GizemBlogÇin MitolojisiEndonezya MitolojisiMitoloji

Jailangkung: Endonezya’nın Korku Ritüelleriyle Ruh Çağırma Geleneği

Korku… Bilinmezlik… Kapımızı çalan, belki de bizim çağırdığımız karanlık enerjiler… Bazen bunlar sadece hikaye gibi görünse de, bazı kültürlerde bu perdenin aralanması bir ritüel haline gelir. Endonezya’nın mistik ve derin kültürel dokusunda da böyle bir gelenek var: Jailangkung.

Basit bir oyuncak bebek gibi görünen bu figür, aslında yüzyıllardır fısıltılarla, ürkütücü hikayelerle ve merakla anılan bir ruh çağırma aracı. Endonezya’nın geniş ada coğrafyasında, farklı bölgelerde farklı isimlerle anılsa da (Jalangkung, Jelangkung gibi), özü hep aynı kalmıştır: Görünmez dünyadan bir varlığı, sorularımıza cevap vermesi için çağırmak. Ancak bu çağrı, her zaman masum bir oyun olmamıştır. Gelin, Jailangkung’un gizemli yolculuğuna birlikte göz atalım.

Jailangkung’un Kökeni

Jailangkung, Endonezya’da Çin’in eski Cai Lan Gong geleneğinden türeyen, gayungla ruh çağırma ritüeli oynudur; 1950’lerden itibaren akademik çevrelerde popülerleşmiş, 2001’le sinemada yeniden doğmuş ve günümüzde sosyal medya ile film serileriyle aktif kalmaktadır.

Jailangkung’un tam olarak nerede, nasıl ortaya çıktığı hala gizemini koruyor ve bu da onu daha da ürkütücü kılan detaylardan biri. Ancak üzerine düşünenler ve bu konuyu araştıranlar, bazı güçlü teoriler sunuyor. En yaygın teori, Jailangkung’un kökeninin Çin’deki ruh çağırma pratiklerine, özellikle de “Fuji” adı verilen otomatik yazma veya “Jidong” gibi ruh medyumculuğu çeşitlerine dayandığı yönünde.

Çin kültüründe, ruhların veya ilahi varlıkların bir aracı (genellikle bir kişinin elindeki veya tuttuğu bir araca bağlı bir kalem) aracılığıyla mesaj ilettiğine inanılırdı. Bu mesajlar, yazı tahtasına veya kumaşa yazılır, kehanetler veya öğütler içerirdi. Bu pratiklerin, ticaret yolları veya göçler aracılığıyla Güneydoğu Asya’ya, özellikle de Endonezya takımadalarına ulaştığı düşünülüyor.

Elbette, bu sadece bir teori. Bazı araştırmacılar ise Jailangkung’un kökeninin Endonezya’nın kendi yerel animist ve spiritualist inançlarına dayandığını, toprağın ruhlarıyla veya ataların ruhlarıyla iletişime geçme pratiklerinin zaman içinde bu forma evrildiğini öne sürer. Belki de gerçek, bu iki kökenin bir harmanıdır. Yani, Asya’dan gelen bir kavramın, Endonezya’nın kendi yoğun ruhani inanç ortamında yerel bir form kazanması… Kesin olan bir şey varsa, o da Jailangkung’un kökeninin sisler içinde kalmaya devam etmesidir.

image 99
Jailangkung: Endonezya’nın Korku Ritüelleriyle Ruh Çağırma Geleneği 14

Jailangkung’un Endonezya’da Ortaya Çıkışı

Çin’den veya başka bir yerden gelen genel ruh çağırma fikirleri, Endonezya topraklarına ulaştığında burada kök saldı ve özgün bir kimlik kazandı. Endonezya, zaten çok katmanlı bir inanç sistemine sahip. İslam, Hristiyanlık, Hinduizm, Budizm gibi dünya dinlerinin yanı sıra, animizm (canlı veya cansız her şeyde ruh olduğuna inanç) ve dinamizm (bazı nesne veya yerlerde özel bir güç veya enerji olduğuna inanç) gibi geleneksel inançlar hala güçlü bir şekilde varlığını sürdürüyor.

