Yek veya Yeg,Yiğ
Yek veya bilinen diğer adlarıyla Yeg veya Yiğ, Türk ve Altay halk inancında karanlık bir figür olarak karşımıza çıkar. İblis olarak da bilinen bu varlık, insanlığı kötülüğe sürükleyen ve Tanrı’ya isyan etmiş bir karakterdir. Ancak onun özellikleri ve sembolizmi, sadece bir isyanın ötesine geçer, derin anlamlarla yüklüdür.
Yek, kısa boylu ve güçlü bir varlık olarak tasvir edilir. Onun gücü ve varlığı, âlemin karanlık güçlerini temsil eder. Yerin altında yaşaması da onunla ilişkilendirilen bir özelliktir, zira karanlık ve gizemli yeraltı dünyası, insanların korkularını ve bilinmeyenleri temsil eder. Ayrıca, Yek’in Yaka adlı kötü ruh ile bağlantılı olması, onun kötülük ve zarar verme yeteneğini vurgular. “Çak” veya “Çek” gibi sözcüklerle ilişkilendirilmesi ise Şeytan’ın varlığına ve kötülüğe olan bağlantısına işaret eder.
Yek’in sembolizmi, sadece Türk ve Altay halk inancında değil, geniş bir coğrafyada benzer figürlerle de ilişkilendirilir. Örneğin, Bulgar kültüründe “Yaga” adlı bir cadı figürü vardır ki bu da kötü ruhlar ve hastalıklarla ilişkilendirilir. Ayrıca, hastalıklarla ilişkilendirilen “Yiğ verem” ve “Yiğnik” gibi terimler, Yek’in kötülük ve zarar verme yönünü vurgular.
“Tatar dilindeki “Yeg” sözcüğünün “açgözlü, doymak bilmeyen ruh” anlamına gelmesi, Yek’in sembolizminin açıklanmasında önemli bir ipucudur. Bu, onun sadece fiziksel varlığıyla değil, aynı zamanda ruhsal ve manevi yönleriyle de ilişkilendirildiğini gösterir. Ayrıca, Teleğüt şamanlarının davullarını süsleyen “Yeg Yılanı” figürü de, Yek’in şamanistik inançlarla olan bağlantısını vurgular. Bu figür, insanların ruhlarını koruma ve kötü ruhlardan arındırma görevi üstlenir.
Baba Yaga: Slav Mitolojisinin Kötü Cadısı
Baba Yaga, Slav folklorunda önemli bir figürdür ve cadı veya büyücü karakteriyle bilinir. Özellikle çocukları kaçırmasıyla ünlü olan Baba Yaga, Slav mitolojisindeki kötü ruhlar arasında öne çıkar. Ancak onun sembolizmi, sadece kötülük ve tehlikeyle sınırlı değildir, aynı zamanda bilgelik ve rehberlikle de ilişkilendirilir.
Baba Yaga’nın en çarpıcı özelliklerinden biri, tavuk ayakları gibi dört ayak üzerinde duran bir kulübede yaşamasıdır. Bu kulübe, Ural ve Tungus topluluklarında da benzer yapılarla ilişkilendirilir. Baba Yaga’nın bu sıradışı evi, insanların bilinmeyenle olan ilişkilerini ve doğanın gizemini temsil eder. Ayrıca, Rus masallarında akçaağaçtan yapılan bir süpürgeyle havada süzülen bir cadı olarak tasvir edilir, bu da onun büyücü güçlerini ve özgürlüğünü vurgular.
“Baba” sözcüğünün genellikle “yaşlı kadın” veya “büyükanne” anlamına geldiği düşünülse de, “Yaga” sözcüğünün kökeni konusunda çeşitli tartışmalar vardır. Ancak Ural-Altay kökenli olduğu düşünülen “Yaga”, farklı Slav dillerinde farklı şekillerde kullanılır. Bu isim bazen “boynuzlu yaşlı kadın” olarak da tercüme edilebilir, bu da Baba Yaga’nın gizemli ve tehlikeli doğasını vurgular.
Küpegiren: Azerbaycan Masallarının Kötü Kadını
Küpegiren veya Küpegiren Karı, Azerbaycan masallarının önemli karakterlerinden biridir ve Baba Yaga’ya oldukça benzer özelliklere sahiptir. O, evleri yıkan, bozgunculuk yapan, şekil değiştiren ve büyülü bir kadındır. Ancak onun sembolizmi, sadece kötülük ve tehlikeyle sınırlı değildir, aynı zamanda değişim ve dönüşümle de ilişkilendirilir.
Küpegiren’in en dikkat çekici özelliklerinden biri, anlık olarak güzeller güzeli veya melekler meleği gibi görünebilmesidir. Ancak bu görünümlerinin altında kötülük ve hile yatar. Bu, insanların dış görünüşlerine aldanmamaları gerektiğini ve gerçek güzelliğin içte olduğunu vurgular. Ayrıca, gökyüzüne çıkabilen ve yere inebilen bir karakter olması, onun insanlarla olan ilişkilerini ve arketipik sembolizmi güçlendirir.
Etimoloji ve Köken
Yek’in etimolojisi, “İğ/Yiğ” ve “Çak/Cak/Yak” köklerine dayanır. Bu kökler, hastalık, kötülük ve fesatlık gibi kavramları içerir. Bu köklerin Arapça veya Farsça kökenli olmadığı, aksine Ural-Altay kökenli olduğu iddia edilir. Örneğin, “Yek” sözcüğü Arapça’da “tek, yalnız” anlamına gelirken, bu kökler Türk ve Altay halk inançları içinde daha derin ve karanlık bir sembolizme sahiptir.
Bu etimolojik bağlamda, “İğrenmek” fiili de bu köklerden türemiştir. İnsanların Yek’in sembolizmiyle ilişkilendirilen kötülüğe veya hastalığa karşı duyduğu tepkiyi ifade eden bu fiil, onun varlığının insanların içinde uyandırdığı korkuyu ve iğrençliği yansıtır. Dolayısıyla, Yek’in sembolizmi ve etimolojisi, sadece dilbilimsel bir kökeni değil, aynı zamanda insanların kolektif bilinçaltında yatan korkuları ve endişeleri de yansıtır.
Yek, Baba Yaga ve Küpegiren gibi figürler, mitolojik ve folklorik geleneğin derinliklerinde kök salmış önemli sembollerdir. Onların sembolizmi, sadece kötülük ve tehlikeyle ilişkilendirilmez, aynı zamanda insanın içsel korkuları, arzuları ve bilinmeyenle olan ilişkisiyle de bağlantılıdır.
Bu figürler, insanların hayal gücünü ve kolektif bilinçaltını derinden etkileyen, karanlık ve gizemli bir dünyanın kapılarını aralar. Dolayısıyla, onların hikayeleri ve sembolizmi, mitolojik ve folklorik geleneğin zenginliğini ve çeşitliliğini yansıtır, aynı zamanda insanın evrensel deneyimleriyle de derin bir şekilde bağlantılıdır.
Yukarıdaki bilgiler, Türk ve Altay halk inancıyla ilgili kaynaklardan derlenmiştir.
Bu kaynaklar arasında:
- Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Celal Beydili
- Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt
- Türk Mitolojisi, Mehmet Yılmaz
- Altay Türkleri ve Altay Şamanizmi, Tunga Ergin
- Slav Mitolojisi Ansiklopedisi, Ljubinka Marković
- Encyclopedia of Russian & Slavic Myth and Legend, Mike Dixon-Kennedy
Bu kaynaklar, Türk ve Slav mitolojisiyle ilgili temel bilgileri sağlamaktadır ve Yek, Baba Yaga ve benzeri figürlerin sembolizmi ve kökeni hakkında detaylı bilgiler içermektedir.