Bozkurt – Türk, Moğol ve Altay mitolojisinde kutsal hayvan ve ulusal sembol. Bozgurt (Boskord, Pusgurt) olarak da söylenir. Bozkaskır, Çalkurd sözcükleri yine aynı anlama gelir. Moğollar Börteçine (Börteşına, Börtöşono) derler. Gökkurt veya “Gökbörü / Kökbörü” tabiri de yine niteleyici olarak kullanılır. Azericede bir canlı olarak kurt, “Canavar” sözcüğü ile karşılanır. (Canavar kelimesi Azeri dilinde bir masal varlığı değildir.)
Bozkurt ; Türk Mitolojisindeki Yeri ve Önemi
Yol gösterici, kutlu kurt, tüm Türk ve Moğol boylarının ortak ongunudur. Bazı Türk ve Moğol boyları, soylarının bu kutlu varlıktan türediğine inanırlar. Çoğu zaman soyun bir kolu Gökkurt’tan, diğer kolu ise Gökgeyik’den gelmektedir. Kurt sürülerinin başında bulunup idare eden kurtlara da Gökkurt denilir. Kaskır ve Börü kelimeleri de değişik lehçe ve şivelerde kurt demektir. Bozkurt gökyüzünü temsil eder. Alageyik ise yeryüzünün simgesidir.
Göktürklerin gök (mâvi) bayraklarında kurtbaşı resmi vardır. Savaşçılığı ve savaş ruhunu, özgürlüğü, hızı, doğayı temsil eder. Türk ulusunun başına bir iş geldiğinde, bir tehdit belirdiğinde ortaya çıkar ve yol gösterir. Çadırların önüne tepesinde altından kurtbaşı bulunan direkler dikilir. Savaş Ruhu (Tanrısı) kurt görünümüne bürünür. Altıncı yüzyıla ait bir taş anıtta kurttan süt emen bir çocuk betimlenmektedir. Erenler, evliyalar zaman zaman kurt kılığına girerler.
Bozkurda “Gök Oğlu” da denir. Halk kültüründe Bozkurt dişinin cepte taşınmasının nazardan koruyacağına inanılır. Yakut metinlerinde Bosko olarak bahsedilir. Kırgızlarda, bozkırda gezerken kurt görmek uğurdur. Rüyâda kurt görmek de yine hayra yorulur. Hamile kadının nazardan korunması için yastığının altına kurt dişi veya derisi koyulur. Kurdun koyun sürüsüne dalması veya ahıra girmesi bereket sayılırdı. Başkurt rivâyetlerine göre kurt onların atalarının önüne düşerek yol göstermiştir. Bu nedenle kendilerine başlarında kurt bulunan anlamına gelen Başkurt denmiştir.
Hilal taktiği (veya Turan/Türk taktiği) adı verilen yarım çember ile düşmanı ortaya alıp çemberi kapatma stratejisinin kurtlardan görülerek ilk defa Türkler tarafından uygulandığı söylenir. Moğolcada böre/börö gök/gri demektir. Kök “Gök” ve Börü “Kurt” sözcüklerinin bileşimidir. Eski Türkçede Büri sözcüğü ok başı demektir ve kurdun dişine benzemesiyle bağlantılı olabilir.
Kurtarıcılar ve önderler daima Bozkurt ile ilişkilendirilir. Bu durum en çağdaş ve sıra dışı yorumlarda dahi kendisini belli edebilir.
Örneğin Nazım Hikmet’in şu dizelerinde Atatürk anlatılmaktadır.
O, saati sordu. Paşalar `üç’ dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mâvi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun kenarına kadar,
Eğildi durdu.
Bozkurt, Türklerin ulusal sembolüdür. Târih öncesi dönemlerden beri Türklerce kutsal sayılmıştır. Bozkurt’un kutsal sayılmasının ve Türklerin ulusal sembolü olmasının en önemli nedeni, Türklerin bir bozkurtun soyundan geldiklerine inanmalarıdır. Bozkurt, bugün Türk milliyetçiliğinin sembolüdür.
Atatürk tarafından da ulusal sembol ilan edilmiş ve birçok yerde kullanılmıştır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türk Parası üzerine Bozkurt resimleri basılmıştır.
