Yeryüzü, derinliklerinde her zaman bir gizem barındırmıştır. Üzerinde yürüdüğümüz bu zeminde sağlam, bazen beklenmedik biçimde titreşerek, gürleyerek ve sarsılarak bize kendi muazzam gücünü hatırlatır. Depremler, insanlık tarihi boyunca hem korku salmış hem de açıklama arayışına girmiştir. Bilimin çeşitliliği tektonik plakalara dayanan modern açıklamaların ötesinde, dünyanın dört bir yanındaki yerli halklar, bu sarsıcı gücü kendi zengin mitoloji ve kozmolojileri içinde anlamlandırmışlardır.
Kuzeydoğu Amerika’nın yerli halklarından Abenaki’nin da, erkeklerin bu güçlü gücünü, Nanom-keea-po-da, diledikleri aracılığıyla güçlü bir ruh olarak adlandırıldı. Nanom-keea-po-da, basit bir “deprem tanrısı” değil, Abenaki evreninin derinliklerinin yönettiği, doğanın en temel ve bazen de en rahatsız edici güçlerinden birinin canlı bir simgesidir.
Nanom-keea-po-da Kimdir?
Abenaki mitolojisinde ruhlar ve varlıklar oldukça geniş ve doğal olarak şekillendirilmiş, iletişimde olan pek çok şekil içerir. Nanom-keea-po-da, bu geniş panteon içinde saklanan âleminin en dikkat çekici ve güçlü ruhlarından biridir. Adının tam anlamı ve kökeni, sözlü olayın farklı dallarına ve zamandaki değişimlere göre çeşitlilik gösterilebilirse, işlevi ve etkisi konusunda genel bir anlayış mevcuttur: O, yeryüzünü titreten, sarsan ruhtur.
Geleneksel Abenaki inanç eylemleri, dünya canlı ve her unsurun, onun kendi ruhu veya enerjisi vardır. Dağların, nehirlerin, ormanların ruhları olduğu gibi, yeryüzünün derinliklerinin ve onun temel hareketlerinin de bir ruhu vardır; bu ruh Nanom-keea-po-da’dır. O, genellikle gelişen uçaklarla, dünyanın öğeleriyle, saklı derinliklerle ilişkilidir. Onun varlığı, sıklıkla aktif olabilmesi ancak tetiklendiğinde muazzam bir güce sahip olan, uyuyan bir devin uyanışını andırır.
Depremlerin Mitolojik Kaynağı: Nanom-keea-po-da’nın Gücü
Nanom-keea-po-da’nın Abenaki mitolojisindeki en belirgin ve sarsıcı rolü, depremlerin kaynağında bulunmaktadır. Bu mitolojik açıklama, modern resmi teorilerden farklı bir amaca hizmet eder: doğanın en yıkıcı ve anlaşılmaz olaylarından birinin anlam kazanması. Depremler, Nanom-keea-po-da’nın uyanması, hareket etmesi, adımları, hatta bazen kızgınlığı veya huzursuzluğu olarak yorumlanır. Gücü, genel anlamda tam anlamıyla küreselliği, titretme ve dönüştürme yeteneğinde dayanıklılığı. Ancak, sadece fiziksel bir hareketin tasviri değil, aynı zamanda gerçekleşen âlemin yaşayan, nefes alan bir varlığın olduğu düşüncelerin bir parçasıdır.
Depremler meydana gelse de, Nanom-keea-po-da’nın eylemleri olarak izlenir, bu olaya karşı bir göz gözaltına alınması olanağı tanınır. Bu, doğa olaylarının kontrol edilmesi gereken şeyler değil, kendileriyle uyum içinde yaşanması gereken güçlü davranışların olduğu anlayışını pekiştirir. Nanom-keea-po-da’nın gücü, Abenaki insanlarına toprağının ne kadar derin ve bazen de tahmin edilemeyen bir canlılığın barındırıldığını hatırlatır.