İşte bu zengin ve karmaşık ruhani ortam, Jailangkung’un Endonezya’ya özgü bir fenomen olmasını sağladı. Burada, sadece otomatik yazı aracı olmanın ötesine geçti. Belirli bir figürle, oyuncak bebek benzeri bir yapıyla ve özel bir çağrı ritüeliyle ilişkilendirildi. Yerel halk inanışları, hayalet hikayeleri, belirli ruhani varlıklara (cinler, periler veya yerel hayaletler gibi) dair anlatılar bu pratiğin içine sindi.

Endonezya’da, genellikle yağmur dualarında, hasat zamanlarında veya kayıp eşyaları bulmak gibi daha “masum” amaçlarla kullanılırken, zamanla kehanette bulunma, gelecekten haber alma veya sadece görünmez dünyayla alaycı bir merakla iletişim kurma aracı haline geldi. Endonezya’nın farklı adalarında, Java’da, Sumatra’da, Borneo’da veya Bali’de Jailangkung’un farklı varyasyonları, isimleri ve ritüel detayları olabilir, ancak temel prensip ve kullanılan figür genellikle benzerdi. Bu topraklar, Jailangkung’u kendi kültürel DNA’sına işleyerek, onu global bir kavramdan yerel bir efsaneye dönüştürdü.

Cihazın Yapısı: Gayung, Papan, Kıyafet ve Yazı Aracı Düzeni

Screenshot 11 2
Jailangkung: Endonezya’nın Korku Ritüelleriyle Ruh Çağırma Geleneği 15

Peki, bu gizemli varlık nasıl çağrılır? Jailangkung’u çağırmak için kullanılan “cihaz” oldukça basit, ama bir o kadar da ürkütücü bir düzenek içerir. Görsel olarak akılda kalıcı ve korku filmleri için ideal bir imaj sunar.

Temel olarak, Jailangkung figürü ahşap bir çerçeve veya iskelet üzerine kuruludur. Bu iskelet, bir insan bedenini andıracak şekilde düzenlenir. Baş kısmı genellikle bir gayung‘dan yapılır. Gayung, Endonezya’da geleneksel olarak su almak için kullanılan, hindistancevizi kabuğundan veya plastikten yapılmış bir kepçedir. Hindistancevizi kabuğundan yapılmış gayung kullanılması, belki de doğayla ve geleneksel yaşamla olan bağı vurgular. Bu gayung, Jailangkung’un “kafasını” oluşturur.

İskeletin üzerine basit bir kıyafet giydirilir. Bu, eski bir gömlek, basit bir bez parçası veya geleneksel bir kıyafetin küçük bir versiyonu olabilir. Kıyafetin seçimi, çağrılacak ruhun türüne veya ritüeli yapan kişilerin niyetine göre değişebilir, ancak genellikle çok gösterişli değildir.

En önemli pratik parça ise yazı aracıdır. Bu, genellikle figürün koluna veya eline sabitlenmiş bir kalem, tebeşir veya başka bir yazı gerecidir. Jailangkung figürü, genellikle birkaç kişi tarafından (ritüelin türüne göre 2 veya 3 kişi tarafından) dik tutulur ve bu yazı aracı, altında duran düz bir papan‘a, yani yazı tahtasına temas eder. Papan’ın üzerine genellikle alfabetik harfler, sayılar, “Evet”, “Hayır” ve “Tamam” gibi kelimeler veya işaretler yazılır.

Ritüel sırasında, çağrı yapılırken kişiler figürü hafifçe tutar. Ruhun geldiğine inanıldığında, figürün ağırlaştığı, hareket etmeye başladığı ve yazı aracının papan üzerinde kendiliğinden hareket ederek sorulara cevaplar yazdığı iddia edilir. Bu hareketler, Jailangkung’u tutan kişilerin istemsiz hareketleri mi, yoksa gerçekten de başka bir varlığın etkisi mi, işte bu gizeminin tam da merkezinde yer alır. Ancak görünen o ki, bu basit düzenek, doğru atmosfer ve zihinsel durumla birleştiğinde, katılımcılar üzerinde güçlü bir etki yaratabilmektedir.

