
Hayatın ilk nefesini, evrenin temel yasalarını ve insanın derinliklerindeki kutsal özü düşünün… Batı Afrika’nın kadim topraklarında, bu kutsal sırları taşıyan ve yaratan büyük dişi varlık Nana Buluku’dur. Fon mitolojisinin merkezinde olduğu kadar, Togo’dan Benin’e, Dahomey’den Karayipler’e uzanan geniş bir coğrafyada saygı ve hayranlıkla anılan Nana Buluku, hem bir mit hem de kesintisiz bir ruhani mirasın taşıyıcısıdır.
Bu makalede, Nana Buluku’nun kökenlerinden etkileşimlerine, törenlerinden modern yansımalarına kadar kapsamlı bir bakış sunarak, onun zamansız gücünü ve insanlığa armağan ettiği dengeyi keşfedeceğiz.
Nana Buluku: Adı ve Unvanları
Nana Buluku’nun adı, coğrafyaya ve dile göre farklı şekiller alır:
- Nana Buluku veya Nanan bouclou (Fon, Benin/Dahomey)
- Nana Buruku veya Nana Buku (Benin’in farklı bölgeleri)
- Nanan-bouclou (Togo’nun Koyun halkı arasında)
Bu varyasyonlar, sadece dilbilimsel farklılıkların ötesinde, her topluluğun ona yüklediği kültürel ve ritüel anlamlarla da şekillenir. Özünde; “Nana”, “büyük anne” ya da “yaşlı ana” anlamını taşırken, “Buluku/Buruku” kökeni tam olarak aydınlatılamamış olsa da “kutsal temel” veya “kaynak” kavramlarıyla ilişkilendirilir.

Kozmik Yaratıcılık: Evrenin İlk Hareketi
Fon mitolojisinde, yaratılışın başlangıcında ne tanrı ne de kaos hakimdir; sadece zamandan ve mekândan bağımsız bir dişi yüce varlık—Nana Buluku—mevcuttur. Onun varlığı, evrenin özündeki düzeni, dengeyi ve sürekliliği temsil eder.
- Ana Yaratan Olarak Nana Buluku
- Tüm ruhları ve ruhani yasaları doğuran birincil kaynaktır.
- Zamanı, mevsimleri ve kozmik döngüleri başlatan enerjinin sahibidir.
- Mawu ve Lisa’yı Doğurması
- Emeklilik ve Teslim Etme
- Yaratıcılığını tamamladıktan sonra sahneden çekilir; evrenin işleri artık Mawu-Lisa’ya ve onlardan türeyen küçük tanrılara (Loa’lara) emanet edilir.
- Bu “emeklilik”, yaratılışın doğal bir döngüsel akışının sembolüdür: Başlangıç kadar bir bitiş ve yeni bir devrin başlangıcı vardır.
Fon Teolojisindeki Hiyerarşi ve Loa’lar
Nana Buluku’dan sonra sahneyi devralan Mawu-Lisa ikilisi, evrendeki döngüleri yönetir, ancak onlardan türeyen daha küçük tanrılar—Loa’lar—doğanın, insan toplumunun ve bireysel kaderlerin çeşitli alanlarından sorumludur.
- Legba: Yolların, kapıların ve iletişimin tanrısı; insan ile tanrılar arasındaki ilk bağlantıyı kuran aracı (yatağan).
- Aido Hwedo: Dünya’nın altındaki yılan şeklinde evreni taşıyan varlık; kozmik denge ve yeraltı sularının koruyucusu.
- Çeşitli Kişisel ve Kamusal Tanrılar: Doğum, evlilik, hasat, iyileştirme gibi yaşam alanlarına özgü Loa’lar, ritüeller ve adaklarla yatıştırılarak insan yaşamına hizmet eder.
Fon inancında, küçük tanrılara (Loa’lara) ve ataların ruhlarına sunulan ritüeller, adaklar ve tılsımlar, kaderi hafifletebilecek, iyiliğe yöneltebilecek araçlar olarak görülür. Ancak bu aracılar da nihayetinde Mawu-Lisa’nın, dolayısıyla Nana Buluku’nun yarattığı kozmik düzenin bir parçasıdır.

Bölgesel ve Etnik Farklılıklar
Nana Buluku’nun tapınımı, sadece Fon topluluklarıyla sınırlı kalmaz; komşu etnik gruplarda da varlığı farklı isim ve özelliklerle sürer:
- Yoruba: Burada “Nana Bukuu” olarak anılır; bazılarının onun yaratıcılıktan sonra aktif tapınım nesnesi olarak kabul ettiği, bazılarının ise sadece ondan türeyen Orisa’lara yöneldiği bir figürdür.
- Igbo: “Olisabuluwa” adıyla bilinir; yaratılışın ilk aktörü olarak takdir edilir, ancak aktif tapınma pratiklerinde ikincil düzeye yerleştirilir.
- Ewe: Hristiyan misyoner etkisiyle, Nana Buluku’nun “her şeye kadir Tanrı” statüsüne yükseltildiği, evrensel bir yaratıcı monoteistik figürü olarak yorumlanır.
Bu çeşitlilik, Batı Afrika’nın zengin etnik mozaiğini gösterir: Aynı ilahi kaynağın farklı coğrafyalarda uyumlanması, hem kültürel etkileşimin hem de yerel dinamiklerin bir yansımasıdır.
Karayipler ve Brezilya’yı Aşan Miras
Sömürgecilik ve köle ticareti sürecinde, Batı Afrika’dan Amerika kıtasına sürüklenen toplumlar, inançlarını da beraberlerinde taşıdı. Nana Buluku’nun izleri, bugün hâlâ aşağıdaki geleneklerde yaşar:
- Candomblé Jejé (Brezilya): “Nanã” adıyla, özellikle su ve bataklık ruhlarının anası olarak saygı görür.
- Tambor de Mina (Brezilya): Ritüellerde Nanã Burukú olarak anılır; ataların ve dalgalı suların koruyucusu işlevi üstlenir.
- Candomblé Ketu (Brezilya) ve Haiti Vodou: Nanan-bouclou veya Nana Burukú isimleriyle, yaratılışın ötesindeki kadim bilgelik ve güçle ilişkilendirilir.
- Karayip Adaları: Surinam’da “Naná Burukú” törenleri; Trinidad, Martinik ve Fransız Guyanası’nda benzer ritüellerle yaşatılır.
Bu coğrafyalardaki pratiklerde, hem Afrikalı kadim öğretilerin, hem Hıristiyan motiflerin hem de Yeni Dünya topluluklarının kültürel birikimi harmanlanır. Nana Buluku’nun suyla, bataklıkla ve atalarla kurduğu ilişki, özellikle su ritüellerinde, adaklarda ve danslarda kendini gösterir.

