
Yel Ana ve Yel Ata
Yel Ana, Türk, Altay, Tatar ve Macar mitolojilerinde rüzgâr tanrıçası olarak da bilinir. Ayrıca, Cel Ana, Çel Ana, Şil Ana veya Cil Ana olarak da anılır. Macar halkı ise ona Szel Anya, yani Yel Ana adını verir.
Yel Ana, güçlü ve özgür bir ruha sahiptir. Güçlü olmayı, bağımsız olmayı ve dilediği gibi yaşamayı simgeler. Rüzgârın hızı ve gücü onun karakterini yansıtır ve onun sadece doğru yöne ilerlemesini sağlar.
Altay mitolojisinde, Yel Ana rüzgâr tanrısı Erlik Han‘ın kız kardeşidir ve bozkırların koruyucusudur. Güçlü ve cesur bir savaşçı olarak bilinir ve sık sık savaş zamanlarında Altay savaşçılarının yanında görülür.
Türk mitolojisinde, Yel Ana göğün tanrısı gök tanrı Ülgen’in eşi olarak da kabul edilir. Topraktaki kadınlık ve bereketin sembolü olarak önemli bir rol oynar.

Tatar mitolojisinde, Yel Ana rüzgârın kızı olarak görülür ve sık sık çiçekli bir elbise giyer. Huzur ve barış tanrıçası olarak bilinir ve insanlara huzur getirmesiyle tanınır.
Macar mitolojisinde ise Yel Ana, rüzgârın mutluluğu ve şans getirmesiyle ilişkilendirilir. Hatta bazı inanışlara göre, onu yanınızda hissedenlerin şanslı olacağına inanılır. Macar halkı, özellikle evlerinin önüne küçük rüzgâr çanları asarak Yel Ana’nın mutluluk ve şansını evlerine çekmeyi amaçlar.
Yel Ana, tüm bu mitolojilerde farklı şekillerde anılır olsa da ortak bir tema olarak gücü ve özgürlüğü simgeler. Rüzgârın hızını, değişkenliğini ve gücünü yansıtan Yel Ana, birçok kültürde önemli bir yer tutar ve hala günümüzde de yerel inanışlarda ve geleneklerde kendine yer bulur.
Özellikleri
Eskiden yaşamsal unsurlardan birisi sayılan havanın hareketli hali olan yel için algılanan canlılık içeriği daha sonra ruh, cin gibi kavramları da çağrıştırmaya başlamıştır. Macarlara göre dünyanın sonundaki büyük bir dağda bulunan bir mağarada yaşar ve bu mağaranın etrafında güçlü fırtnalar döner. Bu mağarayı koruyan Yel Ana kendisi güçlü bir kasırga olup eser. Divayev’in verdiği bilgiye göre Özbekler; “Çal Mama! Çal Mama!” yâni Yel Ana diye bağırarak kendisinden güçlü rüzgârları dindirmesini isterler.
Havaya dönüşümüzde, yaşamsal unsurlardan biri olan hava, hareketli hali yel olarak algılanmaya başlamıştır. Hava hareket ettiğinde, insana canlılık veren ve doğayla uyumlu bir enerji akışı yaratmıştır. Eskiden havanın hareketli hali olan yel, daha sonra ruh, cin gibi kavramları da çağrıştırmaya başlamıştır. Bazen hafif esintilerle, bazen de şiddetli kasırgalarla kendini gösteren yel, insanların hayatında önemli bir yer edinmiştir.

