
Sümer mitolojisi tartışmasız dünyadaki en karmaşık, en sorunlu ve anlaşılması en zor mitler kümesidir. Hala birçok çözülmemiş sorun ve cevaplanmamış soru vardır. Mitlerin gerçekten karmaşık olması, konu hakkında uzman olmayan bir okuyucunun okumayı bırakmasına neden olacaktır. Bunun temel nedeni “olayları kronolojik olarak takip etmenin zorluğudur”. Ayrıca, bir diğer büyük sorun da; evrenin, dünyaların, tanrıların, kavramların, insanların ve diğer şeylerin yaratılışı konusunda “çok az ve belirsiz kaynakla” sınırlı kalmamızdır.
Şimdi bu yazımda anlatmak istediğim şey, insanın yaratılışına kadar geçen evreyi (Sümer mitleri temel olarak insanın yaratılışıyla son bulur) kronolojik bir sıra ile sunmaktır.
Mitolojiyi tamamen açıklamayı düşünmüyorum. Bu zaten çok zor. Temel olaylar ve kronoloji bilgisi sağlamayı amaçlıyorum. Sümer mitolojisi düzinelerce mit ve anlatı ile doludur. tanrılar yaratılır, tanrıların maceraları olur, kültür ve medeniyet yaratılır, vb. Ancak önemli olan bunlar değil, temel taslaktır. Evreni ve dünyayı ve sonraki tüm şeyleri yaratan en eski tanrıların ortaya çıkışını anlatacağım. Bu yüzden lütfen birçok mitolojik hikayeyi atladığım için beni affedin.

Sümer Mitolojisini Anlamadaki En Büyük Sorun
Öncelikle kaynaklar ve kaynaklarla ilgili sorunlar konusuyla başlamak istiyorum. Bildiğiniz gibi Sümer mitlerini Sümerce ve Akadca yazılmış çivi yazılı tabletlerden öğreniyoruz. Ve bizim öğrenme şeklimizin “Aa, açtık, bak, burada baştan sona anlatılmış, ne güzel…” gibi olduğunu düşünmeyin. Tüm bu mitler, tek tek, dağınık bir şekilde yazılmış ve daha sonra birbirleriyle ilişkilendirilmiş ayrı metinler şeklindedir. Dolayısıyla mitolojinin ortaya çıkışı Sümercenin okunmasından 100 yıl sonrasına denk gelir. Ve aslında, tam bir mitoloji hala ortaya çıkmamıştır.
Bir diğer sorunumuz da çok az edebi kaynak olmasıdır. Çivi yazısı tabletlerinin yalnızca yaklaşık %10’u edebidir. Gerisi ticaret kayıtları, hukuk ve memur listeleri gibi bizim için pek de işe yaramayan tabletlerdir. Ayrıca dil, yani Sümerce, büyük bir sorundur. Sümerce, okunmaya başlanalı neredeyse 200 yıl olmasına rağmen hâlâ tam olarak anlaşılamamış bir dildir. Bu yüzden bazı edebi tabletlerde satırların ne dediğini anlamak mümkün değildir.

Sümer Tanrıları
Nammu
İlkel deniz. Her şeyin başlangıcında ilkel deniz vardı. Şimdiye kadar elde edilen Sümer metinlerinde ilkel denizin kökeni, yaratılışı veya ortaya çıkışı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Bu muhtemelen Helen mitolojisinde Oceanus ve Thetis tarafından oluşturulan “ilkel sular” ile aynı şeydir. Ayrıca Semitik mitolojide Tiamat olarak da anılır. Nammu büyük olasılıkla “yaratılmamış” ve “sonsuzluktan beri var olan” bir “ilkel uzay” olarak düşünülmüştür. Ayrıca, burada tek olarak ve Hellen’de çift olarak görünmesinin nedeni bilinmemektedir.
Hursag
Kozmik dağ. İlkel deniz Nammu, gökyüzü ve yeryüzünün birliğinden oluşan kozmik dağ Hursag’ı oluşturdu. Buradaki kaynağımız şu pasajdır: “Gök ve yeryüzü dağının ardında annunnakiler gebe kaldı.” Bu kozmik dağ kavramı Hellen’deki kaosla uzlaştırılabilir. Başka bir deyişle, Sümer rahiplerine göre, 21. yüzyılda evren dediğimiz “her şeyden önce var olan şey” ilkel deniz Nammu’ydu. Muhtemelen, Helen, Sami ve Hint-Pers mitlerinde olduğu gibi, bu ilkel denizin burada yaratılıp yaratılmadığı bile düşünülmemişti. Sümerler, Nammu’yu “her şeyin gerçekleştiği uzay”, “zamanı ve tüm uzayları içeren” kavram olarak gördüler ve kozmik dağı “ikinci evren”, “tanrıların ve tanrıları izleyen varlıkların yeri” olarak düşündüler.

An
An’ı az önce yazdığım pasajda açıklamaya çalışmak istiyorum. Gördüğümüz gibi, An burada kaos varken, “cennet ve yeryüzü henüz ayrılmamışken” var olan bir kişilik olarak beliriyor. hem antropomorfik olarak. yani insan formunda. Elbette bu bizim için ilginç çünkü diğer mitolojilerle uzlaştıramayacağımız bir durum. Samuel Noah Kramer bunu şu şekilde kolaylaştırdı:
- Bir zamanlar, kadim bir deniz varmış. Nammu.
- İlkel denizin oluşturduğu gökyüzü ve yeryüzü birleşti. Kozmik dağ oluştu. Hursag.
- Gök ile yer henüz ayrılmamışken, ilk ilahi şahsiyet doğdu.
- gök ve yer ayrıldı, An çocuklarını (annunnaki) doğurdu ve evren düzenlendi.
An’ı kimin yarattığını bilmiyoruz. Doğrudan veya dolaylı olarak ondan bahseden bir tablet bulunup okunana kadar da bilemeyeceğiz. Ancak, An’ın Sümer mitolojisindeki ilk ve en büyük tanrı olduğunu anlıyoruz.
Ki
Dünya ana. Kozmik Dağ’ın tek yöneticisi olan An tarafından yaratıldı ve onun karısı oldu. Samuel Noah Kramer’e göre, “An ve KI’nin birlikte olduğu dünya”, yaşamın deneyimlendiği ve Sümer rüyasında yaşamın var olduğu evrenin tam karşılığıdır. İlkel deniz ilktir ve hiçlik, boşluktur. Kozmik dağ, ilk yaratıcı gücün (An) ortaya çıktığı kaostur. Ancak, bu dünya, yani Anki (kelimenin tam anlamıyla gök-dünya) tamamen canlı ve yaşayan bir evrendir.
Enlil
An ve Ki’nin çiftleşmesinden doğan “An’dan sonraki en yüksek tanrı”. hava tanrısı, havanın efendisi. (en = usta, lil = hava.)
Ninlil
Enlil’in karısı. Enlil’in karısı olması için yarattığı tanrıçadır.
Hava tanrısı Enlil, gökyüzünü ve yeryüzünü ayırır. Babası gökyüzünü alır. Öte yandan Enlil, yeryüzünü annesi ki’ye vermek yerine kendisi kontrol eder.MÖ 3200 civarında anaerkil yapının çöküşü ve erkek egemen bir toplumun yükselişi, Sümer mitolojisinde bazı noktalarda kadınların az da olsa arka plana itilmesinde etkili olmuştur.Bu örnekte, yeri alması gereken, yerin efendisi olması gereken anne, kutsal kraliçe unvanıyla yetinmiştir. Örneğin, Ki’nin Ninmah (büyük kraliçe), Ninhursag (kozmik dağın kraliçesi) ve Nintul (bereketli kraliçe) gibi unvanları ve isimleri de bu durumla ilişkilidir.