Abenaki Kozmolojisinde Yeraltı Ruhlarının Rolü
Nanom-keea-po-da tek başına bir şekil değildir; o, Abenaki kozmolojisinin üç ana katmanından biri olan âleminin ruhlarından biridir. Abenaki evreni genellikle üç ana uçakla ayrılır: gökyüzü/üst dünya (ruhun yaratıcısı, gökyüzü varlıkları), yeryüzü (insanların ve çoğu hayvanın yaşadığı, doğa ruhlarının bulunduğu uçak) ve yetiştirilen âlemi. Yeraltı âlemi, genellikle dünyanın yerleri, gizli sular, mineraller, mağaralar ve bazen de ölülerin ruhlarının veya belirli türden varlıkların bulunduğu yer olarak tasvir edilir. Bu âlem, dünyanın temel direği gibidir; onun dengesi veya dengesizliği, üzerindeki doğrudan etkiler.
Yeraltı ruhları, genellikle dünyanın temel enerjilerini, istikrarını (veya eksikliğini), gizli güçlerini ve değişim potansiyelini temsil eder. Nanom-keea-po-da, bu ruhlar arasında belki de en aktif ve en “dışa vurumcu” olanıdır, çünkü onun eylemleri yüzeyde bu kadar bariz bir şekilde hissedilir. Ancak diğer faaliyetlerin ruhları da düzenli aralıklarla, minerallerin oluşumu veya yer altından çıkanlar gibi daha dramatik ama yine de hayati doğa olaylarıyla gerçekleştirilebilir.
Nanom-keea-po-da’nın varlığı, üremesinin kesinlikle tamamen dayanıklı veya pasif olmadığını, kendi dinamikleri, güçleri ve özellikleri olan varlıklarla dolu olduğunu gösterir. Bu da, Abenaki insanlarının yaşadığı dünyanın sadece yüzey katmanlarından ibaret olmaması, derinliklerinde keşfedilmeyi ve saygı duyulmayı bekleyen bir yaşam ve enerji olduğunun anlaşılmasına yardımcı olur.
Nanom-keea-po-da ve Diğer Abenaki Ruhları Arasındaki İlişkiler
Abenaki mitolojisindeki ruhlar ve varlıklar genellikle karmaşık parçalara sahiptir. Gluskap gibi kahraman ve dönüştürücü figürler, yaratıcı ruhlar, doğa ruhları (hayvanlar, bitkiler, su) ve bazen de diğer uçakların varlıkları (gökyüzü veya yetişen). Nanom-keea-po-da’nın diğer ruhlarla doğrudan veya anlatılara konulandırılmış etkileşimleri hakkında ayrıntılı bilgiler sınırlı olabilir, ancak onun rolünün göz önünde çalıştırılması, bu hücrelerin üremeleri hakkında çıkarımlarda bulunabiliriz.
Nanom-keea-po-da’nın eylemleri, yani toprağınü sarsması, kaçınılmaz olarak üstlenilen diğer ruhları ve varlıkları etkileri. Ormanın ruhları, nehirlerin ruhları, hayvan ruhları ve insanların hepsi, Nanom-keea-po-da’nın neden olduğu bir depremin mevcut olduğu. Bu durum, Abenaki kozmolojisindeki her şeyin ayrıntılarıyla bağlantılı olduğu ilkesini pekiştirir. Yeraltındaki bir varlığın hareketi, yüzeylerin derinden yapılabilir.
Bu alışverişler, potansiyel olarak bir denge arayışını da paylaştırır. Belki diğer daha rekabetçi veya daha yakın ruhlar, Nanom-keea-po-da’nın güç bağlantısına çalışır. Veya belki de Abenaki insanlar, ritüeller ve hikayeler aracılığıyla, Nanom-keea-po-da’nın huzursuzluğunu hafifletmeye veya onun sarsıcı gücünü anlamlandırmaya çalışırlar. Bu, Abenaki inanç sisteminin sadece pasif bir kabulden ibaret olmadığını, aynı zamanda doğal olarak güçlü ve potansiyel olarak tehlikeli olaylarla aktif bir ilişki kurma çabasını da sürdürebildiğini göstermektedir. Nanom-keea-po-da, bu ruhsal ekosistemde, temel ve değiştirilemez bir kuvvet olarak yer alır, onunla başa çıkmanın yolu ise uyum ve anlayıştan geçer.
