Ermeni Mitolojisi: Tanrılar, Tanrıçalar ve Efsanelerle Zenginleşen Kadim İnanç Sistemi

Her ulusun kendine özgü bir yaratılış, kozmos ve kahramanlık anlatısı vardır. Ermeni halkının Hristiyanlığı kabul etmeden önceki kadim inanç sistemi olan Ermeni Mitolojisi, bu zengin kültürel mirasın en önemli parçalarından birini oluşturur. Binlerce yıllık birikimin, coğrafi konumun ve etkileşimlerin şekillendirdiği bu mitoloji, yalnızca bir inanç kümesi değil, aynı zamanda Ermeni kimliğinin ve sanatsal ifadesinin de derin bir kaynağıdır. Çeşitli tanrıları, tanrıçaları, efsanevi yaratıkları ve destansı hikayeleri barındıran Ermeni mitolojisi, günümüz Ermenistan’ında hala yankıları bulunan motifler içerir.
Bu makalede, Ermeni mitolojisinin kökenlerine inecek, panteonunun başlıca üyelerini tanıyacak ve eşsiz efsanevi yaratıklarını keşfedeceğiz. Ardından, Hristiyanlığın kabulünün bu kadim inançlar üzerindeki etkisini inceleyeceğiz.
Ermeni Mitolojisinin Kökenleri: Hint-Avrupa ve Urartu Etkileri

Ermeni mitolojisi, izole bir yapıdan ziyade, binlerce yıl boyunca bölgedeki çeşitli medeniyetlerle girilen etkileşimlerin bir sonucudur. Mitolojinin temel katmanında, Ermenilerin de mensup olduğu Hint-Avrupa halklarının ortak kökenlerinden gelen unsurlar bulunur. Gökyüzü babası, toprak anası gibi temel arketipsel figürlerin varlığı bu bağın göstergesidir. Özellikle Hint-İran mitolojisiyle belirgin benzerlikler göze çarpar. Zerdüştiliğin Büyük Ahameniş İmparatorluğu aracılığıyla bölgeye yayılması, Ermeni panteonundaki bazı tanrıların isimlerinin ve işlevlerinin İranlı muadilleriyle eşleşmesine neden olmuştur. Örneğin, baş tanrı Aramazd’ın adı İran tanrısı Ahura Mazda’dan, ışık tanrısı Mihr’in adı Mitra’dan, bereket tanrıçası Anahit’in adı ise Anahita’dan türemiştir.
Bir diğer önemli etki kaynağı ise MÖ 9. ve 6. yüzyıllar arasında modern Ermenistan topraklarının büyük bir bölümüne hakim olan Urartu Krallığı’dır. Urartu’nun çok tanrılı inanç sisteminin Ermeni mitolojisi üzerindeki etkisinin boyutu hala tartışmalı olmakla birlikte, bazı yer isimleri veya kült pratiklerinin miras kalmış olabileceği düşünülmektedir. Ancak genel olarak, Ermeni mitolojisinin panteon yapısı ve tanrıların ana işlevleri daha çok Hint-Avrupa ve özellikle Hint-İran kökenli özellikler taşır. Bu katmanlı yapı, Ermeni mitolojisine eşsiz bir zenginlik katmıştır.
Aramazd: Ermeni Panteonunun Yaratıcı ve Baş Tanrısı

Ermeni Mitolojisi panteonunun zirvesinde, gökyüzünün, yıldızların, havanın ve yaratılışın yüce efendisi Aramazd yer alır. Adı ‘bilge lord’ anlamına gelen Ahura Mazda’dan türemiş olsa da, Ermeni inancında Zeus, Jüpiter veya İndra gibi Hint-Avrupa gökyüzü tanrılarının özelliklerini de taşır. Aramazd, diğer tüm tanrıların babası ve evrenin düzenleyicisidir. Onun iradesiyle mevsimler değişir, yağmur yağar ve toprak bereketlenir. Genellikle elinde şimşek veya asa ile betimlenir, gücü ve otoritesi simgelenir.
Antik Ermenistan’da Aramazd’a adanmış büyük tapınaklar bulunmaktaydı. Özellikle Bagavan (kutsal yer) adlı şehirde ona atfedilen önemli bir kült merkezi olduğu bilinir. Aramazd’ın gücü ve her şeye hakimiyeti, Ermeni halkının evrene bakış açısında merkezi bir rol oynamıştır. O, hem korkulan hem de saygı duyulan, kaderi belirleyen ulvi bir varlıktı.
Anahit: Doğurganlık ve Bilgeliğin Ana Tanrıçası

Ermeni Mitolojisinin en sevilen ve saygı gören tanrıçalarından biri, bereketin, doğurganlığın, analığın, bilgeliğin, şifanın ve suların tanrıçası Anahit‘tir. Adı, İran tanrıçası Anahita ile ilişkilidir, ancak Ermeni inancında kendine özgü derin bir kült oluşturmuştur. Anahit, hayatın kaynağı, toprağın bereketi ve neslin devamlılığının güvencesi olarak görülürdü. Krallar bile ona saygılarını sunar, fetihlerden sonra tapınaklarına hediyeler getirirlerdi.
Artaşat, Armavir ve Erez gibi şehirlerde Anahit‘e adanmış görkemli tapınaklar bulunmaktaydı. Plutarkhos gibi antik yazarlar, Anahit’in Erez’deki tapınağında saf altından yapılmış muazzam bir heykelinin bulunduğunu ve bu heykelin çok değerli olduğunu belirtmişlerdir. Anahit’in kültü o kadar güçlüydü ki, Hristiyanlık kabul edildikten sonra bile onun bazı özellikleri ve işlevleri Meryem Ana figürüne aktarılmıştır. O, halkın “Altın Ana”sı, “Büyük Kraliçe”si olarak görülür ve yaşamın sürekliliğini simgelerdi.
Astğik ve Vahagn: Aşk, Güzellik ve Ateşin Simgeleri

Ermeni Mitolojisinin panteonunda iki dinamik figür, aşkın, güzelliğin ve suların tanrıçası Astğik ile ateşin, savaşın ve ejderha avcılığının tanrısı Vahagn‘dır. Bazen ilahi bir çift olarak anılsalar da, her birinin kendine özgü önemli işlevleri vardır.
Astğik, Venüs gezegeni ile ilişkilendirilir ve gülleriyle tanınırdı. Aşkı, güzelliği ve su kaynaklarının temizliğini temsil ederdi. Onunla ilişkilendirilen festivaller, özellikle de günümüzde Vardavar olarak kutlanan su festivali, halk arasında oldukça popülerdi. İnsanlar, Astğik‘in adını anarak birbirlerine su serper, hayatın ve aşkın tazeliğini kutlarlardı.
Vahagn ise Ermeni mitolojisinin en destansı figürlerinden biridir. Onun doğumu bile epiktir: “Gök kasılınca, yer kasılınca ve mor deniz kasılınca, denizin içinde küçük bir kızıl kamış kasılıyordu. Kamışın başından duman çıktı, kamışın başından alev çıktı, alevin içinden sarı saçlı, ateş sakallı ve güneş gibi yanan gözlü küçük bir genç fırladı.” Bu doğum, onun ateşle, enerjiyle ve güçle olan bağını vurgular. Vahagn, ejderhaları (Vishapları) öldüren kahraman tanrı olarak bilinir ve bu özelliğiyle halkın koruyucusu olarak görülürdü. Savaşlarda zafer için ona dua edilirdi. Vahagn‘ın, İran tanrısı Verethragna ile benzerlikler taşıdığı düşünülür.

Mihr, Nane ve Tir: Işık, Bilgelik ve Adalet Tanrıları
Ermeni Mitolojisinin zengin kadrosunda, temel kozmik ve sosyal işlevleri yerine getiren başka önemli tanrılar da bulunur: Mihr, Nane ve Tir.
Mihr, güneşin, göksel ışığın, adaletin ve antlaşmaların tanrısıdır. İran tanrısı Mitra ile özdeşleştirilir ve genellikle yenilmez güneş olarak tasvir edilir. Mihr, hakikat ve düzenin koruyucusudur. Ona adanmış tapınaklar genellikle yüksek yerlerde inşa edilirdi. Mihr kültü, özellikle krallar ve soylular arasında önemliydi, çünkü egemenliğin meşruiyeti ve antlaşmaların geçerliliği onun gözetimindeydi.
Nane, olasılıkla Anahit ile bağlantılı veya onun bir yönü olarak görülen bir ana tanrıça figürüdür. Bilgeliğin, cesaretin, savaşın ve anneliğin tanrıçası olarak anılır. Aslan figürüyle ilişkilendirilmesi, onun gücünü ve koruyuculuğunu simgeler. Nane‘nin adı, Ermenice’de “anne” kelimesiyle aynı kökene sahip olabilir, bu da onun ana tanrıça rolünü pekiştirir. Erez’de Anahit tapınağının yakınında ona adanmış bir sunağın varlığı bilinir.
Tir, yazı, sanatlar, bilim, bilgelik ve bilginin tanrısıdır. Aynı zamanda insanların kaderini kaydeden ve rüyaları açıklayan bir katip veya habercidir. Yunan mitolojisindeki Hermes veya Apollo ile benzer işlevlere sahip olabilir. Tir‘in, Aramazd’ın katibi ve mesajcısı olduğuna inanılırdı. Artashat yakınlarındaki Ormazd (Aramazd) tapınağının yanında Tir‘e adanmış bir tapınak bulunması, onun baş tanrı ile yakın ilişkisini gösterir. Tir, insanların ilahi bilgiye erişimini sağlayan aracı olarak görülürdü.
İşte bahsedilen tanrıların ve alanlarının kısa bir özeti:
Tanrı/Tanrıça | Görev/Alanlar | İlişkili Uygarlık/Kavram |
---|---|---|
Aramazd | Baş Tanrı, Yaratıcı, Gökyüzü, Şimşek, Kader | Hint-Avrupa, Zerdüştilik |
Anahit | Bereket, Doğurganlık, Analık, Bilgelik, Şifa, Sular | Hint-İran, Lokal Kült |
Astğik | Aşk, Güzellik, Sular, Venüs Gezegeni | Hint-Avrupa |
Vahagn | Ateş, Savaş, Ejderha Katili, Kahramanlık | Hint-İran (Verethragna) |
Mihr | Işık, Güneş, Adalet, Antlaşmalar, Hakikat | Hint-İran (Mitra) |
Nane | Bilgelik, Cesaret, Savaş, Annelik | Lokal Kült, Anahit ile Bağlantılı |
Tir | Yazı, Sanat, Bilgi,Rüyalar, Kaderin Katibi | Hint-Avrupa (Hermes/Apollo) |
Vishap ve Aralez: Ermeni Mitolojisinin Efsanevi Yaratıkları

Ermeni Mitolojisi sadece tanrılardan ibaret değildir; aynı zamanda halkın hayal gücünü besleyen efsanevi yaratıkları da barındırır. Bunlardan en bilinenleri Vishap‘lar ve Aralez‘lerdir.
Vishap‘lar, genellikle devasa yılanlar veya ejderha benzeri yaratıklar olarak tasvir edilir. İsimleri, “ejderha” anlamına gelen genel bir kelimeyi karşılar. Genellikle su kaynakları, göller veya dağ zirveleriyle ilişkilendirilirler. Vishap‘lar, bazen fırtınalara neden olan veya suları tutan kötücül güçler olarak görülür, bazense kozmik güçlerin veya ruhların sembolleridir. Antik Ermenistan topraklarında bulunan ve “Vișapakar” (Vishap taşları) adı verilen megalitik kaya oymaları, bu yaratıkların inanç sistemindeki önemini göstermektedir. Bu taşlar, genellikle balık veya yılan motifleriyle süslenmiş olup, su ve bereket kültleriyle ilişkili olabilirler.
Aralez‘ler ise Ermeni Mitolojisinin en eşsiz ve ilginç varlıklarından biridir. Bunlar, savaşta ölümcül şekilde yaralanan kahramanların yanına gelerek yaralarını dilleriyle yalayarak onları hayata döndüren köpek benzeri ruhlardır. Aralez‘ler, yaşam ve ölüm arasındaki ince çizgiyi temsil ederler. Onlara olan inanç, umut, kahramanlık ve yeniden doğuş temalarıyla yakından ilişkilidir. Efsanelerde, büyük savaşçıların Aralez‘ler sayesinde kurtulduğu anlatılır. Bu figür, Ermeni folklorunda kendine özgü bir yere sahiptir.
Hristiyanlığın Kabulü ve Mitolojik İnançların Dönüşümü
MS 4. yüzyılın başlarında, Kral III. Trdat ve din adamı Aziz Krikor Lusavoriç (Aydınlatıcı Grigor) önderliğinde Ermenistan, Hristiyanlığı devlet dini olarak kabul eden ilk ülke oldu. Bu, Ermeni Mitolojisi ve pagan inanç sistemi için bir dönüm noktasıydı. Antik tapınaklar ya yıkıldı ya da kiliselere dönüştürüldü. Pagan rahiplerin gücü kırıldı ve yeni Hristiyan din adamları topluma rehberlik etmeye başladı.
Ancak, binlerce yıllık inançlar bir gecede yok olmadı. Pagan tanrılara ve yaratıklara olan inançlar, yeraltına çekildi veya Hristiyan inanç sistemi içinde yeni formlar kazandı. Pagan tanrıların bazı işlevleri ve özellikleri Hristiyan azizlere veya ana figürlere aktarıldı. Örneğin, bereket tanrıçası Anahit‘in bazı rolleri Meryem Ana’ya geçerken, savaş tanrısı Vahagn‘ın ejderha avcısı özelliği Aziz George hikayeleriyle birleşti. Eski pagan bayramları, isimleri ve ritüelleri değiştirilerek Hristiyan yortularına dönüştürüldü. Vardavar su festivali gibi bazı gelenekler, hala kısmen pagan kökenlerini yansıtan şekillerde yaşamaya devam etti.
Vishap‘lar gibi efsanevi yaratıklar ise folklorun parçası haline geldi, şeytanlaştırıldı veya masallarda yer aldı. Aralez‘ler gibi benzersiz figürler ise halk hikayelerinde ve destanlarda varlığını sürdürdü. Hristiyanlık, Ermeni Mitolojisini tamamen silmek yerine, onu kendi dokusu içine entegre ederek dönüştürdü.
Sonuç
Ermeni Mitolojisi, Hint-Avrupa, İran ve yerel unsurların büyüleyici bir karışımıdır. Aramazd liderliğindeki panteonu, Anahit‘in bereketi, Vahagn‘ın ateşi, Astğik‘in aşkı, Mihr‘in ışığı, Nane‘nin bilgeliği ve Tir‘in bilgisiyle zenginleşen bu sistem, antik Ermenilerin dünya görüşünü, korkularını, umutlarını ve değerlerini yansıtır. Vishap‘lar gibi kozmik tehlikeler ve Aralez‘ler gibi şifa veren ruhlar, bu mitolojik manzarayı daha da derinleştirir.
Hristiyanlığın kabulü, bu inanç sisteminin doğrudan uygulamalarını sona erdirmiş olsa da, Ermeni Mitolojisinin izleri hâlâ Ermeni kültüründe, sanatında, mimarisinde, edebiyatında ve günlük geleneklerinde varlığını sürdürmektedir. Bu eski inançlar, yalnızca geçmişin kalıntıları değil, aynı zamanda Ermeni kimliğinin oluşumunda önemli bir role sahip olan canlı bir kültürel mirastır. Mitolojinin incelenmesi, Ermeni halkının tarihini aydınlatmaktadır.
Her ne kadar Hristiyanlık büyük bir yayılma gösterse de Ermeni inanç, gelenek ve mitolojisi Ermenilerce inanılan Hristiyanlığı ve ilgili motifleri büyük oranda etkilemiştir. Bugün Ermeni Kilisesi ve folklorundaki çoğu motif ve inanışın izi antik Ermeni dinine kadar sürülebilmektedir. Örneğin çağdaş Ermeni folklorunda yer alan Grogh yani “yazıcı”nın kökeni, kâtiplik sanatının tanrısı ve semavi kayıtların koruyucusu olduğuna inanılan tanrı Tir’e dayanmaktadır.