
Eston mitolojisi, Finno-Ugric kökenli halk inançlarının büyülü dokusunu barındırır; doğa ile örülmüş mitlerin yaşadığı bir ruh dünyasıdır. Gök tanrısı Taara (Tharapita veya Uku), gök gürültüsü ve bilgelikle özdeşleşirken, Maa-ema toprak ve bereketi temsil eder—yaşamın ana kaynağıdır. Sanat ve ilhamın tanrısı Vanemuine, Estonya’nın destansı anlatısını besler. Suların derinliklerinde dolaşan Näkk ve Veehaldjas, hem hayatın hem tehlikenin simgeleridir. Ormanlar, Metsik’in kurgusal dönüşümleri; Metsaema’nın şefkatli koruması ve Metsavana’nın yaşlı, bilge bekçisiyle anlatıya nüfuz eder.
Şifa bahşeden Allikaravitseja ve bataklıkların rehberi Soovana, insanla ruh dünyası arasındaki köprüleri oluşturur. Hiid ve ulusal destan karakteri Kalevipoeg, mitik koruyucular olarak tarihin derinliklerine kök salar. Kratt efsaneleri ise, ruhlarla yapılan anlaşmaların ahlaki boyutunu yorumlar. Eston mitolojisi, her bir figürde yaşamın ritmini, doğayla kurulan eşsiz bağı ve kozmik anlatının metaforlarını barındırır.
Kuzeyin gizemli ormanları, sisli bataklıkları ve Berrak gölleriyle çevrili Estonya, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda zengin ve derin Eston Mitolojisi ile de büyüleyici bir ülkedir. Bu mitoloji, Fin-Ugor kökenli kadim inançların, animizmin ve paganizmin derin izlerini taşırken, yüzyıllar boyunca sözlü geleneklerle aktarılmış, halkın doğa ve evrenle olan benzersiz ilişkisini yansıtmıştır. Eston halkının ruhunu şekillendiren bu inanışlar, sadece masallardan ibaret olmayıp, aynı zamanda yaşam biçimlerini, ritüellerini ve dünya görüşlerini derinden etkilemiştir.
Bu makalede, Eston mitolojisinin en ikonik figürlerinden bazılarını keşfetmek için bir yolculuğa çıkacağız. Gökyüzünün tanrısı Uku’dan, suların kurnaz ruhları Näkk’e, ormanın bekçilerinden şifa veren pınarların koruyucularına kadar, bu kadim inanç sisteminin kozmik figürlerini ve doğaüstü varlıklarını yakından tanıyacağız. Hazırsanız, bu mistik dünyanın kapılarını aralayalım!
Taara (Tharapita/Uku): Gök, Bilgelik ve Yağmur Tanrısı

Eston Mitolojisi‘nin panteonunda en saygın ve güçlü figürlerden biri olan Taara, aynı zamanda Uku veya başka bir varyasyonla Tharapita olarak da bilinir. O, gökyüzünün efendisi, şimşeklerin ve gök gürültüsünün tanrısıdır. Eston halkının inancına göre Taara, dünyayı yöneten ve doğal olayları kontrol eden yüce varlıktır. Bilgelik, adalet ve düzenin sembolü olarak görülür; özellikle de yağmurun yağdırılmasından, toprağın bereketlenmesinden sorumludur. Kuraklık dönemlerinde ona dualar edilir, kurbanlar sunulurdu ki topraklar yeniden canlansın, hasatlar bol olsun.
Taara’nın adı, eski İskandinav ve Baltık mitolojilerindeki diğer gök tanrılarıyla (Thor, Perkunas) benzerlikler gösterir, bu da bölgedeki kültürel etkileşimi gözler önüne serer. Özellikle Saaremaa adasında Tharapita adıyla anılan bir figürün varlığı, onun bölgesel tapınç merkezlerinin olduğunu düşündürmektedir. Bu tapınçlar genellikle yüksek tepelerde, kutsal koruluklarda bulunurdu ve insanlar burada tanrılarına hürmetlerini sunarlardı. Taara, sadece bir doğa gücü değil, aynı zamanda ahlaki bir otorite olarak da kabul edilirdi; insanların davranışlarını izler, doğru ve yanlışı ayırırdı. Onun huzurunda yalan söylemek veya kötü niyet beslemek, en büyük günahlardan biri sayılırdı. Uku’nun varlığı, Eston halkının doğaya ve kozmik düzene duyduğu derin saygıyı ve teslimiyeti simgeler.
Maa-ema: Toprağın ve Bereketin Ana Tanrıçası

Estonların kalbinde taht kurmuş, yaşamın ve bereketin kaynağı olan bir diğer önemli figür de Maa-ema, yani “Toprak Ana”dır. Eston Mitolojisi‘nin temel taşlarından biri olan Maa-ema, isminden de anlaşılacağı üzere, toprağın ta kendisi, tüm canlıların besleyicisi ve koruyucusudur. O, nazik, şefkatli ve cömert bir ana tanrıçadır; tarlaların yeşermesini, hasatların bereketli olmasını, hayvanların doğurganlığını ve insanlığın varlığını sağlayan ilahi güçtür. Ağaçların köklerinden filizlenen her bitkiye, toprağın bağrından çıkan her canlıya can veren odur.
Maa-ema’ya duyulan saygı, Eston tarım toplumunun merkezinde yer almıştır. Tohum ekilirken, hasat toplanırken, hatta yeni bir eve taşınılırken bile ona dualar edilir, şükran sunulurdu. Toprağı kirletmek, ona zarar vermek veya saygısızca davranmak, Maa-ema’ya karşı işlenmiş büyük bir günah sayılırdı. Onunla olan bağ, sadece fiziksel bir bağı değil, aynı zamanda ruhani ve duygusal bir bağı temsil ederdi. Toprak, Eston halkı için sadece üzerinde yaşadıkları bir alan değil, aynı zamanda atalarının yattığı, ruhlarının bağlantılı olduğu kutsal bir varlıktı ve Maa-ema bu kutsallığın vücut bulmuş haliydi. O, yaşam döngüsünün, yeniden doğuşun ve sürekli yenilenmenin sembolüydü.
Vanemuine: Şarkı, Sanat ve Edebiyatın İlahi Sesi

Eston Mitolojisi‘nde sanatın, müziğin ve şiirin ilahi koruyucusu ve esin kaynağı olan Vanemuine, Eston kültürünün ruhunu yansıtan eşsiz bir figürdür. O, elinde sihirli kantesi (Estonya’ya özgü bir telli çalgı) ile dolaşan, ormanlarda ve vadilerde şarkılar söyleyen, insanlara ilham veren bilge bir ozan ve tanrıdır. Vanemuine’nin müziği, doğanın seslerini, rüzgarın fısıltılarını, nehirlerin akışını ve kuşların cıvıltılarını taklit eder; dinleyenlerin ruhunu okşar, kalplerine neşe ve huzur saçar. Onun ezgileri, Eston halkına masallar, destanlar ve şarkılar yaratma ilhamı vermiştir.
Vanemuine, sadece bir sanat tanrısı değil, aynı zamanda bilgelik ve bilgi taşıyıcısıdır. Hikayeler anlatır, geçmişin sırlarını açığa çıkarır ve gelecek hakkında kehanetlerde bulunur. Estonya’nın ulusal destanı “Kalevipoeg”de de adı geçen Vanemuine, estetik değerlerin ve kültürel mirasın korunmasında kritik bir role sahiptir. Sanatçılar, şairler ve müzisyenler işlerine başlamadan önce ona ilham için dua ederler. Vanemuine’nin varlığı, Eston halkının müziğe, şiire ve hikaye anlatıcılığına olan derin aşkını ve kültürel kimliklerinin bu unsurlarla ne kadar iç içe geçtiğini gözler önüne serer. O, Eston ruhunun melankolik ama aynı zamanda umut dolu yankısıdır.
Näkk ve Veehaldjas: Suların Kazanları ve Tuzak Ruhları

Eston Mitolojisi‘nin en çekici ve aynı zamanda en tehlikeli figürlerinden bazıları, su ruhları olan Näkk ve Veehaldjas’tır. Estonya’nın sayısız gölü, nehri ve bataklığı, bu mistik varlıkların evidir ve onlarla ilgili sayısız hikaye anlatılır.
