Tuğ ve tuğra, Türk ve Altay halk kültüründe derin bir anlam taşıyan sembollerdir. Hem hükümranlığın hem de kişisel imzanın birer temsilcisi olarak, bu semboller tarih boyunca Türklerin ve Altay halklarının geleneklerinde önemli bir yer işgal etmiştir.
Tuğ: Hükümranlık ve Uğur İşareti
Tuğ, Türk ve Altay halk kültüründe hükümranlığın ve gücün sembolü olarak kabul edilir. Sancağın tepesine takılan at kuyruğundan yapılan bir flama şeklinde ifade edilir. Bu sembol, aynı zamanda uğur ve kut işareti olarak da kullanılır. Ancak, tuğun anlamı sadece pozitif değil, bazen savaş isteği, başkaldırı ve isyan gibi olumsuz duyguları da temsil edebilir.
Tuğ, zaman içinde evrim geçirmiştir. Başlangıçta bayrağın üzerine asılırken, daha sonra dokuz kollu bir değnek şeklinde özel olarak tasarlanmış ve uçlarına dokuz kutlu hayvanın kuyruğu asılmıştır. Bu kuyrukların yerine zamanla renkli püsküller kullanılmaya başlanmıştır. Türklerdeki dokuz tuğ geleneği, dokuz sayısının kutluluğunu yansıtır; çünkü dokuz, gökteki dokuz gezegeni temsil eder ve Türk dünya anlayışında yeryüzü dokuz bölgeye ayrılmıştır.
Önceleri bayrağın üzerine asılırken, daha sonraları dokuz kollu bir değnek şeklinde özel olarak tasarlanmış ve uçlarına dokuz kutlu hayvanın kuyruğu asılmıştır. İlerleyen zaman içinde ise bu kuyrukların yerine renkli püsküller geçmiştir.
Türklerdeki dokuz tuğ geleneği dokuz sayısının kutluluğu nedeniyle gökteki dokuz gezegeni temsil etmektedir. Gök dokuz kattır ve Türk dünya anlayışında yeryüzü dokuz bölgeye bölünmüştür. Tanzimat’tan önceki padişahların savaş bayrakları, Oğuz geleneğine uygun olarak için dokuz tuğdan oluşurdu.
Bu uygulama bir cihan imparatorluğu sembolüdür. Cengiz Han, kağanlığını ilan ettiğinde dokuz kollu beyaz bir tuğ diktirmiştir ve bu, tüm devletlerin altında Oğuz geleneğine bağlı olduğunun bir simgesiydi. Ayrıca Türk boylarının ve devletlerinin de sembolü olan dokuz tuğ, birlik ve gücün göstergesiydi.
Dokuz sayısı, Türk kültüründe kutluluk ve bereketin sembolü olarak kabul edilir. Gök dokuz kattır ve Türk inancına göre dokuz katlı gök, insanların dünyanın en yüksek noktası olan göğe ulaşmasını simgeler.
Türk halkının gökteki dokuz gezegen ile olan bağlantısı, astrolojik inançların da etkisiyle günümüze kadar gelmiştir. Türklerin tarih boyunca astronomiye büyük önem verdiği ve yıldızlara ve göksel cisimlere büyük saygı duyduğu bilinmektedir.
Dokuz tuğ geleneği, Türk halkının birliğini ve gücünü simgelemek için kullanılan önemli bir gelenektir. Bu geleneğin devam etmesi, Türk kültürünün ve tarihinin önemli bir parçası olarak hala korunmasını sağlamaktadır. Türklerin dokuz tuğ geleneği, kültürel mirasımızın önemli bir parçası olmaya devam edecektir.
Tuğra: Padişahın İmzası
Tuğra, Türk kültüründe padişahın ismi ve lakabını içeren alâmet veya imza olarak kullanılır. Hat sanatının önemli bir dalı olarak, yüzyıllar boyunca ustalar tarafından yazılmıştır. Türkçe’de tuğra, padişahın imzasını ifade eder ve Oğuz lehçesinde “tuğrağ” olarak geçer, hükümdarın basılmış imzasını temsil eder.
Tuğra, tuğ sembolüyle yakından ilişkilidir ve sembolik olarak bir tuğa benzer. İlk tuğra, Orhan Gazi tarafından kullanılan ve “Orhan bin Osman” ifadesini içeren bir yazıttır. Her ne kadar Osman Gazi’ye ait bir tuğra günümüze ulaşmamış olsa da, Osmanlı padişahlarının çoğunun tuğraları bulunmaktadır.
Tuğ sözcüğüyle yakından alâkalıdır ve şekil olarak sembolize edilmiş bir tuğa benzer. Orhan Gazi tarafından kullanılan ilk tuğra Orhan bin Osman ifâdesinden ibârettir. Birinci Sultan Osman Gazi’ye ait bir tuğraya günümüze dek hiçbir yerde rastlanmamıştır. Bu nedenle 36 Osmanlı padişahı ama 35 Osmanlı padişah tuğrası vardır.
Köken ve Anlam
Tuğ ve tuğra kavramları, Türk mitolojisinde derin köklere sahiptir. “Tuğ/Tuk/Doğ/Dok” kökünden türemişlerdir ve işaret veya alamet anlamı taşırlar. “Toğ/Tok” ise eski Türkçede tavuğu ifade eder ve hakanların direğin üzerine diktirdiği Altın Tavuk mitine işaret eder. Dokuz rakamı da bu kökten türetilmiştir ve dokuz, Türk düşüncesinde önemli bir sayıdır, gökteki dokuz gezegeni ve yeryüzündeki dokuz bölgeyi temsil eder.
Türk mitolojisindeki bu semboller, kültürel ve tarihsel açıdan büyük öneme sahiptir. Hem hükümranlığı hem de kişisel kimliği temsil etmeleri, Türklerin tarih boyunca sahip olduğu gücün ve kimliğin bir yansımasıdır. Tuğ ve tuğra, sadece semboller değil, aynı zamanda Türk mitolojisinin ve kültürünün birer simgesidir, binlerce yıllık geçmişin izlerini taşırlar.