Sulukun Han
Sulukun Han – Türk ve Altay mitolojisinde Yeraltı Kralı. Sülükün Han olarak da bilinir. İlk insanın oğlu olarak kabul edilir. Ruhu yeraltına gidip oradaki Denizi yönetmeye başlamıştır. Sular altındaki saltanata hükmeder. Sayısız sürüsü vardır.
Türk ve Altay mitolojisinde, yeraltı dünyasının kralı olarak kabul edilen Sulukun Han, eski Türk toplumlarının inanışlarından biri olan Denizcilik kültüründe önemli bir role sahiptir. Halk arasında sülük olarak da bilinen bu figür, ilk insanın oğlu olarak kabul edilir ve ruhu yeraltına giderek orada bulunan denizi yönetmeye başlamıştır.
Sulukun Han, Türk mitolojisinde en eski tanrıların başında gelir. Türk halk inançlarına göre, ilk insanın oğlu olan Polat Han ve eşi Yarık Han’ın oğlu olan Sulukun Han, en önde gelen tanrıların kralıdır. Efsaneye göre, Sulukun Han’ın ruhu yeraltına inmiş ve orada yaşayan su tanrısı Neptün ile evlenmiştir. Neptün ise suların hükümdarı olarak bilinir.
Sulukun Han, sadece denizin kralı değil aynı zamanda sülüklerin de kralıdır. Sülükün Han olarak da adlandırılan bu figür, sayısız sürüye sahiptir ve deniz altının tamamını kontrol eder. Altay mitolojisinde ise, sülükler su tanrısı olarak kabul edilir ve saygı duyulur. Bu yüzden Sulukun Han, halk arasında büyük bir öneme sahiptir.
Sulukun Han, yeraltı dünyasının kralı olarak bilinmesinin yanında, denizlerin altını ve içindeki tüm canlıları yönetmesi nedeniyle de önemlidir. Eski Türk topluluklarının göçebe hayat sürdüğü dönemlerde, denizlerdeki dalgaların ve akıntıların kontrol altında tutulması, hayatlarını devam ettirebilmeleri için büyük bir önem taşırdı. Bu yüzden Sulukun Han, halk tarafından adeta bir kahraman olarak görülürdü.
Türk ve Altay halkları arasında, Sulukun Han’a ve onun varlığına dair anlatılan birçok efsane ve hikaye bulunmaktadır. Halk arasında sülüklerin su tanrısı olarak kabul edilmesi, Sulukun Han’a duyulan saygının ve önemin bir göstergesidir. Bu eşsiz figür, hala Türk ve Altay mitolojisi araştırmacıları ve sanatçıları tarafından ilgiyle incelenmekte ve eserlerine konu olmaktadır.
Yeniyılda (Nevruzda) yeryüzüne çıkar. Gelecek yılda neler olacağını bilir. İnsana benzer, kısa boylu ve kaşsızdır. Kendisine bağlı, Sulukunlar adı verilen ruhlar vardır.
Sulukunlar
Sulukunlar Yakut mitolojisinde derin göllerde ve nehirlerde yaşayan ruhlardır. Yüzleri insanlara benzer, ancak kaşları yoktur. Geleceği tahmin etmelerinin mümkün olduğu söylenir. Kutlu günlerde özellikle Yılgayakda yeryüzünde görünen, bu varlıklar “Evrenin Uyuduğu An”da kutlu sularda yüzerler.
Yılgayaklanın yakutlar için önemli bir yere sahiptir. Bu varlıklar suyun tanrıları olarak kabul edilir ve insanlara suyun gücünü hatırlatırlar. Sulukunların, suyun hayat veren ve evreni uyutan güç olduğuna inanılır.
Sulukunlar, Yakut mitolojisinde suyun büyüsel güçlerini temsil eden önemli varlıklardır. Onların da bir lideri olan ve en büyük gücü simgeleyen Yılgayak, Yakut halkı için çok kutsal ve değerlidir. Bu sebeple, Kutlu günlerde özellikle Yılgayak’ın varlığı hissedildiği zamanlarda insanlar kutlamalar ve ritüellerle onun ve sulukunların gücüne inancını tazelemektedirler.
Yılgayak, yeryüzünde görünen bir ruh olarak kabul edilir ve kutlu sularda yüzer. Sulukunlar da onun izinde yüzerek, insanların suyun gücünü hatırlatırlar. Özellikle, “Evrenin Uyuduğu An” olarak bilinen zamanda, yani güneşin battığı ve dünya uyuduğu an suyun özellikle büyüsel bir güce sahip olduğuna inanılır. İşte bu an, sulukunların da en güçlü olduğu zamandır. Su her şeyi ince bir bağla birleştirdiği ve her şeyin birbirine dönüşemediği kutsal bir zamandır.
Yakutlar, bu kutsal zamanda sulukunlara adaklar sunar ve onların geleceği tahmin etme güçlerine güvenirler. Bu adaklar genellikle yaratılış efsanelerinde önemli yerler tutar ve evrenin uyuduğu anın bir çeşit anıtı olarak kabul edilir.
Ancak, Yakutların düşündüğü gibi göklerin olarak buradaki düğümlere karar yoktur. Yılgayak göklerinin sertanında alüften birlikte toprağından yansılarla yığınlar halinde patlamış ve bir çok saatinde sulukunların bir arada kullanılmış olduklarını, şiiri kazdıklarını özgürce verdiklerini kabul etmedikleri düşünülür. Bundan dolayı, söylenem senlere sılada hiçbir her seferinde hiçbir nişanda yanlış olduğunu tespit etmez. Bir sebzede çok yiye kalbinden dolayı yoksa sulukunların örtüşmeleri pek iyi olmaz.
Geceleri, sulara yakın yerlerdeki mezarlıklarda ya da boş evlerde rastlanırlar. Genellikle dişi olanları doğum yapan kadınlara yardımcı olurlar. İnsanlara cömertçe çok para (altın) verirler, ancak bu para yedi gün içinde çöpe (tenekeye) dönüşür. Etimoloji (Su/Suv) kökünden türemiştir. “Suluk” sözü aynı zamanda hançer demektir. Sülük denen su canlısı ile de alâkalıdır.