Doğa Olaylarıyla Bağlantısı
Nanom-keea-po-da’nın doğa olaylarıyla bağlantısı, en belirgin olarak depremler aracılığıyla ortaya çıkar. Ancak bu bağlantı, daha geniş kapsamlı, katmanın istikrarı ve dinamizmi ile ilgilidir. Yeraltı âleminin ruhu olarak, gücünün muhtemelen sadece güçleriyle sınırlı değildir; dolaylı olarak yer kaymaları, belki de gelirlerinin hareketleri veya para biriminde ortaya çıkan kaynaklar gibi yerin altından kaynaklanan diğer olaylarla da ilişkilendirilebilir. (Abenaki coğrafyasında volkanik aktivite gibi belirgin jeolojik olaylar yaygın olmasa da, mitolojide bu tür temel jeolojik güçlerin bir temsili olması mümkündür.)
Bu ruh, Abenaki insanlara, yaşadıkları sadece üzerindeki bitki örtüsü ve hayvanın genişlemesiyle sınırlı olmadığı, derinlere inen ve kendi içinde saklı devinimleri olan canlı bir varlık olduğu öğretilir. Toprağın bu derin canlılığı, bazen bereket ve durağanlık yapabiliyorken, bazen de Nanom-keea-po-da’nın sarsıcı gücü aracılığıyla beklenmedik yıkıcı olabilir. Bu durum, Abenaki’nin hayatındaki doğasına karşı derin bir saygı ve hürmetinin karşılığını besler.
Doğa, yalnızca kaynak sağlayan pasif bir varlık değil, ruhları olan, kendi iradeleri ve güçleri olan dinamik bir sistemdir. Nanom-keea-po-da’nın doğa olaylarıyla kurduğu bu bağ, Abenaki insanlarının çevreleriyle yaşadıkları çevrenin ne kadar derin ve ruhsal olduğunu açıkça ortaya koyar.
Sonuç
Abenaki mitolojisinin sanatının ruhu Nanom-keea-po-da, Abenaki kozmolojisinin ve doğa anlayışının zengin yansıması güçlü ve karmaşık bir figürdür. O, sadece depremlerin mitolojik kaynağı değil, aynı zamanda kullanılan âlemin temel enerjilerini, dünyanın derinliklerinin gizemini ve yerkürenin sarsıcı gücünü temsil eder. Onun varlığı, Abenaki insanlara, yaşadıkları dünyanın çok katmanlı olduğunu, kendi katmanlarının kendi ruhları ve dinamikleri olduğunu ve her şeyin parçalı olduğunu hatırlatır.
Nanom-keea-po-da’nın sarsıcı gücü sempati dolu bir bakış açısı, onun basit bir “kötü ruh” olarak görülmesini anlamamızı sağlar. O, doğanın temel ve kaçınılmaz güçlerinin birinin kişileştirilmesidir. Oluşan fırtınalar, satıcı veya kuraklık gibi, depremin sarsılması da doğal düzeninin bir parçası, ne kadar parçalansa da da. Abenaki mitolojisi, Nanom-keea-po-da aracılığıyla, bu güçlü ve bazen yıkıcı doğa olaylarını anlamlandırmanın, doğrudan yüzleşmenin ve onlara karşı saygı duymanın bir yolunu sunuyor.
Bu hikayeler ve inançlar, Abenaki’nin parçacık çevreleriyle oluşturduğu derin manevi bağ ve binlerce yıldır bu topraklarda edindikleri bilgeliği gözler önüne serer. Nanom-keea-po-da, büyümedeki varlığıyla, bize yerin sadece ayaklarımızın altında zemin yokluğu, derinliklerinde hayat, güç ve hiç dinmeyen bir oturum barındırma, saygı duyulması gereken canlı bir varlık olduğunu fısıldar.