Alasığın
Alasığın – Türk, Altay ve Moğol mitolojilerinde Kutsal Geyik. Değişik Türk lehçe ve şivelerinde Alageyik (Alakeyik, Alakiyik) veya Alabolan (Alabulan) ya da Alabuğa (Alabuğu) olarak da bilinir. Moğollar ise Kubamaral (Govamaral, Guvamaral) derler. “Gökgeyik / Kökgeyik” tabiri de kullanılır. Yalnızca “Sığın” olarak da ifâde edilir.
Türk kültüründe Sığın (Geyik)
Kutsal bir hayvandır. Bazen erenler alageyiğe dönüşür. Kimi zaman Göksığın olarak da adlandırılır. Bazı Türk ve Moğol boyları, soylarının bu kutlu varlıktan türediğine inanırlar. Çoğu zaman soyun bir kolu Gökkurt’tan, diğer kolu ise Gökgeyik’den gelmektedir. Geyik sürülerinin başında bulunup idare eden kurtlara da Gökgeyik denilir. Geyiklerin boynuzları kamların en önemli simgelerindendir. Kubamaral dokuz boynuzlu, boynuzları dokuz budaklı olarak betimlenir. Bozkurt gökyüzünü temsil eder. Alageyik ise yeryüzünün simgesidir. Macarların (Hungarların) ataları da bir geyiği izleyerek denizi geçmişler ve bu denizin ortasındaki yarı bataklık bir adada türemişlerdir.
Anadolu ve Asya halılarında ve kili desenlerinde Geyik motifine resim veya sembol olarak sıklıkla rastlanır. Anadolu’da alageyiği kovalayan ve kaybolan avcı motifi masallarda ve türkülerde sıklıkla görülür. “Geyik de çekti beni kendi dağına.” (Anadolu Halk Türküsü). Yine bir Macar efsânesinde Hunların ve Macarların ataları olan Hunor ve Magor adlı iki avcı bir geyiği kovalarken bataklıkta kayboluyorlar ve orada kayıp soylu kızları bularak onlarla evleniyorlar. Bir başka efsânede Türklerin ataları hayatlarını bir mağaranın içinde sürdürmekteydiler. Her gün güneş batınca Deniz/Göl ruhu, ak geyik (buğı) şekline giren kocasını deniz altına götürüp, sabah olunca denizden çıkarır. Öküz başlı, at kuruklu olarak tasvir edilir.
Alasığın, kutlu bir hayvan olarak erenlerin veya ozanların yanında yer alırlar: “Yaramı sarsınlar şehitler ile / Kırk yıl dağda gezdim geyikler ile” (-Pir Sultan Abdal)
Alazlama
Alazlama – Türk ve Altay halk kültüründe Ateş Tedavisi. Yalazlama (diğer bazı Türk dillerinde
Alaslama veya Yalaslama) olarak da bilinir.
Anlam ve Uygulama
Hastalıkları ateşle tedâvi etmek demektir. Albastı (Al/Hal/Gal yâni “Ateş” anlamı da dikkate alınarak) ve Alaz Han ile bağlantılı olduğu açıktır. Belki de Alaz Han’ın yardımı istenmektedir. Tören başlarken Alaz! diye bağırılması bunun açık bir göstergesidir.
Alaz kelimesinin “Âmin!” ile eşdeğer olduğu da öne sürülen başka bir görüştür. Kırmızı bir bez parçası yakılıp hastanın etrafında dolaştırılır. Ateşin temizleyici ve sağaltıcı bir varlık olduğu inancının bir sonucudur bu durum. Alazlama işlemi akşam karanlığında yanan ilk ışıkla birlikte başlatılır. Bir şeyin üzerinden alev geçirmek demektir. Cansız nesneler aleve tutulur. Canlı varlıkların ise simgesel olarak, değmeyecek bir mesafeden üzerinden geçirilerek dolaştırılır.
Ateş, kötü ruhları korkutur ve onları kaçırır. Yıldırım çarpmış ağacın yanan parçalarıyla evin tütsülenerekj kötü ruhların kovulmasına Arçı adı verilir.
Alazlama, bazı Türk boylarında geniş bir şekilde yayılmış olan bir tören şeklidir. “Al” sözcüğüyle aynı kökten olma fikri, araştırmacılarda, “Al” ruhunun, ateşle bağlantısı olduğu kanaatini uyandırmıştır. Altay ve Yenisey şamanları, törenin başlama zamanında, “Alaz” diye bağırırlardı. Alaz’ın Sâmi dilindeki anlamı, “Âmin” demektir.
Başkurtlar ve Oğuzlardaki “Alazlama” töreni, kırmızı bir bez parçası yakılıp hastanın başının etrafında, “alaz alaz” diye dolaştırılarak yapılır. Bu daha çok bir tedâvi şeklidir. Altay ve Yenisey Türklerinde ise merasim başlayacağı zaman şaman, Ardıç ve kutsal bir başka ağacın parçasını duman içine atıp yakar. Anadolu Türklerinde “Alazlama”, kızgın demirle dağlamak anlamına gelir. Anadolu uygarlıklarına dair araştırmalar, onun eski Şamanizm ve ateş kültü ile derin bağlantılı olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
Burada da “Alazlama” bir tedâvi şeklidir. Anadolu’nun bazı yerlerinde, “Alazlama” akşam karanlığında yanan ilk ışığa bakılarak yapılır. Azerbaycan şivelerinde, hastalanmak anlamında kullanılan “Alızdamak” sözü de “Alazlama” dolayısıyla da “Al” ruhuyla bağlantılıdır.