Andar Han
Andar Han – Türk ve Altay mitolojilerinde Ateş Tanrısı. Andır Han olarak da bilinir. Ateşi korur. Bazen kızarak yeryüzünde yangınlara neden olur. Elinde bir yola (meşale) ile betimlenir. Saçları ateştendir. Gözleri alev saçar. Heybetli ve kaslı bir görünümü vardır. Meşalesi kendiliğinden hiç sönmeden sürekli yanar. Bitkilerin koruyucu Tanrısı olarak da görülür.
Yeraltının veya cehennemin koruyucusu olarak da söylenir.
Azerbaycan Türkçesinde “andıra kalmak”, Anadolu halk dilindeki “ender kalmak” deyimleri beddua amaçlı olarak “kahrolsun” ve “lânet olsun” anlamlarında kullanılır. Azerbaycan dilinde, mecâzî olarak kara ve çirkin manasında kullanılan, “enter” sözünün kökeni de yine “Andır” ile bağlantılıdır.
Arah Han
Arah Han – Ruh tanrısıdır. İnsan ruhları hakkında karar verir. İnsanın geleceğini belirler. Yer altı âleminde yaşar.
Aran İyesi
Aran İyesi – Türk ve Tatar halk kültüründe ahırın koruyucu ruhu. Damız İyesi veya Kitre İyesi
olarak da bilinir.
Özellikleri
Evin ahırında yaşar. İnsanların gözüne ancak uzaktan uzağa ve değişik hayvan kılıklarına girerek görünür. Evcil hayvanları sever. Örneğin atların kuyruğunu örmekten çok hoşlanır. Genelde ahırda ve avluda yaşar ve orada yaşayan canlılara sâhip çıkar. Bazen bir hayvan kılığında, gözükür. Ahır İyesi ahırda yaşayan hayvanların bazılarını sever, bazılarını çekemez. Sevdiği hayvanın (genelde atın) yelesini örer. İnsanlar görmediği sırada onun önüne kuru ot atar. Sevdiği ineğin kuyruk ucunu tarar. Sevmediği atı gece boyu koşturur, ter içinde bırakır, yorar. Otu sevdiği atın önüne koyar, sevmediği atı aç bırakır. Damız (Tamız) sözcüğü sığır ahırı anlamında kullanılan başka bir sözcüktür ve Dam/Tam kökünden gelir.
Sümer Tanrısı Tammuz (Tamıs, Dumuz) da bereket ruhu olarak görülür. Temmuz ayına adı verilmiştir. Damızlık sözcüğü hem ahırda beslenen hem de Tammuz için ayrılan hayvan demektir aynı zamanda. Damız İyesi ile Tammuz bu anlamda özdeşleşmiştir. Ağıl ise koyun ahırlarını tanımlar. Çoğu zaman dağlarda kerpiçten yapılmış yerlerdir.
Ahır hayvanları büyükbaş ve küçükbaş olarak ikiye ayrılır. Buna göre de bu hayvanları güden kişilere farklı adlar verilir.
- Güder: Çoban
- Sığırtmaç: Sığır Çobanı
- Tavartmaç: Koyun Çobanı
Mal İyesi
Mal İyesi – Türk ve Altay halk inancında hayvan iyesidir. Aran İyesi ile bağlantılı bir varlıktır. Sığır (Sıyır) İyesi, Davar (Tavar) İyesi, Deve (Teve) İyesi, Yond (Yunt) İyesi (“At İyesi”) gibi türleri bulunur. Atların ve sığırların koruyucu ruhudur. Türkler hayvanları genelde dört sınıfa ayırırlar. Atlar, inekler, koyunlar ve develer. Mal kavramı bunların tamamını kapsar. Ancak kimi yörelerde yalnızca büyükbaş hayvanlar (at ve inek) veya sırf inekler için kullanılır.
Mal İyesi de bu hayvan sürülerinin başında bulunarak onları korur. Mal sözcüğü Moğolca kökenli bir kelime olup, büyükbaş hayvan demektir. Arapça eşya, ürün anlamına gelen Mal ile hiçbir ilgisi yoktur.
Mılahsın Hanım Hayvan Tanrıçası
Mılahsın (Malahsın) Hanım – Hayvan Tanrıçası. Ahır hayvanlarını korur. Türk ve Moğol kültüründe ahır hayvanları toplumsal yaşamın sürdürülmesindeki en önemli unsurdur.
Su Cini Arank
Arank (Arañ) – Türk ve Tatar mitolojisinde Su Cini. Arang veya Anank (Anang) olarak da söylenir. “Aranklar” şeklinde çoğul olarak anılırlar. Sayıları çok fazladır. Suyun içinde olduğu kadar su dışında da yaşarlar ve her taraf onlarla doludur. Suların akışına hükmederler; sular onların müdahalesiyle hızlı veya yavaş akar.
İyicil varlıklardır, nadiren kötü davranırlar. İnsanları korurlar. Bazı kutlu kişiler onları egemenlikleri altına alabilirler. Çölde susuz kalıp ölme noktasına gelen kişilere yardım ederler. “Eren” sözcüğü ile bağlantılı görünmektedir. Türk halk kültüründe çölde susuz yolculuk yapan veya suya ihtiyaç duymadan çölde yaşayan evliya kıssaları anlatılır. Suların akışına hükmederler. Yaran adı verilen bir türlerinin bulunduğu da söylenir veya bu kelime bazen eşanlamlı olarak da kullanılır.
Ölüm Balığı Arat
Arat – Türk ve Altay mitolojisinde korkunç Dev Balık. Ölüm Balığı. Arağıt, Arağut, Aravut olarak da bilinir. Moğol kültüründe Aratan veya Arağatan olara yer alır. Baykal gölünde veya yeraltındaki büyük denizde yaşadığına inanılan efsânevi devâsa balık. Zaman zaman yeryüzünde yaşayan insanlardan kurban ister. Ağzı gırtlağının altında, gözü ise ensesindedir. Belkemiği ters çevrilmiştir. Zincirlerle bağlı tutulur. Başını ve vücûdunu oynatınca depremler olur, tufanlar kopar. “Ker Balık” olarak da adlandırılır. Şimdiye kadar yuttuğu tüm canlılar orada yaşarlar. Orası başka bir âlem gibidir. Pustag (Bozdağ) adlı Dünya Dağının hemen altındaki sularda yaşar.
O her kıpırdadığında yer titrer. Alt çenesi yere üst çenesi göğe değer. Çenelerinden biri yazı ve sıcağı, diğer çenesi ise kışı ve soğuğu getirir. Ters görünümlü olması onun öteki âleme ait olduğunun en önemli göstergesidir. Türklerde büyük ırmak balıklarına Irgay adı verilir ve bu isimle kökensel olarak bağlantılı olması muhtemeldir. Yeryüzünün taşınmasının bir balıkla ilişkilendirilmesine pek çok toplumun söylencelerinde rastlanır. Adı Abra ve Yutpa ile birlikte anılır.
Arboğa
Arboğa (Ärboğa) – Türk mitolojisinde yarı insan, yarı boğa olan yaratık. “Yarboğa” veya “Erboğa” bazen de Arbuğa olarak adlandırılır. Dişi olanları için “Işboğa” denilir. (Iş sözcüğü Moğolcada dişilik belirtir.) Boğa ve Buğu sözcüğü pek çok Türk lehçesinde Geyik anlamında da kullanılır, bu nedenle bazen yarı insan yarı geyik olarak görülebilir.
Yarı insan ve yarı hayvan olan varlıklara dünyada pek çok kültürde rastlanır. Kimilerinde alt kısım hayvan, belden yukarısı insandır, bazılarında ise kafa, hayvan başı biçimindeyken alt taraf insan şeklindedir. Türk mitolojisine Yunan kültürünün etkisiyle girmiş olması muhtemeldir.
Aryunt
Aryunt (Äryunt) – Ayrıca Türk mitolojisinde yarı insan yarı at olan varlıklar ise Aryunt adı verilir. Aryund, Aryond, Eryunt olarak da bilinir. “Yaryunt” olarak da ifâde edilir. (Sözcük; Er/Ar “insan, erkek” ve Yund “at” sözcüklerinin bileşimidir. Dişi olanları için “Işyunt” kullanılır.)
Ardov
Ardov (Ärdov) – Türk mitolojisinde su cini. Ardoy, Erdov veya Erdoy olarak da bilinir. İnsana zararı yoktur.
Bu varlığın uzaklaşması için, ölü gömüldüğünde mezarın başında üç gün ışık yakılır. Geceleri atları kaçırır ve sabaha kadar koşturup kan ter içinde bırakır.
Uzun boylu, sarışın ve çok güzel bir kadındır. Su kaynaklarında yaşadığına inanılır. Köşeye sıkışınca bir kuyuya veya dereye girip kaybolur.
Çuvaş mitolojisindeki Vudaş (Vutaş) ile büyük benzerlikler gösterir.