Erbörü
Erbörü (Ärbörü ya da Kurtadam) – Kurda dönüşebildiğine inanılan kişi. Özellikle dolunayın etkisiyle bu durumun ortaya çıktığı kanısı yaygındır. Bir insanın bir hayvan, özellikle de kurt biçimine girebilmeye yetenekli olması, kurt adam söylencesinin çıkış kaynağı hakkında yeterli bir açıklama değildir. Çok eskiden beri çeşitli kaynaklarda ve toplumlarda kurt adam öykülerine rastlanmaktadır. Farklı coğrafyalarda yaşayan insan topluluklarında sadece kurt adamlık değil çeşitli insan hayvan karışımı yaratıklarada rastlanmaktadır. Örneğin; Türklerin itbarakları, ve İstanbul’un kedi kadınları bunlara örnektir.
İstanbul’un Kedi Kadınları
İstanbul’un kedi kadınlarından söz eden Amerikalı romancı ve senaryo yazarı Guy Endore’dir. Endore, Kedi kadınlardan bahsettiği ilk baskısını 1934 yılında yaptığı Paris’in Kurt Adamı adlı kitabında kurgusal bir öyküyü anlatmaktadır. 1870 yılının komün ayaklanmasında geçen öykü kurt adamlar konusunu ayrıntılı bir araştırma ile desteklemektedir. İstanbul’un kedi kadınları hakkında şunları söylemektedir
Endore:
“Bir saç tokası kullanarak pirinç tanelerini yerler ve bilirler ki yaratıkların kurdukları sofrada karınlarını iyice dolduracaklardır.”
Tarihte Kurtadamlık
Eski Yunanlılar ve Karadeniz’in kuzey kıyılarına yerleşmiş İskitler, bölge yerlileri Neurianları sihirbaz olarak kabul ediyorlardı. Bu olağan üstü büyücülerin her yıl birkaç gün için kurda dönüştükIerine inanıyorlardı. Tarihin babası olarak nitelendirilen M.Ö. 5. yüzyılda yaşamış olan eski Yunanlı Herodot ise dilediklerinde kurda, dilediklerinde insana kolayca dönüşebilen bir insan türünden söz etmektedir.
Bir görüşe göre yüzyıllar önce, insanlığın erken tarihlerinde kurt adam doğal olmayan bir istekle insan etine açlık duyan bir canlı türü olarak kabul edilirdi. Bu insan, çeşitli büyülerin yardımıyla dilediğinde yırtıcı bir kurda dönüşmenin bir yolunu bulmuştu. Eskilerin söylediğine göre, kurda dönüşen kişi insan sesini ve insan gözlerini muhafaza eder. Ancak vahşî dört ayaklı kurdun kuvvet ve kurnazlığını taşırdı. Kurtadamın kim olduğunu ses ve gözlerinden tanımak mümkündü.
Türk halk kültüründe “Erbörü”
Erbörü, Türk halk inancında kurtadama verilen isimdir. Dolunayda kurda dönüşen kişidir. Dişi olanları için “Eşbörü” kullanılır.
Ergene İyesi
Ergene İyesi – Türk ve Altay halk inancında mâden ocağının koruyucu ruhu. Urka (Urkay, Urhay) İyesi olarak da bilinir. Her mâden ocağı için farklı bir İye vardır. Bu iye, insan gözüne gözükmez, fakat ıslık çalar, kedi gibi miyavlaması ve bebek ağlaması, köpek uluması gibi sesler çıkarır. Çalışan işçilere yardım eder, meselâ mâden ocağı çökeceği zaman işçilere “Gidin” diye seslenerek onları kazadan korur. Türk işçilerin Ukrayna, Rusya gibi ülkelerdemaden işçiliğine gittiklerinde dâhi buralarda bu İyeye dua ederek yardım diledikleri anlatılır.
Erşek
Erşek – Türk ve Altay mitolojisinde söylencesel yaratık. Pars ve Ayı’nın çiftleşmesinden1 doğan efsâne yaratığıdır. Yarı ayı yarı pars olarak da düşünülür. Gövdesi pars, kafası ayı şeklindedir. Pençeleri de ayınınkiler gibidir.
Eşik İyesi
Eşik İyesi – Türk halk inancında eşiğin koruyucu ruhu. Eşgik İyesi veya Esik İyesi olarak da söylenir. Eşanlamlı olarak Astana İyesi veya Bosağa (Busağa, Busava, Bosaha, Bosaka) İyesi ifadeleri de kullanılır. Moğollar Bohogo Ezen derler.
Özellikleri
Her eşiğin koruyucu bir ruhu vardır. Bu ruh eşikte yatar. İneklerin şaşırmadan evlerini bulabilmelerini sağlar. Hayvanları korur. Eşikte oturmak, eşikte konuşmak iyi sayılmaz, bunun nedeni ruhun orada olmasıdır. Eşiğin baht ve talihle de ilgisi vardır. Çünkü eşik iki farklı âlemi simgeleyen esrarengiz bir sınır gibidir. Günümüzde çağdaş beşeri bilimlerde kullanılan Bilinç Eşiği, Duyum Eşiği gibi kavramlar da bu sınır anlayışını ortaya koymaktadır. İçerisi ve dışarısı, açık ve kapalı alan, soğuk ve sıcak mekân, aydınlık ve karanlık hep evin dış çevreden farklılığın bir sonucudur. Eşikte bulunur.
Bazen “Kara Çuha” adı da verilir. Astana Kazakistan’ın başkentidir ve bu sözcük de aynı zamanda başkent demektir.
Zengi Ata
Batı Sibirya inançlarında “Senge Baba” (Zengi Ata) bir “Eşik İyesi”dir. Eşikte yaşar ve evin önündeki hayvaları korur. Tatarlar arasında da “Zengi Babay” inanışı yaygındır. “Zengi Baba”nın ruhuna tapınmak için özel törenler yapılır, bu törenlerin özel yemeği olan “avuz” (ağız) sütü hazırlanır. Törenlere bir molla veya hoca dâvet edilir.
Bu kişi yeni doğmuş bebeklerin hayırlı olması için “Zengi Baba”ya dua eder. Orta Asya daki Türk dervişliği hakkındaki eski kayıtlarda; “Zengi Baba”dan, Türkler arasında ün kazanmış Türkistan şeyhlerinden biri olarak bahsedilir.
Kara Çuha
Azerbaycan geleneksel inançlarına göre bir evliya olan “Kara Çuha”, evin eşiğinde durur ama göze görünmez. Evin eşiğine varıldığında, “Kara Çuha”ya selam vermek gerekir. Bir diğer inanışagöre de eşiğin kendi sahibi vardır. Bu varlığın adı, “Astana Cini”dir.