Ritüeller ve Törenler: Ana Yaratıcıya Sunulan Adaklar
Nana Buluku’ya adanan törenlerde şu unsurlar öne çıkar:
- Su Ritüelleri
- Su, hem hayatın kaynağı hem de ruhsal arınmanın aracıdır.
- Çeşitli su elemana adaklar sunulur; çanaklar suya batırılır, dualar okunur.
- Ataların Ruhuna Saygı
- Nana Buluku hem bir yaratıcı hem de ataların atasıdır.
- Törenlerde ataların ruhları çağrılır, onlara yiyecek, içecek ve tütün sunulur.
- Toprak ve Bitki Adakları
- Bataklık bitkileri, palmiye yaprakları, kil ve renkli tozlar, ana ilahiyete sunulan sembolik armağanlardır.
- Bu, yerküreden gelen enerjinin kutlanmasıdır.
- Dans ve Davul
- Davul ritimleri, kozmik kalp atışını temsil eder.
- Kadın dansçılar, Nana Buluku’nun dişil yönünü bedenlerinde ifade eder; hareketler hem toprak hem de su elementlerini yansıtır.
Bu ritüeller hem toplumsal birliği güçlendirir hem de bireyi kozmik düzenle uyumlu hâle getirir.
Teolojik ve Felsefi Mesajlar
Nana Buluku’nun tersine adımları, bize birkaç temel ders sunar:
- Denge ve Döngüsellik: Başlangıcın ve sonun aynı kaynaktan çıkışı; her bitişin yeni bir başlangıca, her doğumun bir ölüme işaret etmesi.
- Mütevazi Yaratıcılık: Yaratıcılığı tamamlayınca sahneden çekilmek; evrenin işleyişine müdahale etmeksizin, düzenin kendi kendini sürdürmesine izin vermek.
- Kadim Kadınlık: Dişil gücün; hem koruyucu, hem verici hem de zamanı yöneten bir kuvvet olarak yüceltilmesi.
- Toplumsal Sorumluluk: Küçük tanrılara adak sunmak, sadece bireysel dilekleri değil, toplumsal kaderi de şekillendirir.
Nana Buluku, mitolojinin ötesinde bir metafor, kadim bilgelik ve “temsili denge” öğretisidir.
Günümüzdeki Yansımalar ve Küresel Çekim
- yüzyılda, küresel ölçekte ilgi gören afrofeminizm, neo-pagan hareketler ve kültürel miras koruma projeleri, Nana Buluku’yu yeniden keşfetmektedir:
- Sanat ve Edebiyat: Çağdaş sanatçılar ve yazarlar, Nana Buluku’yu dişil yaratımı ve doğanın döngüselliğini vurgulayan eserlerde kullanıyor.
- Akademik Araştırmalar: Antropologlar, mitologlar ve teologlar, onun kültürdeki dönüşümünü, diaspora dinlerindeki evrimini inceliyor.
- Ruhsal Uyanış Hareketleri: Meditasyon, doğa ritüelleri ve ekospiritüel topluluklar, Nana Buluku figürünü hem kozmik köken hem de ekolojik bilincin sembolü olarak benimsiyor.
Bu çabalar, sadece bir mitin değil, kadim bir zihniyetin de yeniden canlanmasına işaret eder.

Özet Yorum
Nana Buluku, Batı Afrika’nın kadim inanç dünyasında yaratıcılığın, dişil gücün ve kozmik dengenin simgesidir. Onun adı farklı telaffuzlarla anılsa da özü değişmez: Evreni doğurmak, kozmik yasaları başlatmak ve sonra titizlikle geri çekilerek düzeni sürdürmek. Mawu ve Lisa’nın kaynağı, Loa’ların anası, ataların büyük büyükannesi… Nana Buluku’nun izleri, suyun serinliğinde, toprağın bereketinde ve kalbimizdeki ritimde atmaya devam ediyor.
Onun hikâyesi, bize der ki: Gerçek yaratım, emek ve bilgeliği paylaşmayı, kendini aşmayı değil, dengeyi korumayı gerektirir. Zamanın ötesinden gelen bu çağrıya kulak verdiğimizde, hem birey olarak hem de toplum olarak daha uyumlu, daha bütün hissedebiliriz.