Enki
Enki, Sümer mitolojisinde çok özel bir yere sahiptir. Su ve toprak tanrısıdır. Aynı zamanda medeniyetin efendisi olarak kabul edilir. Enki aslında Eridu şehrindeki Enlil’dir. Birçok mite göre Enlil’in kutsal şehri Nippur’dur. Bu nedenle Nippur, Sümer toplumunun kutsal merkezi olarak kabul edilirdi. Ancak MÖ 3000’lerden itibaren Sümer coğrafyasındaki, yani Güney Mezopotamya’daki şehirler arasında sürekli devam edecek bir güç mücadelesi başladı. Bu mücadele toplumun kültürel değerlerinde de görüldü.
Eridu şehri ve bu şehrin toplumsal-dini hafızası, Nippur’dan çıkan yeryüzü ve gökyüzünün efendisi tanrı Enlil’e karşı aynı kişiliğe sahip Enki adında bir tanrı yarattı. Enki’nin gerçek anlamı “yeryüzünün efendisi”dir. (en=efendi, ki=yer.) Enki aslında Eridu’nun yerel tanrısı Ea’nın Enlil’e benzetilen bir tezahürüdür. Ea, Enki’ye dönüştü ve Enlil’in rakibi oldu.
Nanna
Enlil göğü yerden ayırdıktan sonra yaşadığı yerin karanlık ve ışıksız olduğunu fark etti ve dünyayı aydınlatması için ay tanrısı Nanna’yı yarattı.
Ningal
Nanna’nın karısı. Nanna, Ningal’i karısı olarak yarattı.
Utu
Nanna ve Ningal’in oğlu, güneş tanrısı. Nanna’ya verilen dünyayı aydınlatma misyonuna yardımcı olmak için doğmuştur.
İnsanın Yaratılışı

Sümer mitolojisinde, insan yaratılış amacı, etkilediği diğer mitolojilerde (Sami, Helen, Hint-İran, Anadolu…) olduğu gibi, tanrılara hizmet etmektir. Yukarıda bahsettiğimiz dünya, tanrıların tamamen ve sadece yaşadıkları ve kendi işlerini kendilerinin hallettiği bir dünyadır. Ancak tanrılar sıkılmış ve yorgundur. Bir gün, bir partide, bilgelik tanrısı Enki’ye kendileri için hizmetkarlar yaratmasını öğütlerler. Enki ayrıca, annesi Ninmah(Ki) ile birlikte, kilden yapılmış 6 tip “insan”ı tanrılara sunar. Ancak bunlar, konuşamayan, akılsız, kültürsüz varlıklardır.
Bunun üzerine Enki kendi başına bir insan yaratmaya karar verir. ancak başarısız olur. Yarattığı şey yine akılsız bir insandır… Şimdi, bu mitin büyük sorununa gelelim: İnsanın Yaratılışı adlı mit tableti buradan itibaren çok hasarlı ve kırıktır. Bu nedenle, mitin devamında, sadece Ninmah’ın Enki’ye çok öfkelendiğini ve hoşlanılmasa da insanların tanrılara hizmet etmek için akılsız bireyler olarak çalışmaya zorlandığını öğreniyoruz.
Efsanenin devamında Lahar ve Aşnan adlı iki bereket tanrısının bu hizmetkar ve acı çeken insana acıyıp ona nefes verdiğini, “yaratılan bütün iyilikler uğruna” ona akıl ve düşünce yeteneği verdiğini öğreniyoruz.Burada belki de Helenler’de insana kültürü tanıtan Prometheus’u Lahar ve Aşnan şahsiyetlerinde bulabiliriz.
Uygarlığın ataları olan Sümerlerin dinini açıkladığım makalenin sonuna geldik. Okuduğunuz için teşekkür ederim.