- Näkk: Genellikle güzel bir kadın, bazen yarı insan yarı balık (deniz kızı) görünümünde tasvir edilen Näkk, suların derinliklerinde yaşar. Onun en belirgin özelliği, insanları, özellikle de çocukları ve genç erkekleri suya çekme yeteneğidir. Genellikle ay ışığında veya alacakaranlıkta ortaya çıkar, büyüleyici şarkısıyla kurbanlarını suya çağırır ve onları boğar. Saçları yeşil yosun gibidir ve bedeni kaygan, pul pul olabilir. Näkk ile karşılaşmak genellikle kötü bir alamet olarak kabul edilir ve insanlar, onun yaşadığı bilinen su kaynaklarından uzak durmaya veya suya girerken dikkatli olmaya özen gösterirler. Bazı hikayelerde Näkk’in at şeklinde kılık değiştirebildiği ve insanları sırtına alıp suya sürüklediği de anlatılır. O, suların tehlikeli, kontrol edilemez ve ölümcül yönünü temsil eder.
- Veehaldjas: Näkk’e kıyasla daha geniş bir kategori olan Veehaldjas (su perisi veya su ruhu), genellikle daha az tehlikeli, hatta bazen yardımsever varlıklardır. Onlar da göllerde, nehirlerde, pınarlarda ve hatta bataklıklarda yaşarlar. Kimi zaman küçük, parlak ışıklar şeklinde, kimi zaman bulanık insansı figürler olarak görünürler. Veehaldjaslar, suların dengesini korumakla yükümlüdürler ve suya saygısızlık edenleri rahatsız edebilirler. Ancak, onlara doğru şekilde yaklaşılır, saygı gösterilir ve küçük hediyeler (örneğin, bir tutam saç veya bir parça ekmek) sunulursa, balıkçılara iyi av garantisi verebilir veya kayıp eşyaların bulunmasına yardımcı olabilirler. Onlar, suların yaşam veren, bereketli ama aynı zamanda gizemli ve korunması gereken yönünü temsil ederler. Her iki figür de Estonların su kaynaklarına duyduğu hem hayranlığı hem de korkuyu yansıtır.
Metsik, Metsaema ve Metsavana: Ormanın Dişil ve Erkek Koruyucuları

Estonya’nın coğrafyasının büyük bir kısmı ormanlarla kaplı olduğundan, Eston Mitolojisi‘nde orman ruhlarının merkezi bir yer tutması şaşırtıcı değildir. Bu ruhlar, Metsik, Metsaema ve Metsavana olarak bilinir ve ormanın hem vahşi gücünü hem de yaşam veren yönünü temsil ederler.
- Metsik (Vahşi Olan): Metsik, genellikle ormanın ehlileşmemiş, ilkel ve kontrol edilemez gücünü temsil eder. Bazen vahşi bir hayvan (ayı, kurt gibi) biçiminde, bazen ise kıllı, korkutucu bir insan figürü olarak tasvir edilir. O, ormanın derinliklerinde dolaşır ve kendisine saygısızlık eden avcıları veya izinsiz giriş yapanları şaşırtır, yollarını kaybettirir veya avlarını ellerinden alır. Ormana saygısız giren, ağaçları sebepsiz yere kesen veya hayvanlara eziyet edenleri cezalandırır. Metsik, ormanın gizemli ve tehlikeli, ama aynı zamanda kendi kadim kurallarıyla işleyen boyutunu simgeler.
- Metsaema (Orman Ana): Ormanın şefkatli, koruyucu ve bereketli yönünü temsil eden Metsaema, Metsik’in daha yumuşak bir karşıtıdır. O, ormandaki tüm yaşamın annesidir: ağaçların büyümesini, bitkilerin yeşermesini, hayvanların çoğalmasını gözetir. Genellikle güzel bir kadın figürü olarak, bazen yapraklardan veya yosunlardan yapılmış elbiselerle tasvir edilir. Metsaema, ormanda kaybolanlara yardım edebilir, bitki toplayanlara şifalı otların yerini gösterebilir ve avcılara iyi av bahşedebilir, yeter ki ormana ve canlılarına saygı gösterilsin. O, ormanın yaşam veren, besleyen ve sığınak olan yönünü temsil eder.
- Metsavana (Orman Yaşlısı): Metsavana, ormanın bilge ve yaşlı koruyucusudur. Sakallı, bastonlu ve saygın bir yaşlı adam figürü olarak tarif edilir. Metsavana, ormanın dengesini ve düzenini korumakla görevlidir. O, ormanın sırlarını bilir, kadim bilgileri taşır ve bazen insanlara yol gösterir veya onlara bilgelik verir. Ağaç kesenler veya avcılar, ormana girmeden önce Metsavana’ya saygılarını sunar ve izin isterlerdi. O, ormanın düzenini sağlayan, kurallarını belirleyen ve gerektiğinde müdahale eden otoriter ama adil figürdür. Bu üçlü, Estonların ormanla olan kompleks, saygılı ve hayranlık dolu ilişkisini özetler.
Allikaravitseja ve Soovana: Şifa ve Bataklık Ruhları

Doğanın her köşesinde ruhlar gören Eston Mitolojisi, şifa veren pınarlardan ve derin, gizemli bataklıklara kadar her alana özel varlıklar atfetmiştir. Bu bağlamda, Allikaravitseja ve Soovana figürleri öne çıkar.
- Allikaravitseja (Pınar Şifacısı/Kuyucu): Estonya’da birçok doğal pınar, yüzyıllardır kutsal kabul edilmiş ve şifa verici özelliklere sahip olduğuna inanılmıştır. Bu pınarların ruhu veya koruyucusu Allikaravitseja olarak adlandırılır. Allikaravitseja, genellikle görünmez bir varlık olsa da, pınarın saf suyunun ve iyileştirici gücünün kaynağıdır. Hastalıkları iyileştirmek, ruhsal rahatsızlıkları gidermek ve hatta kötü rüyaları uzaklaştırmak için insanlar bu pınarlara gider, dilek diler ve küçük sunular (genellikle para, kumaş parçaları veya takı) bırakırlardı. Bu sunular, pınar ruhuna duyulan saygının ve iyileşme karşılığında sunulan bir takasın sembolüydü. Allikaravitseja, Eston halkının doğaya ve onun iyileştirici gücüne olan derin inancını yansıtır.
- Soovana (Bataklık Sahibi/Ruhu): Estonya’nın geniş bataklık ve turbalık alanları, Eston Mitolojisi‘nde hem korkulan hem de saygı duyulan varlıklara ev sahipliği yapmıştır. Soovana, bataklıkların ruhu veya efendisidir. Bu varlık, genellikle tehlikeli ve misafirperver olmayan bir figür olarak tasvir edilir. Bataklığa izinsiz girenleri, özellikle de pervasızca ilerleyenleri derin sulara veya bataklığın tehlikeli çukurlarına çeker. Soovana, sisli ve puslu bataklık atmosferinde, kaybolmuş gezginlerin ruhlarını alıkoyduğuna inanılan bir figürdür. Ancak, bataklık aynı zamanda şifalı bitkiler ve nadir meyveler gibi değerli doğal kaynaklara da ev sahipliği yapar. Bu kaynakları arayanlar, Soovana’ya saygı göstermeli ve onun gazabından kaçınmak için ritüeller yapmalıdır. Soovana, doğanın hem cömert hem de ölümcül yönlerini, özellikle de Estonya’nın bataklık arazilerinin taşıdığı gizem ve tehlikeyi sembolize eder.
Hiid ve Kalevipoeg: Devler, Kahramanlar ve Kutsal Koruyucular

Eston Mitolojisi‘nin hem kozmik hem de ulusal kimlik açısından en belirleyici figürlerinden bazıları, devler (Hiid) ve ulusal kahraman Kalevipoeg’dir. Bu figürler, Estonya’nın coğrafi oluşumunu ve halkının ruhunu derinden etkilemiştir.
- Hiid (Devler): Eston folklorunda Hiidler, genellikle devasa boyutlarda, doğanın kendisiyle iç içe geçmiş varlıklar olarak tasvir edilirler. Onlar, dağları, gölleri ve vadileri oluşturan, büyük taşları fırlatan ve nehirlerin yataklarını değiştiren varlıklardır. Estonya’daki birçok doğal oluşumun, Hiidlerin eylemleriyle ortaya çıktığına inanılır. Örneğin, büyük bir taş yığını, bir devin cebinden düşmüş olabilir; bir göl, bir devin ayak iziyle oluşmuş olabilir. Hiidler bazen yardımsever, bazen ise insanlara karşı kayıtsız veya düşmanca olabilirler. Onlar, doğanın ham, yoğrulmuş gücünü ve Estonya peyzajının kadim tarihini temsil ederler. Hiidler, insanlarla etkileşimden ziyade, dünyanın oluşumunda ve şekillenmesinde daha çok rol oynamışlardır.
- Kalevipoeg (Kalev’in Oğlu): Estonya’nın en önemli ulusal destanı “Kalevipoeg”in baş kahramanı olan Kalevipoeg, devasa güce sahip yarı tanrısal bir figürdür. O, Eston halkının gücünü, azmini ve bağımsızlık ruhunu simgeler. Kral Kalev’in oğlu olan Kalevipoeg, annesi Linda’nın çektiği acılar ve düşmanlarla olan mücadelelerle büyür. Babasının kılıcını bulmak için yer altına yolculuk yapar, şeytanlarla savaşır, devleri yener ve Eston topraklarını düşmanlardan korur. O, tarlalar sürer, köprüler inşa eder ve ülkesi için büyük işler başarır. Kalevipoeg’in maceraları, Eston halkının baskılara karşı direnişini, vatanseverliğini ve bağımsızlık özlemini anlatır. Destanın sonunda, o bir dağa dönüşür veya ülkeyi korumak için kapıda nöbet tutan bir kaya figürü haline gelir. Kalevipoeg, Eston kimliğinin ve ulusal şuurunun temel direklerinden biridir; onun hikayesi nesilden nesile aktarılarak halkın hafızasında canlı tutulmuştur.
Kratt ve Kratt Efsaneleri: Ruhlarla Kurulan Paktlar

Eston Mitolojisi‘nin en ilginç ve ahlaki açıdan karmaşık figürlerinden biri Kratt’tır. Kratt, genellikle samandan, eski giysilerden veya diğer ev eşyalarından yapılmış, şeytanla yapılan bir anlaşma (kan paktı) yoluyla canlandırılan sihirli bir hizmetkar veya otomattır. Kratt’ın temel amacı, sahibine zenginlik getirmek, ev işlerini yapmak veya diğer zorlu görevleri yerine getirmektir.
Kratt yaratma süreci oldukça tehlikelidir ve genellikle bir yol ayrımında şeytanla karşılaşmayı veya belirli bir ayin yapmayı gerektirir. Anlaşma yapıldıktan sonra, şeytan Kratt’a ruhunu veya yaşam gücünü verir ve Kratt canlanır. Ancak bu anlaşmanın bir bedeli vardır: Kratt asla boşta bırakılamaz ve sürekli görevlerle meşgul edilmelidir. Eğer Kratt’a verilecek bir iş kalmazsa, efendisine karşı döner, onu rahatsız eder, ona zarar verir veya hatta ruhunu alır. Bu nedenle, bir Kratt’a sahip olmak büyük bir risk ve sorumluluk gerektirir. Efendisinin Kratt’a sürekli olarak imkansız veya anlamsız görevler (örneğin, bir elekle su taşımak veya kum tanelerini saymak) vermesi gerekir, aksi takdirde Kratt’ın yıkıcı enerjisi efendisini tüketir.
Kratt efsaneleri, kolay yoldan zenginleşme arayışının tehlikeleri, verilen sözlerin ağırlığı ve insan hırsının sonuçları hakkında ahlaki dersler içerir. Bu hikayeler, Eston halkının batıl inançlarını, şeytanla yapılan pazarlıkların sonuçlarına dair korkularını ve çalışkanlığın önemine verdikleri değeri yansıtır. Kratt, Eston Mitolojisi‘nde hem büyülü bir yardımcı hem de tehlikeli bir yük olarak kendine özgü bir yere sahiptir.
