Mezoamerikan Mitolojisi

Hahgwehdiyu: Iroquois Mitolojisinde Yaratılışın Işığı ve İyiliğin Ruhu

Mitolojiler, insanoğlunun en eski hikaye anlatma biçimleri arasında yer alır. Bize evrenin nasıl var olduğunu, insanın yerini ve iyilikle kötülüğün ebedi dansını anlatırlar. Kuzey Amerika’nın köklü yerli halklarından Iroquois (İrokua) Konfederasyonu’nun mitolojisi de bu açıdan oldukça zengin ve etkileyicidir. Bu mitolojinin merkezinde yer alan en önemli figürlerden biri ise Hahgwehdiyu’dur; yani “İyi Ruh” veya “Yaratıcı”. O, ışığın, uyumun ve yaşamı mümkün kılan her şeyin temsilcisidir.

Peki, Hahgwehdiyu kimdir? Onun hikayesi nasıl başlar ve dünyamızın şekillenmesinde nasıl bir rol oynar? Gelin hep birlikte Iroquois yaratılış mitinin katmanlarına inelim ve Hahgwehdiyu’nun aydınlık yolculuğuna tanıklık edelim.

Iroquois Mitolojisinin Başlangıcında Hahgwehdiyu’nun Doğuşu

Her hikayenin bir başlangıcı vardır ve Iroquois yaratılış öyküsü “Gökyüzü Dünyası” adı verilen bir yerden başlar. Burası, şimdiki dünyamızdan çok farklı, ruhların ve özel varlıkların yaşadığı bir alemdi. Bu gökyüzü diyarında önemli bir figür yaşardı: Atahensic (bazı anlatılarda Aientsik veya Gökyüzü Kadını olarak geçer). Atahensic, gizemli bir şekilde hamile kaldı. Karnında iki bebek taşıyordu ve daha doğmadan bile birbirleriyle mücadele ediyorlardı.

İşte tam bu noktada Hahgwehdiyu’nun hikayesi filizlenmeye başlar. O ve ikiz kardeşi, Atahensic’in rahminde, hem fiziksel hem de ruhsal olarak zıt kutupları temsil ediyorlardı. Hahgwehdiyu, daha anne karnındayken bile iyiliğe, aydınlığa ve düzenli büyümeye meyilliydi. Diğer ikiz ise tam tersi, kavgacı, zorlayıcı ve yıkıcı bir doğaya sahipti. Onların bu zıtlığı, aslında ileride yaratacakları dünyanın da temelini oluşturacaktı. Hahgwehdiyu’nun doğuşu, henüz tam olarak şekillenmemiş bir evrende, iyilik ve potansiyel dolu bir tohumun atılması gibiydi.

Hahgwehdiyu: Iroquois Mitolojisinde Yaratılışın Işığı ve İyiliğin Ruhu
Hahgwehdiyu: Iroquois Mitolojisinde Yaratılışın Işığı ve İyiliğin Ruhu

Atahensic’in Düşüşü ve Yaratılışın Tohumu

Gökyüzü Dünyası’nda yaşanan bir olay, her şeyi değiştirecekti. Atahensic, genellikle kutsal bir ağacın yanındaki gizemli bir deliğe bakar. Hikayenin versiyonuna göre bu delik merakından, bir rüyadan veya bir itilme sonucunda açılır. Atahensic, bu delikten aşağıya, dipsiz sularla kaplı boşluğa düşmeye başlar.

Ancak Atahensic, sadece kendini değil, Gökyüzü Dünyası’nın özünden bir şeyler de aşağıya indiriyordu. Kutsal ağaçtan kopardığı kökler, tohumlar veya sadece kendi varlığı bile, dipsiz suların üzerinde yeni bir dünyanın temellerini atmaya yetecekti. Bu düşüş, bir felaket gibi görünse de, aslında yaratılışın katalizörüydü. Aşağıdaki sularda yaşayan hayvanlar, Atahensic’in düştüğünü görünce ona yardım etmeye karar verirler. Onu suyun üzerinde tutacak bir yer bulmaları gerekiyordu. İşte bu noktada Kaplumbağa devreye girer.

image 32
Hahgwehdiyu: Iroquois Mitolojisinde Yaratılışın Işığı ve İyiliğin Ruhu 15

Dünyanın Oluşumu: Kaplumbağa Adası ve İlk Canlılar

Hayvanlar, Atahensic’i suyun üzerinde sırtlarında taşıyan Kaplumbağa’nın üzerine düşürmekte yardımcı oldular. Ancak bu yeterli değildi; yaşamak için karaya ihtiyaç vardı. Çeşitli hayvanlar suyun dibine dalarak toprak getirmeye çalıştılar. Kunduz, ördek gibi hayvanlar denedi ama başarılı olamadılar. Sonunda küçük bir Misk Sıkanı (Muskrat), neredeyse bir ölü gibi suyun dibinden bir parça toprak getirmeyi başardı.

