Sibylla Kehanetleri; Kökeni her ne kadar mitoloji ve efsanelere dayansa da Sibylla Kitaplarındaki kehanetler, Roma Devletinin başı sıkışınca medet umduğu kutsal metinlerdi. Sibyll, Sibylla, Sibyl ya da türkçe söylenişi ile Sibil kimdir? Sibyll kehanetleri, Sibylla kehanetleri, Sibyl kehanetleri ya da Sibil kehanetleri nedir?
Antik çağda Romalıların büyük önem verdikleri ve zaman zaman devleti kurtarmak için başvurdukları Sibyll kitapları; (Sibylla kitapları, Sibyl kitapları, Sibil kitapları) inanışa göre, kehanetler içermektedirmitolojik kökenli bir efsaneye dayandırılmaktadır…. Altılı hece ölçüsüyle söylemiş şiirlerden oluştuğu belirtilen kehanetler, yazıya geçirilerek kuşaktan kuşağa aktarılmıştır.
Sibyll, (Sibylla, Sibyl) kahine (kahin kadın) anlamında kullanılmaktadır. Kelimenin kökeni ve anlamı belli değildir. II. yüzyılda Romalı Varro’nun Yunanca ”siou boe” olduğunu iddia etmişse de bu bilim adamları nezdinde kabul görmemiştir.
Öte yandan Sibylla kelimesi ile Kibele kelimesi benzerlik arz etmektedir ve özellikle Hannibal’ın Roma’yı tehdit ettiği yıllarda Sibylla kehanetlerine dayandırılarak, Frig Vadisindeki Kibele’ye ati kutsal bir göktaşı gösterişli törenlerle Roma’ya taşıdır. Bu olaydan yola çıkarak Kahin Sibylla ile Anatanrıça Kibele arasında bir bağlantı kurulabilir…
Millattan Önce bir kadının özel adı olduğu sanılan kelime, zamanla, özel isim olmaktan çıkarak genel unvan durumuna gelmişti. Apollon Tapınaklarında görev yapan ve kehanetlerde bulunan rahibeler bu isimle anılmaktaydı.
Mitolojide müzik, sanat, güneş, ateş ve şiirin yöneticisi olan Tanrı Apollon (Apollo) kehanetin de yöneticisidir. Doğal olarak da istediği kişilere kahinlik yeteneği kazandırabilmektedir….
Dolayısı ile her şeyi mitolojik bir kökene dayandırmaya meyilli Yunan ve Roma Kültürüne göre Sibyl Kehanetleri de Tanrı Apollon’un kehanet yeteneği kazandırdığı bir kadına atfedilmektedir.
Sibiller ve Kehanetleri Antik dönemin sonlarında ”Sibiller” olarak, tam bilinmeyen kahin kadınlar tanımlanmıştır.
YUNAN MİTOLOJİNE GÖRE SİBYLLE
Yunan mitolojisine göre Tanrı Apollon’un kalbini çalan kadındır Sibylla. Apollo’nun aşkı olarak bilinir. Yunan mitolojisinde onunla ilgili efsanelerin bir kaç farklı türevi var.
En yaygın varyantına göre Apollon, Kahine Sibyll’a, ağzından çıkacak ilk dileğini gerçeklestireceğini soyler.. Sibyll da ”uzun ömür” diler. Fakat sonra gençliği ve güzelliği olmadan uzun ömrün bir azap olacağını fark eder.
Apollon, bakire kahineye, kendisiyle birlikte olması karşılığında ömür boyu gençlik de vaat eder. Ama Sibyll bu teklifi rededer.
Aradan geçen yıllar boyunca Sibylla iyice yaşlanır. Derisi iyiden iyiye kırışır, bedeni iyice büzülür ve sonunda bir ağustos böceğine dönüşür. Efsaneye göre Cumae’deki Apollon Tapınağında bir kafese konulur… Kendisine ne isteiğini soranlara sürekli ”ölmek istediğini” belirtir….