Eston Mitolojisi’nin Anahtar Figürleri Özet Tablosu
Aşağıda, Eston mitolojisinin anahtar figürlerini ve onların temel özelliklerini özetleyen bir tablo bulunmaktadır:
Figür Adı | Temel Rolü/Özelliği | İlişkili Alanlar | Kısa Açıklama |
---|---|---|---|
Taara (Uku/Tharapita) | Gök Tanrısı, Şimşek, Yağmur, Bilgelik | Gökyüzü, Hava Durumu, Bereket | Yüce tanrı, yağmur ve şimşeklerin efendisi, bilgelik ve adaletin koruyucusu. Toprağın bereketinden doğrudan sorumludur. |
Maa-ema | Toprak Ana, Bereket, Yaşam | Toprak, Tarım, Doğurganlık | Tüm yaşamın kaynağı, tarlaların ve hasatların koruyucusu. Şefkatli, yaşam veren ana tanrıça. |
Vanemuine | Şarkı, Sanat, Edebiyat, Bilgelik | Müzik, Şiir, Hikaye Anlatıcılığı | İlahi ozan, elinde kantesi ile insanlara ilham veren bilge tanrı. Kültürel mirasın ve sanatın koruyucusu. |
Näkk | Su Ruhu, Baştan Çıkarıcı/Tehlikeli | Göller, Nehirler, Derin Sular | Genellikle güzel bir kadın, insanları suya çeken, boğulmalara neden olan tehlikeli su perisi. |
Veehaldjas | Su Perisi/Ruhu, Koruyucu | Su Kaynakları, Pınarlar | Näkk’e göre daha az tehlikeli, bazen yardımsever olabilen, suların dengesini koruyan ve saygı gösterilirse yardımcı olan su ruhu. |
Metsik | Orman Ruhu, Vahşi Güç | Orman, Vahşi Yaşam | Ormanın ehlileşmemiş, ilkel gücü. Saygısız avcılara veya izinsiz girenlere zarar veren vahşi bir figür. |
Metsaema | Orman Ana, Koruyucu, Besleyici | Orman, Bitkiler, Hayvanlar | Ormandaki tüm yaşamın annesi, ağaçların ve hayvanların koruyucusu. Şefkatli ve yardımsever. |
Metsavana | Orman Yaşlısı, Bilge, Düzenleyici | Orman, Bilgelik, Doğa Kuralları | Ormanın yaşlı, bilge koruyucusu. Doğanın dengesini sağlar, insanlara yol gösterebilir veya cezalandırabilir. |
Allikaravitseja | Pınar Şifacısı/Ruhu | Kutsal Pınarlar, Şifa | Kutsal pınarların ruhu, suyu aracılığıyla şifa veren ve dilekleri yerine getiren varlık. |
Soovana | Bataklık Ruhu/Efendisi | Bataklıklar, Turbalıklar | Bataklıkların tehlikeli ruhu, izinsiz girenleri bataklığın derinliklerine çeker. Gizemli ve genellikle korkulan bir figür. |
Hiid | Devler, Yaratıcı Güçler | Dağlar, Göller, Coğrafya Oluşumu | Devasa boyutlarda, Estonya’nın doğal coğrafi oluşumunda rol oynayan eski varlıklar. |
Kalevipoeg | Ulusal Kahraman, Güç, Direniş | Estonya Toprakları, Ulusal Kimlik | Estonya’nın ulusal destanının baş kahramanı, devasa güce sahip, ülkesini korumak için savaşan yarı tanrısal figür. Eston halkının direnişini sembolize eder. |
Kratt | Sihirli Hizmetkar, Otomat | Zenginlik, Ev İşleri | Şeytanla yapılan bir anlaşma ile canlandırılan, sahibine hizmet eden ancak sürekli iş verilmesi gereken tehlikeli bir varlık. Ahlaki dersler içerir. |
Sonuç olarak, Eston Mitolojisi, coğrafyası, tarihi ve kültürüyle derinden bağlantılı, yaşayan ve nefes alan bir inanç sistemidir. Uku’nun göksel gücünden Maa-ema’nın toprakla olan derin bağına, Vanemuine’nin sanatsal ruhundan Näkk’in suların gizemli çağrısına, Metsavana’nın orman bilgeliğinden Kratt’ın ahlaki ikilemlerine kadar her bir figür, Eston halkının doğayla, evrenle ve kendi iç dünyalarıyla olan karmaşık ilişkilerini yansıtır.
Bu mitoloji, sadece geçmişin bir yankısı değil, aynı zamanda Eston halkının kimliğini, dayanıklılığını ve doğaya olan derin saygısını şekillendiren canlı bir mirastır. Her bir efsane, her bir ruh, Estonya’nın sadece bir ülke olmadığını, aynı zamanda binlerce yıllık hikayelerle dolu, nefes alan, büyülü bir dünya olduğunu hatırlatır. Bu kadim inançlar, modern Estonya’da bile hala yankı bulmaktadır, halkın sanatsal ifadelerinde, festivallerinde ve doğaya verdikleri değerde kendini göstermektedir. Eston Mitolojisi, Kuzey’in bu küçük ülkesinin büyük ruhunun bir aynasıdır.