’nın saoshyant’ın (kurtarıcı) önünden kaçacak olan Aeshma’yı yeneceği (Yasht 19.95) ve mevcut zamanda ise iblisin Mithra’nın önünden kaçtığı belirtilir (Yasna 57.10; Yasht 10.97). Bu tasvirler, Aeshma’nın nihai olarak iyilik güçleri tarafından alt edileceğine dair Zerdüşt inancının optimist doğasını yansıtır.

İblisin Sraoşa’ya karşı muhalefeti, onların karakteristik sıfatlarında da belirginleşir. Aeshma’nın standart sıfatı “kanlı topuzdan” anlamına gelen “xrvi.dru-” iken (örneğin Yasna 10.8, Yasht 11.15), Sraoşa’nın sıfatı “güçlü (Ahurik) topuzdan” anlamına gelen “darshi.dru-“dur. Bu topuz motifleri, her iki varlığın da fiziksel ve ruhsal mücadeledeki aktif rollerini simgeler.

Aeshma’nın diğer sıfatları arasında “talihsiz” (Yasna 10.95), “kötü huylu” (Yasna 57.25, Yasht 10.97) ve “yalan söyleyen” (drvant-, Yasht 10.93) gibi nitelemeler bulunur. Yasht 19.97’de ise iblis için “bedeni elinden alınmış” sıfatı kullanılır, ancak bu ifadenin tam olarak ne anlama geldiği belirsizliğini korur. Bu belirsizlik, Aeshma’nın sadece fiziksel değil, aynı zamanda soyut bir tehdit olarak algılandığını da düşündürebilir. Zerdüşt geleneğinde, Aeshma ile mücadele etmek için dua etmenin etkili bir yol olduğu da vurgulanır (Vendidad 11.9). Bu, inananlara öfke ve şiddet gibi yıkıcı güçlere karşı manevi bir kalkan sunar.

Gelenek ve Folklorda Aeshma: Öfkenin Zamansız Tehdidi

Aeshma: Zerdüştlüğün Öfke İblisi 8

Avesta metinlerinin ötesinde, 9. ve 12. yüzyıllara ait Zerdüşt metinlerinde de Aeshma’nın rolü ve karakteri derinleşerek devam eder. Bu dönemdeki metinlerde, Aeshma ile savaşma görevi sadece Sraoşa’ya değil, aynı zamanda Mithra’ya da atfedilir (Zand-i Wahman, yazn 7.34). Denkard, 3.116’da ise Aeshma’yı Vohu Manah’a (İyi Düşünce), yani bilgelik ve sağduyunun ilkesine karşı konumlandırır. Bu durum, Aeshma’nın sadece fiziksel bir şiddet değil, aynı zamanda düşünsel bir bozulma, akıl ve anlayışı bulanıklaştıran bir öfke olarak da algılandığını gösterir.

Zatspram, 34.32’de iblisin Angra Mainyu tarafından komutan ilan edilmesi, Aeshma’nın kötülük güçleri içindeki yüksek rütbesini ve önemini pekiştirir. İlginç bir şekilde, “açgözlülük” iblisi Az (Azi Dahaka ile karıştırılmamalıdır) ile yakın akraba olmasına rağmen, Az’ın sonunda onu yutacağı belirtilir. Bu detay, Zerdüşt şeytanbiliminin karmaşıklığını ve iblislerin bile kendi aralarında bir hiyerarşi ve kadere sahip olduğunu gösterir. Belki de bu, kontrolsüz açgözlülüğün, en yıkıcı öfkeyi bile tüketebilecek bir güç olduğunu simgeler. Sraosha’ya karşı muhalefeti, sonraki gelenekte de kesintisiz bir şekilde devam eder, bu da Sraoşa’nın Aeshma’nın en temel ve daimi düşmanı olduğunu vurgular.

Daha sonraki Rivayatlarda (Zerdüşt hikayeleri ve efsaneleri), usulüne uygun yapılmayan bir Yasna töreninin, sanki Aeshma için yapılmış gibi kabul edildiği anlatılır. Bu inanış, Aeshma’nın sadece yıkıcı bir iblis olmakla kalmayıp, aynı zamanda kutsal ritüellerin doğru ve saf bir şekilde icra edilmemesi durumunda güç kazanan, dini disiplinsizliğin ve ihmalin bir sonucu olarak ortaya çıkan bir varlık olarak algılandığını gösterir. Bu, Zerdüştlüğün ritüel saflığına ve dini görevlere verdiği önemin bir başka kanıtıdır.

Sonuç: Öfkenin Bedeli ve Ruhsal Direniş

Aeshma: Zerdüştlüğün Öfke İblisi 9

Aeshma, Zerdüştlüğün zengin kozmolojisinde sadece bir iblis figürü değildir; o, insanlığın evrensel ve yıkıcı duygularından biri olan öfkenin somutlaşmış halidir. “Kanlı topuzuyla” ortalığı kasıp kavuran bu varlık, yalnızca fiziksel şiddeti değil, aynı zamanda ritüel bozulmayı, sarhoşluğu, hiddeti ve yalanı da temsil eder. Onun varlığı, Zerdüştlük felsefesinin temel prensibi olan iyilik ve kötülük arasındaki çatışmayı, mikrokozmosta yani insan ruhunda ve makrokozmosta yani evrensel düzende nasıl deneyimlediğimizin bir izahıdır.

Aeshma’nın daimi baş düşmanı Sraoşa’nın kişileştirdiği itaat, disiplin ve dindarlık, Zerdüşt inananlarına öfkeye karşı koymanın yolunu gösterir. Bu karşıtlık, insanın içsel dünyasında doğru seçimler yaparak, yıkıcı duyguların esiri olmaktansa, düzeni, gerçeği ve ilahi iradeye itaati tercih etmesi gerektiğini vurgular. Aeshma’nın nihai olarak yenileceği ve dünyanın yenilenmesi sırasında geri çekileceği inancı, Zerdüştlüğün iyimser bir inanç sistemi olduğunu ve nihai zaferin Ahura Mazda’nın iyi yaratılışa ait olduğuna dair güçlü bir umut verdiğini gösterir.

Aeshma’nın hikayesi, bu kadim dinin zaman ötesi bir uyarısıdır: Kontrolsüz öfke, sadece bireyin değil, toplumun ve hatta kozmik düzenin bile bozulmasına yol açabilecek karanlık bir güçtür. Ancak bu iblisin varlığına rağmen, Zerdüştlük, bu tür yıkıcı güçlere karşı direnişin, disiplinin ve doğru inancın gücünü vurgulayarak, insanlığa her zaman aydınlık bir yolu işaret eder.

Exit mobile version