Macarlara göre dünyanın sonundaki büyük bir dağda bulunan bir mağarada yaşayan ve bu mağaranın etrafında güçlü fırtınaları yaratan bir varlık vardır. Bu varlık, Yel Ana olarak bilinir. Kendisi de güçlü bir kasırga olan Yel Ana, insanların hayatında hem korku hem de saygı uyandırmıştır.
Divayev’in verdiği bilgiye göre, Özbekler ise Yel Ana’yı çağırarak fırtınaları dindirmeyi dilerler. “Çal Mama! Çal Mama!” diye bağırırlar, yani Yel Ana’yı çağırırlar. Bu, aslında insanların doğayı kontrol etmek istemesidir. Ancak doğa güçlü bir şekilde karşı koyar ve insanların sadece Yel Ana’yı çağırarak fırtınayı durdurabileceğini gösterir. Bu, insanların doğanın karşısında ne kadar güçsüz olduğunu anlatan bir mesajdır.
Yel Ana’nın gücü ve etkisiyle ilgili hikayeler ise farklı kültürlerde değişiklik gösterir. Kimi zaman destansı bir kahraman olarak betimlenen Yel Ana, kimi zaman da korkulan bir büyücü olarak anlatılır. Ancak her zaman doğayla bağlantılı ve etkili bir varlık olarak görülür.
Yel Ana, doğanın güçlü bir simgesi olmanın yanı sıra insanların doğaya karşı saygı duymalarını ve onunla uyum içinde yaşamalarını hatırlatır. Onunla uyumlu olarak yaşayan insanlar, doğadan gerekli enerjiyi alırken, aşırıya kaçmadan onu da koruyabilirler. Aksi takdirde, Yel Ana’nın gücüyle başa çıkmak imkansız hale gelebilir.
Türk kültüründe yel kavramı
“Yel/ Yil” sözcüğü, Türk boylarının birçoğunda rüzgâr anlamının yanında “kötü ruh, zarar verici varlık” anlamında kullanılır. Örneğin Hakas ve Teleğütlerde “Çil” şekliyle “kötü ruh”ları ifâde eder. Bu anlayış, Anadolu’da olduğu gibi, Azerbaycan’da da insan organlarına yayılan ağrı ve sızıları anlatır. Bu ağrı, sızı ve hastalıkların, belli bir şeytanî güçten kaynaklandığı düşünülür. İnsan vücûdunu saran kötü ruhlar, orada ağrı ve sızı meydana getirirler.
Etimoloji
(Yel/Yil/İl/Zel/Cel) kökünden türemiştir. Esinti anlamı vardır. Havanın yer değiştirmesi nedeniyle meydana gelen akım. Ruh, can, gizem gibi anlamlarla aynı kökten kaynaklanır. Rüzgâr, esinti demektir.
Yel Ata

Yel Ata, Türk, Altay, Tatar ve Macar mitolojilerinde Rüzgar Tanrısı olarak anılır. Cel (Çel, Şil, Cil) Ata olarak da anılır. Macarlar ona Szel Atya (Yel Ata) veya Szel Kraly (Yel King) de diyorlar.
Rüzgar Tanrısı, Türk, Altay, Tatar ve Macar mitolojilerinde önemli bir yer tutar. Yel Ata, bu mitolojilerde Rüzgar Tanrısı olarak bilinir ve ayrıca Cel Ata veya Şil Ata olarak da anılır. Macarlar ise ona Szel Atya (Yel Ata) veya Szel Kraly (Yel Kralı) adıyla hitap ederler. Bu mitolojik figür, rüzgarın gücünü ve esintisini temsil eder ve bazı kültürlerde tarım, avcılık ve savaşla ilişkilendirilir. Yel Ata, hava olaylarını kontrol edebilme ve insanlara koruma sağlama gücüne sahiptir.
Özellikleri
Dünyadaki tüm fırtınaların, rüzgârların, kasırgaların, hortumların, tayfunların yöneticisi olan tanrıdır. Harman savurmak isteyen köylüler Yel Ata’yı yardıma çağırırlar. “Yel Ata, gel atına saman götür…” diye bağırırlar, o da atına saman götürebilmek için gelip harmanı savurur. O da samandan bir avuç alarak atına yem alarak götürürmüş. Atı rüzgâra dönüşür ve bir anda istediği yere ulaşır. Yel Ata’ya bağlı iyeler şunlardır. Etrüsklerde Cel adlı bir yer altı Tanrısı vardır.
- Holoruk/Holloruk İyesi: Hortum Ruhu.
- Kasırga/Gasırga İyesi: Tayfun Ruhu.
- Borağan/Burağan/Boran İyesi: Fırtına Ruhu.
Anadolu’nun güneyindeki Türkmenlerin başlıca ziyâret yerlerinden olan “Yel Baba” türbesinin adı da “yel” sözcüğüyle ilgilidir. “Al” ile aynı kökten gelen “yel” sözcüğü, hem eski, hem de yeni Türkçede “cin, kötü ruh” anlamlarında kullanılmıştır.
Diğer İsimleri
Türk, Altay, Moğol ve diğer Türk kökenli Orta Asya milletlerinde ve topluluklarında Rüzgâr Tanrısına şu isimler de verilir:
- Halhın Han: Bu adda dört Tanrı vardır, dört büyük rüzgârı yönetirler.
- Korıy Han: Rüzgârlara yön verir.
- Yatman Han: Rüzgârları estiren koruyucu ruhtur.
- Yalanaş Han: Esinti Tanrısı. Harman savuranlar ona dua ederler ve şarkı ile çağırırlar.
Etimoloji
(Yel/Yil/İl/Zel/Cel) kökünden türemiştir. Esinti anlamı vardır. Havanın yer değiştirmesi nedeniyle meydana gelen akım. Ruh, can, gizem gibi anlamlarla aynı kökten kaynaklanır. Rüzgâr, esinti demektir.