Bu minicik toprak parçası, Kaplumbağa’nın sırtına konuldu. Atahensic, hamile karnıyla bu toprağın üzerinde yürümeye başladı ve o yürüdükçe toprak genişledi, büyüdü ve Kaplumbağa’nın sırtı, üzerinde yaşanabilir koca bir adaya dönüştü. İşte Iroquois mitolojisinde Dünya, genellikle “Kaplumbağa Adası” olarak anılır.

Atahensic bu yeni dünyayı yaratmaya başlarken, karnındaki ikizler de doğdu. Hahgwehdiyu ve Hahgwehdaetgah, bu yeni yaratılmış topraklar üzerinde dünyaya geldiler ve hemen çevrelerini şekillendirmeye başladılar.

Iroquois Mitolojisi ve Haudenosaunee Halkı
Iroquois Mitolojisi ve Haudenosaunee Halkı

Hahgwehdiyu ile Kötülüğün Ruhu Hahgwehdaetgah Arasındaki Zıtlık

İkizler dünyaya ayak basar basmaz, içlerindeki zıtlık doruğa ulaştı. Hahgwehdiyu, iyiliğin, düzenin ve hayatı kolaylaştıran her şeyin ruhuyken, kardeşi Hahgwehdaetgah ise kötülüğün, kaosun ve hayatı zorlaştıran her şeyin ruhuydu.

Hahgwehdiyu, Dünya’yı insanlar ve diğer canlılar için yaşanabilir ve keyifli bir yer haline getirmek istedi. Nehirleri nazik akışlı yaptı, dağları yumuşak eğimli tepelere dönüştürdü, verimli topraklar yarattı. Yediğimiz, bize fayda sağlayan bitkileri, uysal ve yardımsever hayvanları o yarattı.

Hahgwehdaetgah ise tam tersini yapmaya çalıştı. Hahgwehdiyu’nun yarattığı düz nehir yataklarına kayalar koyarak çağlayanlar, şelaleler oluşturdu. Yumuşak tepeleri sarp ve tehlikeli dağlara çevirdi. Hahgwehdiyu’nun yarattığı faydalı bitkilere dikenler, zehirler ekledi. Zararlı, yırtıcı ve tehlikeli hayvanları (bazen yılanlar, vahşi canavarlar gibi tasvir edilir) o yarattı.

Bu iki kardeş, Dünya’yı adeta bir çekişme alanı olarak kullandılar. Hahgwehdiyu bir şey yarattığında, Hahgwehdaetgah onu bozmaya veya tehlikeli hale getirmeye çalıştı. Bu ebedi mücadele, dünyanın fiziki yapısını ve üzerindeki yaşamın doğasını şekillendirdi. Nehirlerde hem nazik akar hem de tehlikeli çağlayanlar bulunur; ormanlarda hem şifalı bitkiler hem de zehirli olanlar bulunur; hem uysal hayvanlar hem de yırtıcılar vardır. Iroquois halkı için bu dualite, evrenin dengesinin bir parçasıydı ve Hahgwehdiyu ile Hahgwehdaetgah arasındaki çekişmenin bir sonucu olarak görülüyordu.

Güneş ve Ay: Inuit Mitolojisinde Kardeşlerin Sonsuz Takibi
Güneş ve Ay: Inuit Mitolojisinde Kardeşlerin Sonsuz Takibi

Hahgwehdiyu’nun İnsanlığa Armağan Ettikleri

Hahgwehdiyu’nun rolü sadece dünyayı yaratmakla kalmadı, aynı zamanda üzerinde yaşayan canlılarla, özellikle de insanlarla yakından ilgilendi. O, insanlığın dostu ve öğretmeniydi. Hayatın devamlılığı ve refahı için gerekli pek çok şeyi insanlara o bahşetti.

