Mısır Mitolojisi

Nu (Nun): Antik Mısır Mitolojisinde Kaosun ve Yaratılışın İlkel Tanrısı

Antik Mısır mitolojisi, evrenin kökeni ve işleyişi hakkında karmaşık ve katmanlı anlatılar sunar. Bu anlatıların merkezinde yer alan en temel unsurlardan biri, yaratılıştan önceki dipsiz, karanlık ve sınırsız su kütlesidir: Nu (veya Nun).

Nu, yalnızca bir element değil, aynı zamanda kendi başına bir varlık, bir ilkel tanrı olarak kabul edilirdi. O, düzenin (Ma’at) ortaya çıkmasından önceki kaosun vücut bulmuş haliydi, ancak aynı zamanda tüm potansiyelin, yaratılışın ve gelecekte var olacak her şeyin kaynağıydı. Mısır kozmolojisinde Nu, hem geçmişi (kaynak) hem de geleceği (olasılık ve potansiyel dönüş) temsil eden, her şeyi kapsayan gizemli bir güçtür.

Nun’nun Kökeni: “Sulu Olan”ın Anlamı ve Kozmik Rolü

Nu adı, Antik Mısır dilinde “sulu olan”, “derinlik” veya “dipsiz” gibi anlamlara gelir. Bu isimlendirme, onun doğasının temelini oluşturur: o, yaratılış adasının (ilk kara parçası) yükselmeden önceki ilkel, formsuz ve sonsuz su kütlesidir. Nu, sadece dünyadaki su kaynaklarını değil, daha çok kozmosu çevreleyen, bilinen dünyanın (yani düzenlenmiş Mısır’ın) sınırlarının ötesinde var olan soyut, kozmik okyanusu temsil eder.

Nu, yaratılışın öncesindeki haliyle karakterize edilir. Onda şekil, zaman, mekan veya düzen yoktur. Tamamen karanlıktır, sonsuzdur ve kendi içinde her şeyi barındıran bir potansiyeldir. O, evrenin mevcut halinin zıttıdır – Ma’at’ın düzenine karşı gelen bir tür kaos, ancak bu kaos yıkıcı değil, aksine her şeyin kaynağıdır. Kozmik rolü, sadece bir “yer” olmakla kalmaz, aynı zamanda aktif bir varlık olarak potansiyeli içinde barındırır ve yaratıcı gücün (genellikle Ra veya Atum gibi tanrılar tarafından temsil edilen) ondan ortaya çıkmasına izin verir. Nu, bu bağlamda, tüm varoluşun temel substratı, ilk maddedir.

Screenshot 4 2
Nu (Nun): Antik Mısır Mitolojisinde Kaosun ve Yaratılışın İlkel Tanrısı 15

Nu ve Naunet: Ogdoad’ın İlkel Su Çifti

Antik Mısır’ın farklı kozmolojik okulları vardı ve bunlardan biri olan Hermopolis (Khmunu) kökenli Ogdoad (Sekizler Meclisi) kavramı, Nu’nun doğasını daha da derinleştirir. Ogdoad, yaratılıştan önceki ilkel durumu tanımlayan dört çift tanrıdan oluşur:

  1. Heh ve Hehet: Sonsuzluk ve uzay
  2. Kek ve Keket: Karanlık
  3. Amun ve Amunet: Gizlilik ve görünmezlik
  4. Nu ve Naunet: İlkel su

Bu çiftler, ilkel durumun temel özelliklerini (sonsuzluk, karanlık, gizlilik, sululuk) temsil eder. Her çift, bir erkek ve bir dişi tanrıdan oluşur, bu da Mısır düşüncesindeki düalist yapıyı ve yaratıcı potansiyelin tamamlayıcı güçlerden doğduğu inancını yansıtır.

Nu ve Naunet, bu yapıda ilkel suyun erkek ve dişi yönlerini temsil ederler. Onlar, kozmik okyanusun kendisidirler, ancak aynı zamanda bu okyanusun içindeki aktif, potansiyel dolu güçlerdir. Ogdoad tanrılarının, ilkel sulardan (Nu) yükselen ilk kara parçasında (Benben) bir araya gelerek yaratıcı gücü (güneş tanrısı Ra veya Atum) ortaya çıkardığı düşünülürdü. Bu bağlamda Nu ve Naunet, yaratılış sürecini başlatan ve yaratıcı gücün ortaya çıkması için gerekli koşulları sağlayan temel unsurlardır. Onlar, ilkel durumun ayrılmaz bir parçasıdır ve yaratılışın başlangıcında kilit rol oynarlar.

Nu’nun Yaratılış Mitolojisindeki Yeri: Ra’nın Ortaya Çıkışı

Ra mısır mitolojisi
Ra mısır mitolojisi

Antik Mısır mitolojisi, yaratılışın Nu’dan kaynaklandığı konusunda genel olarak hemfikirdir, ancak bu sürecin detayları okuldan okula değişir. En yaygın ve etkili versiyonlardan biri, Heliopolis (Iunu) kozmolojisinde anlatılan ve güneş tanrısı Ra’nın ortaya çıkışı merkezli olandır.

Bu anlatıya göre, başlangıçta sadece Nu’nun sonsuz su kütlesi vardı. Bu ilkel kaosun içinde, kendi kendine var olan ilk tanrı (genellikle Atum veya Ra-Atum olarak tanımlanır) uyanır. Atum, kendi iradesiyle veya Ogdoad’ın (özellikle Hermopolis kozmolojisiyle harmanlandığında) etkisiyle, Nu’nun sularından yükselen ilk tepeciği (Benben) yaratır. Bu tepecik, düzenli dünyanın ilk kuru noktasıdır. Atum, bu tepecik üzerinde durarak veya ondan çıkarak kendiliğinden ilk çift tanrıyı, Hava (Shu) ve Nem’i (Tefnut) yaratır. Bu tanrılar, diğer tanrıları (Yer, Gökyüzü vb.) ve sonunda dünyayı ve insanlığı yaratır.

Nu, bu süreçte aktif bir “yaratan”dan ziyade, yaratılışın olabileceği ortamı sağlayan varlıktır. O, yaratıcı gücü (Ra/Atum) içinde barındıran veya ondan ayrılarak ona yükselmesi için bir temel sunan kozmik rahim gibidir. Ra’nın her gün doğuşu, Nu’dan sürekli bir yeniden ortaya çıkma olarak da yorumlanabilirdi. Güneş, gündüz gökyüzünde seyahat ettikten sonra gece batar ve yeraltı dünyasına girer. Bu yeraltı dünyası, çoğu zaman Nu’nun suları veya onunla bağlantılı bir alan olarak tasvir edilirdi.

Güneş barkının (Güneş tanrısı Ra’nın seyahat ettiği tekne) gece boyunca Nu’nun sularında yolculuk yaparak yeniden doğuş için hazırlandığı düşünülürdü. Bu, Nu’nun sadece başlangıcın değil, aynı zamanda sürekli yenilenmenin ve döngünün bir parçası olduğunu gösterir.

Nu’nun İkonografisi: Kurbağa Başlı Tanrı ve Güneş Barkı

800px Nun Raises the Sun
Nu (Nun): Antik Mısır Mitolojisinde Kaosun ve Yaratılışın İlkel Tanrısı 16

Nu ikonografisi, onun hem ilkel kaosun hem de yaratılışın temelinin bir temsili olarak çok yönlüdür. En yaygın iki tasvir biçimi şunlardır:

  1. Ogdoad Üyesi Olarak Kurbağa Başlı Adam: Hermopolis’ten gelen Ogdoad kozmolojisinde Nu ve Naunet, sıklıkla ilkel hallerini yansıtan hayvan başlarıyla tasvir edilirdi. Erkek tanrılar (Nu, Heh, Kek, Amun) genellikle kurbağa başlı insan formunda, dişi eşleri (Naunet, Hehet, Keket, Amunet) ise yılan başlı insan formunda gösterilirdi. Kurbağa ve yılan, bataklıklarla ve sularla ilişkilidir ve ilkel, sulak çevreye gönderme yapar. Kurbağaların sudan birdenbire, kendiliğinden ortaya çıkışı, ilkel sulardan yaratılışın fışkırmasını simgeleyebilirdi.
  2. Güneş Barkını Tutan Kozmik Figür: Bir diğer önemli tasvir, Nu’nun yaşlı, sakallı bir adam olarak, genellikle diz hizasına kadar sulardan yükselirken gösterilmesidir. Bu tasvirde, Nu’nun elleri başının üzerine uzanır ve güneş barkını veya doğrudan güneş diskini tutar. Bu ikonografi, Nu’nun kozmik sularının, güneşin gökyüzündeki yolculuğu için altında bulunan temel ve destekleyici güç olduğunu gösterir. Ra’nın barkı, hem gündüz gökyüzünde hem de gece yeraltı dünyasında Nu’nun suları üzerinde seyahat eder. Bu tasvir, Nu’nun evrenin durağan temelini, düzenli dünyanın altında yatan sonsuz su rezervini temsil ettiğini vurgular.

Bu iki ikonografi biçimi, Nu’nun farklı işlevlerini ve bağlamlarını yansıtır: Ogdoad üyesi olarak ilkel yaratılış potansiyelini, güneş barkını destekleyen figür olarak ise mevcut evrenin temelini ve güneş döngüsünün sürekliliğini.

Nu’nun Kaos ve Yok Oluşla Olan Bağlantısı

Nu, yalnızca yaratılışın kaynağı olmakla kalmaz, aynı zamanda kaos tanrısı olarak da kabul edilebilir, ancak bu modern bir “kötü” kaos anlayışından farklıdır. Antik Mısır düşüncesinde kaos (Isfet), düzen (Ma’at)’ın yokluğu veya karşıtıdır. Nu, düzenin henüz var olmadığı ilkel durumun somutlaşmış halidir. Bu nedenle, o bir anlamda kaosun kendisidir – yapılandırılmamış, şekilsiz ve kontrolsüz bir alan.

Bu bağlantı, Nu’nun potansiyel bir yok oluş tehdidi olarak da algılanmasına yol açar. Evrenin düzenli hali (Ma’at), sürekli olarak ilkel kaosa (Nu ve Apep gibi onun tezahürleri) geri dönme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Düzen, Nu’dan doğmuş olsa da, bir anlamda Nu’nun suları tarafından her zaman çevrelenmiştir ve eninde sonunda ona geri dönebilir. Bazı metinlerde, dünyanın sonunda, Ma’at’ın zayıflamasıyla birlikte, yaratılmış dünyanın yeniden Nu’nun sularına karışarak ilkel duruma döneceği kehanetleri yer alır. Bu, Nu’nun yalnızca başlangıcı değil, aynı zamanda olası sonu da temsil ettiğini gösterir – evrenin bir döngü içinde ilkel suya geri döneceği fikri.

Ancak Nu’yu sadece yıkıcı bir güç olarak görmek yanıltıcıdır. O, Apep gibi aktif olarak düzeni bozan bir düşman değil, daha çok düzenin olmadığı durumdur. Onunla olan bağlantı, yaratılışın ne kadar olağanüstü ve kırılgan olduğunun bir hatırlatıcısıdır; düzen, ilkel, sınırsız bir potansiyelden fışkırmış ve sürekli olarak sürdürülmesi gereken bir durumdur.

Nu’nun Tapınakları ve Kült Merkezleri

Nu’nun, diğer büyük Mısır tanrıları (Ra, Osiris, Isis, Amun gibi) gibi kendine adanmış büyük, bağımsız tapınakları veya yaygın bir halk kültü merkezi bulunmuyordu. Bunun birkaç nedeni vardı:

  • Soyut ve Kavramsal Yapısı: Nu, daha çok evrenin temel bir prensibi veya durumuydu, belirli bir kişisel tanrıdan ziyade. İbadet daha çok düzenin sürdürülmesine ve yaratıcı tanrıların yüceltilmesine odaklanırdı.
  • Gizemli ve Erişilmezliği: Nu, yaratılışın önceki ve mevcut düzenin dışındaki bir alanı temsil ediyordu. Tamamen anlaşılmaz ve mistik doğası, ona doğrudan günlük bir ibadet yerine kozmolojik düşünce içinde yer verilmesine neden oldu.

Bununla birlikte, Nu’nun kavramı Mısır dini yaşamında önemli bir yere sahipti ve varlığı çeşitli şekillerde tanınıyordu:

  • Tapınak Kabartmaları ve Yazıtları: Nu, özellikle yaratılış mitlerini, güneş tanrısı Ra’nın gece yolculuğunu veya kozmolojik sahneleri tasvir eden tapınak duvarlarındaki kabartmalarda ve papirüslerde sıkça görülürdü. Karnak, Edfu veya Dendera gibi tapınaklardaki kozmolojik bölümlerde tasvirleri bulunabilir.
  • Kutsal Göller ve Su Kaynakları: Bazı tapınak komplekslerinde bulunan kutsal göller ve su kaynakları (örneğin Karnak’taki kutsal göl), Nu’nun sularının yeryüzündeki tezahürleri olarak görülebilirdi. Bu sular, arınma ve yeniden doğuş ritüellerinde kullanılıyordu.
  • Hermopolis ve Heliopolis: Yaratılış mitlerinin merkezleri olan bu şehirlerde, Nu’nun kavramı kozmolojik öğretilerin ayrılmaz bir parçasıydı ve rahiplerin Teoloji üzerine çalışmaları içinde önemli bir yer tutuyordu.

Nu’ya doğrudan tapılmasa da, onun evrenin kaynağı olduğu inancı, Mısır dini ve kozmolojisinin her yönüne işlemiş durumdaydı. O, her şeyin temelinde yatan, düzenli dünyanın her an ilişki içinde olduğu ilkel gerçekliği temsil ediyordu.

Bookofthedeadspell17
Nu (Nun): Antik Mısır Mitolojisinde Kaosun ve Yaratılışın İlkel Tanrısı 17

Sonuç

Nu (veya Nun), Antik Mısır mitolojisinin en temel ve en önemli kavramlarından biridir. O, kaosun ve potansiyel yaratılışın ilkel, dipsiz sularını temsil eder. Ogdoad‘ın bir üyesi ve Naunet‘in eşi olarak, yaratılıştan önceki durumun somutlaşmış halidir. Ra’nın ortaya çıkışı dahil olmak üzere tüm yaratılış mitlerinin kaynağıdır ve varoluşun temelini oluşturur. Nu ikonografisi, onun kurbağa başlı bir tanrıdan, güneş barkını destekleyen kozmik bir figüre kadar çeşitli yönlerini yansıtır. O, hem hayatın kaynağı hem de olası yok oluşun potansiyelini barındıran çift yönlü bir varlıktır.

Doğrudan büyük tapınakları olmasa da, Nu’nun kavramı ve varlığı Mısır kozmolojisinin ve dini düşüncesinin her köşesine sirayet etmiş, evrenin sürekli yenilenen ve potansiyel dolu doğasının kadim bir temsili olarak kalmıştır. Nu, Mısır’ın düzen (Ma’at) arayışının her zaman temelinde yatan, her şeyi kapsayan ilkel gerçeği simgeler.

Daha Fazla Göster

serkan

Ben Serkan. Mitoloji destanlar ve tarih konusunda sizlere en iyi bilgileri sunmak hazırlamak için buradayım. Herkese sevgi ve saygılarımla...

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu