Gizemli ve büyüleyici bir tarihi eser olan Voynich el yazması, yüzyıllardır bilim insanlarını, dilbilimcileri ve meraklıları büyülemeye devam ediyor. Bu esrarengiz kitap, benzersiz metinleri ve anlaşılmaz diliyle herkesin ilgisini çekmiş ve hakkında sayısız teori üretilmiştir. Bu makalede, Voynich el yazmasının keşfi, içeriği, analizleri ve çözüm çabaları hakkında ayrıntılı bilgiler sunacağız.
Keşif: Gizemli Bir Kitabın Ortaya Çıkışı
Ve işte yine başlıyoruz. Voynich El Yazması olarak adlandırılan el yazması 1912’de karanlıktan yeniden ortaya çıktığından beri her iki veya üç yılda bir, profesyonel araştırmacılar ve amatör şifre çözücüler bu 15. yüzyıl kitabını çözdüklerini duyuruyorlar. Bu sefer, yapay zeka tekniklerini kullanarak, aslında kitabın tamamını değil, başlığına rağmen, çeviren kişi Kanada’daki Alberta Üniversitesi’nde bilgisayar bilimi profesörü olan Greg Kondrak.
Sadece ilk cümleyi. İşte şöyle: “Rahibe, evin adamına, bana ve insanlara tavsiyelerde bulundu.” Kondrak, “Bir el yazmasına başlamak için biraz garip bir cümle ama kesinlikle mantıklı.” diyor.
Eğer öyle diyorsanız.
Voynich el yazması, adını 1912 yılında kitabı satın alan Polonya asıllı Amerikalı kitap koleksiyoneri Wilfrid Voynich’ten almıştır. Voynich, bu el yazmasını İtalya’daki bir Cizvit koleji olan Villa Mondragone’de bulmuştu. Kitap, yaklaşık 240 sayfadan oluşuyor ve çoğu sayfasında anlaşılmaz bir yazı sistemi ile birlikte, garip bitki tasvirleri, astronomik semboller ve çıplak kadın figürleri bulunuyor.
Kitabın İçeriği: Anlaşılmaz Metinler ve Garip Tasvirler
Voynich el yazmasının içeriği, onu bu kadar gizemli kılan ana unsurlardan biridir. Kitap, anlaşılmaz bir yazı sistemi ile yazılmıştır ve bu yazı sistemi, bugüne kadar hiçbir dil veya alfabe ile ilişkilendirilememiştir. Metinler, düzgün ve özenle yazılmış olup, belli bir dil yapısına sahipmiş gibi görünmektedir. Ancak, bu metinlerin ne anlama geldiği hala bir sırdır.
Kitabın sayfalarında yer alan tasvirler de en az metinler kadar esrarengizdir. Bitki çizimleri, bugüne kadar bilinen hiçbir bitki türü ile tam olarak eşleşmemektedir. Ayrıca, astronomik semboller ve çıplak kadın figürleri, kitabın içeriğine dair daha fazla merak uyandırmaktadır. Bu çizimler, kitabın tıbbi, astronomik veya simyasal bilgiler içerdiği teorilerini desteklemiştir.
Kondrak, 1921’de gerçek görünür metni görmezden gelen bir Pennsylvania Üniversitesi araştırmacısıyla başlayan uzun bir sözde kod çözücüler listesine katılıyor; gerçek mesajın tek tek harflerin içine gömülmüş ve yalnızca mikroskopla görülebilen “Yunanca kısaltma” olduğunu ileri sürdü. (Başka hiç kimse onları göremezdi.)
O zamandan beri, el yazması için Yunanca/Latince/Mısırca/Ukraynaca/Arapça/İbranice/Flamanca/İngilizce bir temele sahip olduğu iddiaları düzenli olarak ortaya çıktı ve yanlış olduğu gösterildi. Aynı kaderin Kondrak’ın AI çabasını da beklediğini düşünüyorum.
El yazması, dana derisinden yapılmış 240 sayfalık (tahmini 272 orijinal sayfadan) bir vellum kodeksi veya ciltli kitaptır. Bu cilt yakın zamanda radyokarbon tarihlemesiyle 1404 ile 1438 arasına tarihlendi ve böylece yazının en erken tarihi belirlendi.
Tuhaf sembollerin anlamı ne olursa olsun, 25 karakterli (az ya da çok) bir alfabeyi oluşturan harfler gibi görünüyorlar. Kelimeler iki ila 10 harf uzunluğunda ve noktalama işareti yok. Bilinmeyen bir dilde, bilinmeyen bir yazıyla yazılmış olan el yazmasının genellikle kodlanmış olduğu varsayılır.
Ancak, yazarın yazarken kodlama yapması durumunda beklenen karakterler arasında herhangi bir gecikme veya tereddüt belirtisi yoktur. Ve daha da ilginci, bilinmeyen yazar toplam 170.000 harften tek bir karakteri bile düzeltmemiştir. Yazının akışkan yapısı, kitabın mimarının kendi doğal dilinde doğal bir yazıyla yazdığını söylüyor gibi görünüyor.
Şüpheci okuyucular artık tüm bunların bir aldatmaca olup olmadığını, birkaç yüz yıl önce para kazanma dolandırıcılığı olarak yaratılıp yaratılmadığını (İmparator II. Rudolf, 1552-1612, bunu 600 düka veya 73 ons altına satın aldığı iddia ediliyor) veya daha yakın zamanda sahte olup olmadığını soracaktır. İkincisi ise, baş şüpheli, adını taşıyan Polonyalı kitap satıcısı Wilfrid Voynich’tir, ancak bu radyokarbon tarihlemesi ışığında çok zor görünüyor. Voynich bunu 1912’de satın aldığını söyledi; bu kadar çok dokunulmamış 500 yıllık dana derisini nasıl elde edebildi?
Analizler: Bilim İnsanlarının ve Araştırmacıların Çabaları
Voynich el yazması, keşfedildiği günden bu yana birçok bilim insanı ve araştırmacı tarafından incelenmiştir. Kitabın yazı sistemi ve dili üzerinde yapılan çalışmalar, metinlerin belirli bir dil kurallarına sahip olduğunu göstermiştir. Ancak, bu dilin ne olduğu veya metinlerin ne anlama geldiği hala çözülememiştir.
Dilbilimciler, metinlerin rastgele harflerden oluşmadığını, belirli bir yapıya sahip olduğunu ve tekrar eden kelime ve cümle yapıları içerdiğini belirlemişlerdir. Bu durum, metinlerin anlamlı bir içerik taşıdığına işaret etmektedir. Ancak, bu anlamın ne olduğu hala bilinmemektedir.
Teoriler: Voynich El Yazması Ne Anlatıyor?
Voynich el yazması hakkında birçok teori ortaya atılmıştır. Bu teorilerden bazıları oldukça mantıklı, bazıları ise oldukça fantastiktir. İşte en yaygın teorilerden bazıları:
1. Bitki Bilgisi ve Şifalı Bitkiler:
Birçok araştırmacı, kitabın şifalı bitkiler ve bitkisel ilaçlar hakkında bilgi içerdiğini düşünmektedir. Kitapta yer alan bitki çizimleri ve metinlerin, eski bir bitki bilimi kitabına işaret ettiği düşünülmektedir.
2. Simya ve Gizli Bilgiler:
Başka bir teoriye göre, Voynich el yazması simya ve gizli bilimler hakkında bilgi içermektedir. Kitabın anlaşılmaz dili ve sembollerinin, simyacıların gizli bilgilerini korumak için oluşturulmuş şifreli bir dil olduğu düşünülmektedir.
3. Astronomik ve Astrolojik Bilgiler:
Kitapta yer alan astronomik semboller ve çıplak kadın figürleri, kitabın astronomik ve astrolojik bilgiler içerdiği teorisini desteklemektedir. Bu teoriye göre, kitabın metinleri ve çizimleri, yıldızların ve gezegenlerin hareketlerini ve bunların insanlar üzerindeki etkilerini açıklamaktadır.
4. Sanat ve Edebiyat Eseri:
Bazı araştırmacılar, Voynich el yazmasının aslında bir sanat ve edebiyat eseri olduğunu düşünmektedir. Kitabın metinleri ve çizimlerinin, bir yazarın veya sanatçının hayal gücünün ürünü olduğu ve belirli bir anlam taşımadığı ileri sürülmektedir.
Çözüm Çabaları: Gizemin Perdesi Aralanıyor mu?
Voynich el yazmasının sırrını çözmek için birçok farklı yöntem denenmiştir. Bilgisayar analizleri, dilbilimsel incelemeler ve tarihsel araştırmalar, kitabın içeriğini ve anlamını çözmeye yönelik çabalardan sadece birkaçıdır. Ancak, bugüne kadar kesin bir sonuç elde edilememiştir.
Bilgisayar analizleri, metinlerin belirli bir dil yapısına sahip olduğunu ve anlamlı cümleler içerdiğini göstermiştir. Ancak, bu dilin ne olduğu veya metinlerin ne anlama geldiği hala bilinmemektedir. Tarihsel araştırmalar ise, kitabın kökeni ve yazarına dair bazı ipuçları sunmuştur. Kitabın 15. yüzyılda yazıldığı ve Rönesans dönemi Avrupa’sında yaratıldığı düşünülmektedir. Ancak, yazarının kim olduğu hala belirsizdir.
Modern Teknoloji ve Yeni Yaklaşımlar: Gelecekte Çözüm Mümkün mü?
Voynich el yazmasının gizemini çözmek için modern teknoloji ve yeni yaklaşımlar kullanılmaktadır. Bilgisayar destekli analizler, metinlerin dil yapısını ve anlamını çözmeye yönelik yeni ipuçları sunmaktadır. Ayrıca, yapay zeka ve makine öğrenimi gibi teknolojiler, kitabın sırrını çözmek için yeni yöntemler sunmaktadır.
Gelecekte, bu teknolojilerin ve yeni yaklaşımların Voynich el yazmasının gizemini çözmeye yardımcı olabileceği umut edilmektedir. Ancak, bugüne kadar elde edilen sonuçlar, kitabın sırrını tamamen çözmek için yeterli değildir. Bu nedenle, Voynich el yazması, hala çözülememiş bir gizem olarak kalmaya devam etmektedir.
Sonuç: Bilinmezliklerin Perdesi
Voynich el yazması, tarih boyunca bilim insanlarını, dilbilimcileri ve meraklıları büyüleyen bir gizem olarak kalmıştır. Kitabın anlaşılmaz metinleri ve garip tasvirleri, hakkında sayısız teori ve spekülasyona yol açmıştır. Ancak, bugüne kadar kesin bir sonuç elde edilememiştir. Bu nedenle, Voynich el yazması, hala çözülememiş bir sır ve insanlık tarihinin en büyük gizemlerinden biri olarak hatırlanmaya devam edecektir.
Voynich el yazması hakkında daha fazla bilgi edinmek ve bu gizemi çözmeye yönelik çabalara katılmak, meraklılar ve araştırmacılar için heyecan verici bir macera olabilir. Kim bilir, belki de bir gün, bu esrarengiz kitabın sırrı tamamen çözülecek ve insanlık tarihine yeni bir ışık tutulacaktır. Ancak, o güne kadar, Voynich el yazması, gizemini ve büyüsünü korumaya devam edecektir.