En önemli armağanlarından biri bilgiydi. İnsanlara doğa ile nasıl uyum içinde yaşayacaklarını, hangi bitkilerin yenilebilir olduğunu, hangi hayvanların avlanabileceğini ve nasıl kullanılacağını öğretti. Temiz su kaynaklarını gösterdi, barınak yapma, ateş yakma gibi temel becerileri edinebilmeleri için yollar gösterdi.

Hahgwehdiyu, insanlara sadece fiziksel ihtiyaçlarını karşılamaları için değil, aynı zamanda ruhsal olarak da rehberlik etti. Onlara iyi olmayı, dürüstlüğü, birbirlerine yardım etmeyi öğütledi. Dünyanın ve üzerindeki yaşamın değerini bilmeleri gerektiğini anlattı. Onun armağanları, sadece nesneler veya bilgiler değil, aynı zamanda yaşam felsefesi ve ahlaki değerlerdi. Bu armağanlar sayesinde insanlar, zorluklarla dolu bu dünyada (kardeşinin yarattığı zorluklarla) hayatta kalmayı ve medeniyet kurmayı başardılar.

Tarım Kültürü ve Üç Kız Kardeş Efsanesinde Hahgwehdiyu

4 2
Hahgwehdiyu: Iroquois Mitolojisinde Yaratılışın Işığı ve İyiliğin Ruhu 16

Hahgwehdiyu’nun insanlığa yaptığı en somut ve kültürel olarak en etkili armağanlardan biri tarımdı. Iroquois halkı, tarihsel olarak çiftçilikle geçinen bir toplum olmuştur ve tarımın temeli, “Üç Kız Kardeş” olarak bilinen üç kutsal bitkidir: Mısır (Corn), Fasulye (Beans) ve Kabak (Squash).

Bu üç bitkinin hikayesi, Hahgwehdiyu ile yakından ilişkilidir. Efsaneye göre, bu bitkileri insanlara Hahgwehdiyu bahşetmiştir. O, insanların sadece avcılık ve toplayıcılığa bağlı kalmaması, toprağı işleyerek daha güvenli ve bereketli bir yaşam kurması için bu mucizevi bitkileri onlara tanıtmıştır.

“Üç Kız Kardeş” sadece besin sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bir denge ve uyum örneğidir. Mısır dik durarak fasulyelerin sarılması için bir sırık görevi görür. Fasulyeler toprağa azot bağlayarak mısıra ve kabağa fayda sağlar. Kabak bitkileri ise toprağı gölgeleyerek yabani otların büyümesini engeller ve nemi korur. Bu birliktelik, Hahgwehdiyu’nun yarattığı uyum ve dengenin bir simgesidir. O, insanlara sadece tohumları vermekle kalmamış, aynı zamanda onları birlikte ekmeyi ve birbirlerine nasıl fayda sağladıklarını da öğretmiştir. Bu tarım bilgisi, Iroquois Konfederasyonu’nun büyümesinin ve refahının temelini oluşturmuştur. Üç Kız Kardeş, sadece gıda değil, aynı zamanda kültürel kimliğin ve Hahgwehdiyu’nun insanlığa olan cömertliğinin bir temsilidir.

Sonuç

Hahgwehdiyu, Iroquois mitolojisinde sadece bir yaratıcı figür değil, aynı zamanda bir rehber, bir öğretmen ve bir iyilik sembolüdür. Onun hikayesi, iyilik ve kötülük arasındaki evrensel mücadeleyi anlatırken, aynı zamanda doğanın dengesini, insanlığa bahşedilen nimetleri ve bu nimetlere karşı sorumluluğumuzu vurgular. Kaplumbağa Adası’nın oluşumundan, nehirlerin akışına, besin dolu topraklardan, sofralarımızı zenginleştiren Üç Kız Kardeş’e kadar, Hahgwehdiyu’nun izleri Iroquois dünyasının her köşesinde görülebilir.

Onun hikayesi, bize çevremizdeki dünyaya değer vermeyi, doğayla uyum içinde yaşamayı ve içimizdeki “iyi ruhu” beslemeyi öğretiyor. Iroquois halkının kültürel belleğinde Hahgwehdiyu, hala yaşamı mümkün kılan ve iyiliğe giden yolu gösteren o parlayan ışık kaynağıdır. Bu kadim mitler, modern dünyada bile bize doğanın gücünü ve iyiliğin önemini hatırlatmaya devam ediyor.

Daha Fazla Göster

Umay

Merhaba ben Umay. Sizlere elimden geldiğince faydalı bilgiler ve içerikler sunmak hedefim. Sevgi ve saygılar

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu