Kanım Han: Güven Tanrısı
Kanım Han, Türk ve Altay mitolojisinde önemli bir figürdür ve Güven Tanrısı olarak bilinir. Yeryüzündeki dürüst ve güvenilir insanları koruyan bir varlık olarak tasvir edilir. Ülgen Han’ın oğlu olarak kabul edilir ve genellikle “Er Kanım” olarak anılır.
Türk inanç sisteminde güvenilirlik, temel bir kavramdır ve toplumun sağlam bir temel üzerine kurulmasında önemli bir rol oynar. “Eline, beline, diline sahip ol!” sözü, bu anlayışın en özlü ve etkileyici ifadesidir. Bu söz, Hacı Bektaş-ı Veli’ye atfedilir ve insanların sözlerini tutmaları, işlerini dürüstçe yapmaları ve davranışlarında doğruluktan sapmamaları gerektiğini vurgular.
Kanım Han, bu değerleri simgeleyen bir figürdür ve insanlara güven duygusunu aşılar. Onun varlığı, toplumun dayanışma ve güven içinde bir arada yaşamasını teşvik eder. Türk ve Altay mitolojisinde, Kanım Han’ın önemi ve etkisi, güvenin ve dürüstlüğün toplumsal ve kültürel değerler arasında ne kadar önemli olduğunu gösterir.
Kara Han
Kara Han ve Kayra Han, Türk ve Altay mitolojisinde farklı kişiliklerdir. Kara Han, söylencesel bir hakan olarak bilinir ve Kara Ulus’un lideridir. Sıradan insanların önderi olarak kabul edilir ve halktan bir kişi iken sonradan Hanlık elde edenleri veya devlet kuranları temsil eder. Onun hikayesinde on oğlu ve dokuz kızı bulunur. Karadeniz bölgesinde yaşadığı düşünülür ve genellikle Akdeniz’in yanında ikincil bir öneme sahip olarak görülür.
Kara Han’ın adı, Moğolca ve Mançuca’da “siyah” renge işaret eden kelimelerle benzerlik gösterir. Kara Türklerde kuzey yönünün simgesi olan “kara” renk, gücü ve otoriteyi vurgular. Bu nedenle Kara Han, Türk ve Altay mitolojisinde önemli bir figür olarak kabul edilir.
Öte yandan, Kayra Han farklı bir mitolojik kişiliktir ve genellikle Kara Han ile özdeşleştirilmektedir. Ancak sesbilimsel benzerlikler ve yanlış anlamalar nedeniyle, Kara Han ile Kayra Han’ın aynı kişi olduğu yanlış bir inanış olabilir. Deniz Karakurt’a göre, bu durum sesbilimsel bir yanılsamadan kaynaklanır ve aslında Kara Han, Oğuz Han’ın babası olarak tasvir edilir.
Sonuç olarak, Kara Han ve Kayra Han farklı mitolojik kişiliklerdir ve her biri Türk ve Altay mitolojisinde kendi özel rollerini oynar. Ancak bazı kaynaklarda bu iki kişilik birbirleriyle özdeşleştirilmiş olabilir, ancak bu genellikle yanlış anlamalardan kaynaklanır.
Karakızlar
Karakızlar, Türk ve Altay mitolojisinde kötülüğü simgeleyen tanrıçalardır. Diğer adları Karagızlar veya Garagızlar olarak da bilinirler. Erlik Han’ın kızları olarak kabul edilirler ve adları genellikle bilinmez. Karakteristik olarak, düz, kuru ve çıplak bir yerde yaşarlar ve saçları kara yılana benzer.
Karakızlar, vakitlerini eğlenerek geçirirler ve genellikle insanları kötüye teşvik ederler veya kötülük yapmaları için kışkırtırlar. Özellikle şamanları hedef alarak, onları ayartıp yolundan çevirmeye çalışırlar. Şamanlar, toplumun manevi liderleri ve rehberleri olarak kabul edildiğinden, Karakızlar’ın şamanları etkilemeye çalışması, insanların ruhsal dünyasını olumsuz yönde etkilemeye yönelik bir girişim olarak kabul edilir.
Bazı hikayelerde, Karakızlar’ın cinsellikle ilgili veya cinselliği içeren davranışlarda bulundukları anlatılır. Bu davranışlar genellikle insanları kötüye teşvik etmek veya onları günahe sürüklemek amacıyla gerçekleştirilir. Karakızlar’ın sahip oldukları bu karanlık ve kötücül özellikler, onları Türk ve Altay mitolojisinin önemli birer figürü haline getirir.
Genel olarak, Karakızlar, Türk ve Altay mitolojisinde kötülüğü simgeleyen tanrıçalar olarak kabul edilirler. Erlik Han’ın kızları olarak bilinen bu varlıklar, insanların manevi dünyasını olumsuz yönde etkilemeye çalışır ve onları kötülüğe teşvik ederler. Bu nedenle, Karakızlar, mitolojik hikayelerde genellikle insanların karşılaştığı kötücül güçlerin temsilcileri olarak tasvir edilirler.