
Kafkasya, binlerce yıldır farklı kültürlerin, inançların ve dillerin bir araya geldiği, çarpıştığı ve harmanlandığı eşsiz bir coğrafya. Bu coğrafyanın en özgün halklarından biri olan Osetler, zengin ve katmanlı mitolojileriyle dikkat çekerler. Onların inanç dünyası, kadim Sarmatya kökeninin izlerini taşıyan şamanik ve doğalcı unsurlarla, büyük destanların kahramanlık hikayeleriyle ve Hristiyanlığın yüzyıllar içindeki etkisiyle yoğrulmuş benzersiz bir sentez sunar.
Oset mitolojisi, sadece geçmişin bir yankısı değil, aynı zamanda günümüzde hala canlılığını koruyan, festivallerde, ritüellerde ve hatta modern hareketlerde karşımıza çıkan dinamik bir kültürel mirastır. Gelin, bu büyüleyici dünyaya daha yakından bakalım.
Sarmatya’dan Kafkasya’ya: Oset Mitolojisinin Tarihsel Temelleri
Osetlerin etnik ve kültürel kökenleri, MÖ 1. binyıldan MS ilk yüzyıllara kadar Doğu Avrupa bozkırlarında hüküm sürmüş, İrani diller konuşan savaşçı göçebe halklar olan Sarmatlara ve onların ardılları Alanlara dayanır. Bu güçlü konfederasyonlar, Karadeniz’in kuzeyinden Hazar Denizi’ne kadar geniş bir alana yayılmıştı. Roma ve Bizans kaynaklarında adı geçen Alanlar, MS 4. yüzyıldaki Hun istilasıyla batıya doğru itilmiş, bir kısmı Avrupa’ya dağılırken, önemli bir kısmı da Kafkasya’ya, bugünkü Osetya topraklarına yerleşmiştir.
İşte bu göçebelerin kadim inançları, yerleşik Kafkas halklarının kültürel dokusuyla etkileşime geçerek Oset mitolojisinin temelini oluşturmuştur. Bozkırların gökyüzü kültleri, atalar kültü ve savaşçı ruhların yüceltilmesi gibi unsurlar, Kafkasya’nın dağlık coğrafyasının getirdiği doğa ruhları, su kaynakları ve belirli meslek gruplarına (çobanlık, çiftçilik) özgü koruyucu tanrılarla birleşmiştir. Bu tarihi süreç, Sarmatya kökeninin Kafkasya kültürü içinde nasıl özgün bir Oset mitolojisine dönüştüğünü açıklar.

Xucau’dan Uastyrdzhi’ye: Tanrıların Hiyerarşisi ve Fonksiyonları
Oset panteonunun en tepesinde, genellikle uzak, soyut ve doğrudan insan işlerine karışmayan Yüce Tanrı Xucau (veya Khutsau) bulunur. Evrenin yaratıcısı ve kaderin belirleyicisi olarak kabul edilir, ancak ritüellerde ve günlük yaşamda ona doğrudan yakarışlar daha azdır.
Günlük yaşamda, savaşta, yolculukta ve toplumsal ilişkilerde en çok öne çıkan ve kendisine en sık başvurulan figür ise hiç şüphesiz Uastyrdzhi‘dir. O, erkeklerin, savaşçıların, yolcuların ve yeminlerin koruyucu tanrısıdır. Nart destanlarında da önemli bir rol oynar. Osetler için Uastyrdzhi, hem erişilebilir, hem de güçlü bir aracı pozisyonundadır. Oset sofralarında Uastyrdzhi adına her zaman özel bir kadeh kaldırılır, bu da onun toplumdaki merkezi yerini gösterir.
Panteonda Xucau ve Uastyrdzhi’nin yanı sıra, Uatsilla (gökgürültüsü ve şimşek tanrısı, ekinlerin koruyucusu), Safa (ocak ve zincir tanrısı, ailenin ve evin koruyucusu) gibi önemli tanrılar da bulunur. Her birinin belirli bir alanda yetkisi ve fonksiyonu vardır, ancak Uastyrdzhi’nin popülerliği ve etkisi diğerlerinin önüne geçer.

Nart Destanları: Yarı Tanrılar ve Kahramanların Efsaneleri
Oset mitolojisinin canlılığını ve zenginliğini en iyi yansıtan kaynaklardan biri Nart destanlarıdır. Bu destanlar, Osetler ve Kuzey Kafkasya’daki diğer bazı halklar (Çerkesler, Abhazlar, Ubıhlar vb.) arasında paylaşılan, ancak her kültürde kendi özgün rengini almış epik bir döngüdür. Nartlar, olağanüstü güçlere sahip, tanrılarla ve doğaüstü varlıklarla ilişki kuran, kahramanlıkları, trajedileri ve maceralarıyla dolu bir yarı tanrı/kahraman soyudur.
Nart destanları, Osetlerin ahlaki değerlerini, toplumsal yapılarını, evren anlayışlarını ve mitolojik inançlarını yansıtan devasa bir sözlü edebiyat hazinesidir. Destanlarda karşımıza büyüleyici figürler çıkar. Örneğin, Nart soyunun bilge ve güçlü anası, stratejist ve büyücü Satana (Satana) en ikonik karakterlerden biridir. Bir diğer önemli kahraman ise çelik gibi sert vücudu ve yenilmezliğiyle bilinen, tanrılarla bile mücadele eden Batraz’dır.
Bu destanlar, sadece eğlencelik hikayeler değil, aynı zamanda nesilden nesile aktarılan birer eğitim aracıdır. Cesaretin, onurun, misafirperverliğin, bağlılığın ve adaletin önemi Nartların maceraları üzerinden anlatılır.
“Osetlerin can damarı dedikleri Nart destanları, sadece kahramanlıkları değil, aynı zamanda tanrılarla insanların, doğaüstü güçlerle fani dünyanın karmaşık ilişkisini de dokur. Bu destanlar, kim olduklarına dair hafızalarıdır.”

Doğa Ruhları ve Koruyucu Tanrılar: Donbettyr, Tutyr ve Fælværa
Oset mitolojisinde panteonun büyük tanrılarının yanı sıra, doğanın belirli unsurlarını veya yaşamın belli alanlarını koruyan çok sayıda ruh ve daha az tanrısal figür de önemli yer tutar. Bu figürler, Osetlerin geleneksel geçim kaynakları olan tarım ve hayvancılıkla yakından ilişkilidir.
- Donbettyr: Suların ve nehirlerin tanrısıdır. Genellikle nehrin dibinde, ailesiyle birlikte yaşadığına inanılır. Nehir geçişlerinde, balıkçılıkta veya su kaynaklarına saygı gösterilmesinde Donbettyr’ın rızası aranır. Kızları, güzellikleriyle meşhurdur ve bazen Nart kahramanlarıyla evlenirler.
- Tutyr: Kurtların tanrısı veya koruyucusu olarak bilinir. Osetler için kurtlar hem tehlikeli hem de saygı duyulması gereken hayvanlardır. Çobanlar, sürülerinin kurtlardan korunması için Tutyr’a yakarışta bulunurlardı. Avcılar için de avın bereketini etkileyebilecek bir figürdü.
- Fælværa: Daha çok küçükbaş hayvanların, özellikle koyunların koruyucusu ve patronu olarak bilinir. Hayvancılıkla uğraşan Osetler için Fælværa’nın lütfu, sürülerinin sağlığı ve verimliliği açısından hayati öneme sahipti.
Bu ve benzeri figürler, Osetlerin doğayla iç içe yaşamının ve hayatta kalma mücadelesinin mitolojiye yansımalarıdır.
Hristiyanlıkla Etkileşim: Azizlerle Özdeşleşen Oset Tanrıları
Osetler, tarih boyunca farklı zamanlarda hem Bizans hem de Gürcistan üzerinden Hristiyanlıkla tanışmışlardır. Çoğunluğu Ortodoks Hristiyanlığı benimsemiş olsa da, bu dönüşüm, mevcut inanç sistemini tamamen ortadan kaldırmamış, aksine derin bir senkretizme yol açmıştır. Hristiyan etkisi, Oset mitolojisinin en belirgin özelliklerinden biridir.
Pagan tanrılar, zamanla Hristiyan azizlerle özdeşleştirilmiştir. Bu özdeşleşmenin en çarpıcı örneği, Osetlerin en önemli tanrısı Uastyrdzhi‘nin, Hristiyan dünyasının şövalye azizi Aziz George ile birleşmesidir. İki figürün de at üzerinde tasvir edilmesi, savaşçılık ve erkeklerin hamisi olma rolleri bu özdeşleşmeyi kolaylaştırmıştır. Benzer şekilde:
- Gökgürültüsü tanrısı Uatsilla, Aziz İlyas (Elijah) ile.
- Kurtların tanrısı Tutyr, Aziz Theodore ile.
- Su tanrısı Donbettyr kısmen Aziz Nicholas veya Aziz John the Baptist ile bağlantılı hale gelmiştir.
Bu süreçte isimler değişse de, tanrıların geleneksel fonksiyonları ve kendilerine özgü kültleri büyük ölçüde yaşamaya devam etmiştir. Bir Oset için Aziz George’a yakarış, aslında kadim Uastyrdzhi‘ye duyulan saygının ve ondan beklenen korumanın bir ifadesi olabilmektedir. Bu, Oset kültürünün ne kadar esnek ve adaptif olduğunun bir göstergesidir.

Aşağıdaki tablo, bu senkretizmi özetlemektedir:
Oset Mitolojik Figürü | Ana Fonksiyonu/Alanı | Hristiyan Karşılığı Olarak Özdeşleştiği Aziz |
---|---|---|
Xucau (Khutsau) | Yüce Tanrı, Yaratıcı (Soyut) | Tanrı (Genel Anlamda) |
Uastyrdzhi | Erkeklerin, Savaşçıların, Yolcuların | Aziz George |
Uatsilla | Gökgürültüsü, Şimşek, Ekinler | Aziz İlyas (Elijah) |
Safa | Ocak, Aile, Ev | (Belirgin bir Hristiyan karşılığı yok) |
Donbettyr | Sular, Nehirler | Aziz Nicholas, Aziz John the Baptist |
Tutyr | Kurtlar, Sürüler (Koruma/Tehlike) | Aziz Theodore |
Fælværa | Küçükbaş Hayvanlar (Koyunlar) | (Belirgin bir Hristiyan karşılığı yok) |
Satana | Nartların Annesi, Bilge, Büyücü | (Yok, Nart destanlarına özgü figür) |
Modern Oset Kültüründe Mitolojik Festivaller ve Ritüeller
Oset mitolojisi, sadece kitaplarda ve destanlarda yaşayan soyut bir kavram değildir. Günümüzde hala Osetya’da düzenlenen çeşitli mitolojik festivaller ve ritüeller aracılığıyla canlılığını korumaktadır. Bu festivaller, geleneksel inançlarla Hristiyan adetlerinin iç içe geçtiği özel günler.
En bilinen ve en coşkulu kutlanan festival, genellikle Kasım ayının son haftasında düzenlenen ve Uastyrdzhi‘ye adanan Jiwarğoba (veya Hetæg’s Day) bayramıdır. Bu bayram, Aziz George Günü (yeni takvime göre 23 Kasım) kutlamalarıyla paralel ilerler ve Oset kimliğinin en önemli sembollerinden biridir. Aileler ve topluluklar bir araya gelir, özel bayram sofraları kurulur (üçgen şeklinde üç adet pasta “ævædzyndžyn” ve bir kadeh “Alan” birası ile), topluluk yaşlıları geleneksel duaları okur ve Uastyrdzhi‘den bereket, sağlık ve koruma dilenir.
Yine yaz sonunda ekinlerin olgunlaştığı dönemde kutlanan Uatsilla‘ya adanan bayramlar veya hayvanların otlaklara çıkarıldığı veya kışa hazırlandığı dönemlerde Tutyr ve Fælværa için yapılan daha küçük çaplı törenler, Osetlerin doğa döngüsü ve geçim kaynaklarıyla mitolojik inançları arasındaki güçlü bağı gösterir. Bu mitolojik festivaller, hem dini işlev görür hem de Oset topluluklarını bir araya getiren önemli sosyal olaylardır.
Uatsdin Hareketi: Oset Mitolojisinin Günümüzdeki Yansımaları
Sovyetler Birliği döneminde dini inançlar baskı altına alınmış olsa da, Osetler geleneksel ritüellerini ve inançlarını gizlice de olsa sürdürmüşlerdir. Sovyet sonrası dönemde, Oset kimliğinin yeniden güçlenmesiyle birlikte, geleneksel inançlara dönüş eğilimi de ortaya çıkmıştır. Bu eğilimin en belirgin tezahürü, Uatsdin hareketidir.
“Uatsdin”, Osetçe’de “hakikat/gerçek inanç” veya “ataların inancı” anlamına gelir. Bu hareket, Hristiyanlık öncesi Oset (Alan/Sarmat) inanç sistemini yeniden canlandırmayı, modernize etmeyi ve organize etmeyi amaçlar. Uatsdin takipçileri, Hristiyan senkretizmini reddeder ve kadim panteona, özellikle de Uastyrdzhi‘ye, onun orijinal, Hristiyanlıktan bağımsız haliyle odaklanır.
Uatsdin hareketi, modern Oset toplumunda farklı tepkilerle karşılanmaktadır. Bazıları için bu, kültürel kimliği korumanın ve atalara bağlılığın bir yolu iken, bazıları için geleneksel Ortodoks Hristiyanlığına karşı bir tehdit olarak görülür. Ancak bu hareketin varlığı, Oset mitolojisinin sadece tarihsel bir konu olmadığını, aynı zamanda günümüz Osetlerinin kimlik arayışlarında ve kültürel ifadelerinde hala köklü bir rol oynadığını açıkça göstermektedir.

Sonuç
Oset mitolojisi, İrani bozkırların kadim inançlarıyla Kuzey Kafkasya’nın yerleşik kültürünün, Nart kahramanlarının destansı maceralarıyla doğanın ruhlarının, ve Ortodoks Hristiyanlığın senkretik yorumuyla harmanlandığı eşsiz bir mirastır.
Sarmatya kökeninden beslenen, Nart destanlarıyla şekillenen, Xucau‘dan Uastyrdzhi‘ye uzanan zengin bir tanrılar hiyerarşisine sahip olan bu mitoloji, Donbettyr, Tutyr, Fælværa gibi doğa ruhlarıyla günlük hayata nüfuz etmiştir. Hristiyan etkisiyle azizlerle özdeşleşen tanrılar, mitolojik festivallerde hala capcanlı bir şekilde yaşamaktadır. Uatsdin hareketi ise bu köklü inançların modern dünyada yeniden canlanma çabasının bir göstergesidir. Kafkasya kültürünün bu mücevheri, Oset halkının geçmişine, kimliğine ve dünyaya bakış açısına ışık tutmaya devam ediyor.