Bu mitolojik öykü Ovidius’un metemorfozlar’ında şöyle yer alır: ”Apollon Sibyl’a kur yapar, fakat o, Apollon’un kendisine kehanet yeteneğini vermesine rağmen naz yapar. Apollon ”daha ne dileği” olduğunu sorduğunda, bir avuç dolusu kumu yere saçar ve yere düşen kum taneleri kadar yıl dileğinde bulunur. Fakat talihsizlik eseri aynı miktarda gençlik yılı dilemeyi unutur ve Aeneas’ın ziyareti sırasında şimdiden 700 yaşında olan kendisi, hep daha da yaşlanmak ve yavaş yavaş buruşmaya ve kurumak üzere lanetlenmiştir.”
SİBYLL KİTAPLARI İLE İLGİLİ ROMA EFSANESİ
Efsaneye göre Cumae Sibylla’sı, Yedinci Roma Kralı Tarquinus Superbus’a Sibylla Kitapları adlı kehanetleri satmayı teklif eder. Kral kehanet kitapları için istenen fiyatı pahalı bulur ve almayı reddeder. Kadın, dokuz ciltten 3’ünü yakar ve aynı paraya Altı cildi satmayı önerir. Tarquinus Superbus, bu teklifi de reddedince kadın 3 cildi daha yakar. Şaşkın kral, kendisinden 9 cilt için istenen bedeli ödeyerek kalan 3 cildi satın atmak zorunda kalır.
Romalı yöneticiler, ne zaman başları sıkışsa Caputalium Tepesindeki Apollon Tapınağı’nda saklanan kitaplara başvurur ve kehanetlerden medet umar. Bu hallerden biri de ünlü Kartacalı Hanibal’ın Roma’yı tehdit ettiği dönemdir..
Dolayısı ise kökeni her ne kadar mitoloji ve efsanelere dayansa da Roma Devletinin başı sıkışınca medet umduğu Sibyll kehanetlerini içeren Sibyll kitapları tarihi bir gerçeklikti.
Sibyl Kehanetlerinin bazılarının Bizans döneminde 14 ciltlik tek bir elyazması olarak kaydedildiği iddia edilmektedir. 9. ve 10. ciltleri eksik olan bu el yazmalarının ne kadar gerçeğini yansıttığı meçhuldür. Çünkü bu eser daha ziyade Yahudi – Hristiyan kökenli Sibylla Kehanetlerini esas almaktadır….
HOMEROS TARİHİNDE YOK AMA HERACLİTUS TARİHİNDE VARLAR
Ünlü tarihçi Homeros’un ünlü tarihinde bu kitaplar yoktur. Ancak Sibyl adlı dişi kâhinler Heraclitus tarihinde yer almaktadır. Heraclitus tarihine göre Sibyl adlı tek bir kadine vardır. Daha sonraki metinlerde ise onlarca Sibyl bulmak mümkün.
Kahinelerin kaç tane olduğu çağlara göre değişkenlik göstermiştir. Heraklitus ve Plato bir, Yunanlılar dokuz, Romalılar ve erken dönem Hristiyanları on, orta çağ Hristiyanları ise on iki kahineden bahsederler. Neredeyse tümü, tüm metin ve anlatılarda, yaşadıkları yer ile isimlendirilmişlerdir.
Hristiyan apolojisti Lactantius, Divinarum Institutionum’da, kahineleri şöyle sıralar:
Pers Kahinesi, Delphi Kahinesi, Kimmer Kahinesi, Sisam Kahinesi, Hellespont (veya Truva) Kahinesi, Frigya Kahinesi, Tibur Kahinesi, Eritrea Kahinesi, Cumae Kahinesi…
MUSEVİ KÖKENLİ SİBYL KEHANETLERİ
Yahudi – Hristiyan kökenli Sibylla Kehanetlerini, Yahudalı ya da Babilli bir Dibylla’nın yazdığı iddia edilen metinlere dayandırılır. Hristiyanlara ait iddialara göre Sibylla, Eski Ahit’te adı geçen peygamberlere eş düzeyde kehanet gücüne sahip bir kadındır. Sibylla’nın Kehanetlerinin Hırisyan yorumları, Yahudi metinlerine dayandırılmaktadır.Metinlerin M.Ö. 150 – M.S. 180 yılları arasında Yahudi ve Hristiyan yazarlarca kaleme alındığı saptanmıştır.
