Bozkurt destanı; eski Çin kaynaklarında rivâyetler halinde yer alır. Aynı kaynaklarda bu rivâyetleri destekler veya bütünler mahiyette başka bilgiler de vardır. Destanın esası, yok olmak felâketine uğrayan Göktürk soyunun yeniden toparlanıp çoğalmasında bir Bozkurt’un oynadığı roldür.
Birbirine konu itibariyle çok benzeyen üç destanın konusu kısaca şöyledir:
1.ci Anlatım: Bozkurt Destanı
Göktürkler, eski Hunlar’ın soylarından gelirler ve onların bir koludurlar. Kendileri ise, A-şi-na adlı bir aileden türemişlerdir. Sonradan çoğalarak, ayrı oymaklar halinde yaşamağa başladılar.
Daha sonra Lin adını taşıyan bir memleket tarafından mağlup edildiler. Mağlubiyetten sonra Göktürkler, bu memleket tarafından soyca öldürüldüler.
Tamamen öldürülen Göktürkler içinde, yalnızca on yaşında bir çocuk kalmıştı. Lin memleketinin askerleri, çocuğun çok küçük olduğunu görünce, ona acımışlar ve onu öldürmemişlerdi. Yalnızca çocuğun ayaklarını kesmişler ve bir bataklık içinde ki otlar arasında bırakarak gitmişlerdi.
Bu sırada çocuğun etrafında bir dişi kurt peyda oldu ve ona et vererek çocuğu besledi. Çocuk bu şekilde büyüdükten sonra da, dişi kurtla karı-koca hayatı yaşamağa başladı. Kurt da çocuktan bu yolla gebe kaldı.
Göktürkler’i mağlup eden ve hepsini kılıçtan geçiren Lin memleketinin kralı, bu çocuğun halâ yaşadığını duydu ve onun da öldürülmesi için askerlerini gönderdi. Çocuğu öldürmek için gelen askerler, kurtla çocuğu yan yana gördüler.
Askerler kurdu öldürmek istediler. Fakat kurt onları görünce hemen kaçtı ve Kao-ch-’ang (Turfan) memleketinin kuzeyindeki dağa gitti. Bu dağda derin bir mağara vardı. Mağaranın içinde de büyük bir ova bulunuyordu. Ova, baştan başa ot ve çayırlarla kaplı idi. Çevresi de bir kaç yüz milden fazla değildi. Dört yanı çok dik dağlarla çevrili idi. Kurt, kaçarak bu mağaranın içine girdi ve orada on tane çocuk doğurdu.
Zamanla bu on çocuk büyüdüler ve dışarıdan kızlar getirerek, onlarla evlendiler. Bu suretle evlendikleri kızlar gebe kaldı ve bunların her birinden de bir soy türedi.
İşte Göktürk Devleti’nin kurucularının geldikleri A-şi-na ailesi de bu On-Boy’dan biridir. Onların oğulları ve torunları çoğaldılar ve yavaş yavaş yüz aile haline geldiler. Bir kaç nesil geçtikten sonra, hep birlikte mağaradan çıktılar. Juan-juan (Moğol kö- kenli bir topluluk) devletine tabi oldular. Altay (Chin-shan) eteklerinde yerleştiler. Bundan sonra da Juan-juan devletinin demircileri oldular.
2.ci Anlatım: Bozkurt Destanı
Türk Kaganı’nın çok akıllı iki kızı vardır. (Bazı kaynaklara göre üç.) Bu kızlar o kadar akıllı ve iyilermiş ki; kagan bu kızların bir insanla değil de ancak bir tanrıyla evlenebileceğini düşünmektedir.
Bu düşüncedeki kagan, kızlarını götürmüş ve bir te- penin üzerine koyar. Burada kızları evlenmek için Tanrıyı beklemeye başlarlar. Aradan epeyce zaman geçtiği halde, ne Tanrı gelir ne de kızlarla evlenir. Kızlar böy- le bekleşirken tepenin etrafında ihtiyar ve erkek bir kurt peyda olur. Kurt tepenin etrafında dolanıp durur ve bir yere de gitmez. Küçük kız, bu kurdun Tanrı olduğunu düşünür ve ablasının ısrarlarına rağmen gider ve kurtla evlenir. Türkler de bu kızla evlenen kurttan türerler.
Görüldüğü gibi, daha önce anlattığımız efsanede kurt dişiydi. Burada ise erkektir. Diğer Göktürk efsanelerinde de kurt dişidir. Öte yandan Türkler “kurt” tabirini, küçük kurtçuklar için kullanırlardı. (Fındık kurdu, elma kurdu gibi.) Türkler, Çinli- ler’in dile getirdiği anlamdaki vahşi hayvan olan kurta “böri” derlerdi. Çinliler’in buna rağmen neden Türkler’i “kurt”tan türetmeye çalıştığı üzerinde düşünülmeye değer.
Kaynaklar
Bozkurt Destanı’na ilişkin tarihi kaynaklar genellikle Çin kaynakları, Türk destanları ve halk hikayeleri gibi çeşitli kaynaklardan gelmektedir. İşte bu konuda bilgi sağlayabilecek bazı tarihi kaynaklar:
- Çin Kaynakları: Çin’in tarihî metinlerinde, özellikle Tang ve Song Hanedanları dönemlerinde, Türklerle ilgili çeşitli bilgiler bulunmaktadır. Örneğin, “Tarih Kitabı” (Shiji) ve “Toplum ve Topraklar Üzerine Tarih” (Sui Shu) gibi metinlerde, Türklerin kültürü, yaşam tarzı ve mitolojisi hakkında bilgilere rastlanabilir. Bu kaynaklar, Bozkurt sembolü ve destanının Çin’in Türklerle olan etkileşimleri bağlamında ele alınmasına yardımcı olabilir.
- Orta Asya Türk Destanları: Orta Asya’daki Türk topluluklarının halk hikayeleri ve destanları, Bozkurt hakkında bilgi içerebilir. Özellikle “Alp Er Tunga”, “Oğuz Kağan Destanı” ve “Ergenekon Destanı” gibi Türk mitolojisinin temelini oluşturan destanlar, Bozkurt’un sembolik önemini ve mitolojik kökenlerini açıklığa kavuşturabilir.
- İslam Öncesi Türk Yazıtları: Göktürkler ve diğer eski Türk topluluklarına ait yazıtlar, Bozkurt sembolüne dair erken dönem kanıtlar sağlayabilir. Göktürk Kağanlığı dönemine ait Orhun Yazıtları ve Yenisey Yazıtları gibi yazıtlar, Türklerin sembolizmi ve mitolojisi hakkında önemli bilgiler içerebilir.
- Orta Çağ Türk Şiir ve Edebiyatı: Orta Çağ Türk şiiri ve edebiyatı, Bozkurt ve diğer mitolojik figürler hakkında detaylı bilgiler içerebilir. Divan-ı Lügat-it Türk gibi eserlerde, Türklerin mitolojik inançlarına ve sembollerine dair ipuçları bulunabilir.
Bu kaynaklar, Bozkurt Destanı’nın kökenleri ve sembolizmi hakkında daha derin bir anlayış sağlayabilir. Ancak, araştırmacıların farklı kaynakları dikkatlice değerlendirmesi ve farklı perspektiflerden bilgileri bir araya getirmesi önemlidir.