Kao-che yaratılış destanı
Türeyiş Destanı adıyla bilinen hikâye aslında Kao-ch’e’nin yaratılış destanıdır. Çin vakayinamelerinden Vey Kitabı ve Kuzey Hanedanlar Tarihi ‘nde yer almaktadır.
Bu destanda erkek kurt rol oynamaktadır. Hiung-nu tanyusunun güzel iki kızı varmış. Tanyu onları Tanrı’ya sunmaya karar vermiş. Ülke sınırı üzerinde yüksek bir kule yaptırmış ve Tanrı’dan kızlarını kendisine eş olarak alması için yalvarmış. Onları götürüp kuleye bırakmış. Yaşlı bir kurt kulenin dibindeki mağaraya yerleşmiş. Kızlardan biri kurtun Tanrı olduğunu zannetmiş. Ablasının karşı çıkmasına rağmen kuleden inmiş. Kurdun karısı olup çocuğunu doğurmuş.
Aşina’nın yaratılış destanı
Bozkurt Destanı adıyla bilinen hikâye aslında Aşina’nın yaratılış destanıdır. Çin vakayinamelerinden Chou Kitabı Kuzey Hanedanlar Tarihi ve Sui Kitabı’nda yer akmaktadır. Bu destanlarda dişi kurt rol oynamaktadır.
Komşu ülke tarafından yok edilir. Bir çocuk kalır. Askerler onun küçük olduğunundan öldürmeye kıyamaz ve ayaklarını (Sui Kitabı ‘nda ise kollarını da)keserek bataklık bir yere bırakır. Orada bir dişi kurt çocuğu etle besler. Çocuk büyünce kurtla birlikte olur ve kurt hamile kalır. Komşu ülke yeniden adamları göndererek onu öldürtür. Adamlar kurtu da öldürmek ister. Kurt Kara hoca ülkesindeki Kuzey Dağı’na (Sui Kitabı ‘nda Karahoca’nın kuzeybatısına) kaçar. Dağda bir mağaranın içinde çayırlarla kaplı ve yüzlerce mil genişliğinde dört tarafı dağlarla çevrili bir düzlük var.
Kurt mağaranın içine saklanır ve on erkek çocuk doğurur. On erkek büyür. Dışarıdan kız alıp evlenirler ve eşleri hamile kalır. Her biri bir soy sahibi olur. Bunlardan biri de Aşina’dır. Bunların oğulları ve torunları çoğalır. Birkaç nesil geçtikten sonra mağaradan çıkarlar. Daha sonra Cücenlere demirci olarak tâbi olurlar.
Vusun ile ilgili destan
Çin vakayinamelerinden Shi-chi ve Han Kitabı ‘nda yer alan Vusun ile ilgili destanda karga ve dişi kurtun bir çocuğu beslediği aktarılmaktadır. Vusun kralı Kun-mo’nun babası Hiung-nu tarafından saldırıya uğramış ve öldürülmüş. Kun-mo bırakılmış. Karga etle ve kurt ise sütle beslemiş. Hiung-nu tanyusu Kun-mo’nun Tanrı olduğunu zannederek yanına alıp büyütmüş.
Ergenekon destanı
Ergenekon Destanı adıyla bilinen hikâye Göktürk destanıdır. Komşuları tarafından tuzak kurularak yok edilen Türklerden geriye kalan birkaç kişinin saklanmak için dağlık bir alanda yol araması ile başlar. Dağların arasında gizlenmiş bir ova bulan bu Türkler, oraya yerleşir ve çoğalır. Yüzyıllar sonra oraya sığmaz hale gelince, çıkmak isterler. Ancak çıkışı bulamazlar. Bunun üzerine çevredeki dağların demir madeninden yapıldığını farkederler ve demiri eriterek çıkarlar. Çıkışta kendilerine Börte Çene adında bir erkek kurt rehberlik eder.
Börteçine veya Börteçin
Börteçine veya Börteçin – Eski tarihçilere göre Türkleri Ergenekon’dan çıkaran demircinin adıdır. Kelime anlamına bakıldığında ise yol gösterici kurda verilen başka bir isimdir. Yine bazı tarihçilere göre Börteçine, söz konusu demirden dağı eritip delen demircinin değil, bilakis Türklere Ergenekon’dan çıkmaları için yol gösteren dişi kurdu (Asena) takip eden komutanın adıdır. Moğolcada Börte gri, boz rengi ifâde eder; Çine (Çına, Şına, Şona) ise kurt manâsına gelir.