Sibylla Kehanetleri’nde, sbylla önce yakın geçmişte gerçekleşmiş olayları “tahmin ederek” güvenilirdiğini kanıtlar, sonra da geleceğe ilişkin kehanetlerde bulunur, Helenistik dönem Yahudiliğine ya da Hristiyanlığa özgü öğretilere yer verir.
Yahudi apolojist İosphos ve bazı Hristiyan apolojistler, bunların gerçek sibylla kehanetleri olduğunu, böylelikle kendi öğretilerinin çok önceden doğrulandığını savunmuştur.
2. yüzyıl Hristiyan ilahiyatçılarından Antiok. Theophilos ile İskenderiyeli Aziz Clemens’e göre bu sybilla, Eski Ahit’te adı geçen peygamberlere eş düzeyde kehanet gücüne sahiptir.
ROMA’NIN SİBYL METİNLERİ
Roma’da Sibiller’in deyişleri ”Libri Sibyllini” lerde toplanmış ve Jüpiter Capitolinus tapınağında korunmuştur; sadece 15 rahip meclisi bunlara kült ve litürjik sorularında danışabiliyordu.
Mabedin M.Ö 83’te yanmasıyla Sibyl kitaplarının da yok oldu sanılmaktadır.
76 yılında yeni bir koleksiyon oluşturulur, fakat Romalı devlet adamı ve başkumandan Flavius bunları IV. yüzyılda yaktırır.
II. Yüzyılda oluşan ”Sibil Kitapları” koleksiyonunun, önceki ikisiyle hiç alakası yoktur; bu Yahudi ve Yahudi olmayan Hıristiyanlıktan etkilenmiş çevrelerden kafiyeli kehanetler içermektedir.
Agustinus bunları eski ve gerçek sayar ve normalde şiddetle reddettiği bir görüş olan, Tanrı’nın inançsızların ağzından konuşmuş olabileceğinin çok az sayıdaki kanıtlarından birisi olarak görür. Mısralarının Yunanca kelimeleri ”İsa Peygamber, Tanrı’nın oğlu, Mesih” için başlangıç harflerini veren kehanetlerden birisi onu ikna eder.
Sibil Kehanetleri, değiştirilmiş ve geliştirilmiş metinlerde geç ortaçağa kadar çok yaygın olarak görüşmüştür.
SİBEL İSMİ SİBYL’DEN MI GELİR?
Sibel, Türk mitolojisine göre bereket ve bolluk tanrıçasıdır.
Kibele adlı Anadolu tanrıçasının Türk kültüründeki adının Sibel olduğu savunulmaktadır. Bir başka teze göre, tam tersine eski çağlarda varlığına inanılan Türk tanrıçası Sibel’in Anadolu’da Kibele ile özdeşleşmiştir.
Bu tanrıça pek çok batı diline (okunuş olarak) Sibele veya Sibela şeklinde geçmiştir. Örneğin Fransızca’da Cybèle (Sibele okunur) biçimde yer alır. Araplardaki Hübel ile de eşdeğerdir. Dolayısıyla aslında insanlığın mitoloji algısındaki ortak simgelerden birisidir. Taştan doğmuş olduğu rivayet edilir.
Anadoluda kızlara verilen Sibel adının kökeni doğrudan bu tanrıçadır.Ayrıca sözcük Farsça yağmur damlası manası taşır ve bu dilde Sebil (Su, Çeşme) kelimesi ile aynı kökten gelir. Buğday başağı anlamına da gelir.
Sibel kelimesinin, Yunanca kahin kadın anlamına gelen kelimeden türediği iddia edilse de, Sibel’in pek çok kültürün etkileşiminden doğduğu en doğru yorumdur.