Ritüelden Oyuna: Lise ve Üniversite Gençliği Arasında Popülerleşmesi

1024px Group of model figures showing a worshipper. Wellcome L0004641
Kehanet sahnesinin bir maketi

Başlangıçta daha ciddi, belki de yerel şamanlar veya yaşlılar tarafından belirli ritüeller için kullanılan Jailangkung, zamanla, özellikle 20. yüzyılın sonlarına doğru ilginç bir dönüşüm yaşadı. Bir ritüelden çok, özellikle lise ve üniversite gençliği arasında yaygın bir “cesaret oyunu”na dönüştü.

Bu popülerleşmenin birden fazla nedeni vardı. En başta gelenler şüphesiz merak ve heyecan arayışıydı. Gençler, yetişkinlerin ve yaşlıların korktuğu veya ciddiye aldığı bu “tehlikeli” pratiği deneyerek sınırlarını zorlamak istediler. Arkadaş ortamında akran baskısı da önemli bir faktördü; “Korkak mısın?” gibi meydan okumalar, gençleri Jailangkung seanslarına katılmaya teşvik etti.

Bu “oyunlar” genellikle geceleri, terk edilmiş evler, eski okullar, mezarlıklar veya ormanlık alanlar gibi sözde perili veya ürkütücü mekanlarda yapılıyordu. Atmosfer, mum ışığıyla, sessizlikle ve gergin bekleyişle besleniyordu. En bilinen çağrı cümlesi olan “Jailangkung, Jailangkung, datang tak dijemput pulang tak diantar” (Jailangkung, Jailangkung, davet edilmeden gelip uğurlanmadan dönmeyen) tekrar tekrar söylenir, figürün hareket etmesi beklenirdi.

Ne yazık ki, bu “oyun” bazen ciddi sonuçlar doğurabiliyordu. Katılımcılar arasında panik ataklar, histeri nöbetleri, halüsinasyonlar veya psikolojik travmalar yaşandığına dair hikayeler yaygınlaştı. Ruhun gelip gitmediği, musallat olduğu veya kötü niyetli varlıkların çekildiği gibi söylentiler dilden dile dolaştı. Bu durum, hem popüler hem de adı çıktıkça ürkütücü hale getirdi. Gençler için bir macera ve adrenalin kaynağıyken, daha geleneksel veya dindar çevreler için ciddi bir endişe ve tehlike kaynağı haline geldi.

Sağlık ve Din Otoritelerinin Tepkileri

Jailangkung’un özellikle gençler arasında bir “oyun” gibi yayılması, doğal olarak farklı kesimlerden ciddi tepkilere yol açtı. Başta dini otoriteler ve sağlık uzmanları olmak üzere pek çok kurum ve kişi, bu pratiğin potansiyel tehlikeleri konusunda uyarılar yaptı.

Endonezya’nın çoğunluğu Müslüman olduğu için, İslami otoriteler (Ulama ve dini liderler) Jailangkung’u genellikle şiddetle kınadı. Onlara göre Jailangkung, İslam dininde en büyük günahlardan biri kabul edilen şirk (Allah’a ortak koşma) kategorisine giriyordu. İnsanların ruh çağırma yoluyla Allah’tan başkasından yardım dilemesi veya bilinmeyen varlıklarla iletişim kurmaya çalışması, imanın temel prensiplerine aykırıydı. Ayrıca, çağrılan varlıkların genellikle iyi niyetli olmadığı, insanların irrasyonel davranışlara yönlendirebileceği veya zararlı etkileri olabileceği konusunda uyardılar. Ruh çağırma, İslami öğretilerde genellikle yasaklanmış bir alan olarak görülürdü.

Psikologlar ve sağlık uzmanları ise konuya daha bilimsel bir açıdan yaklaştı. Jailangkung seanslarının, özellikle genç ve hassas zihinler üzerindeki olumsuz psikolojik etkileri konusunda uyarılarda bulundular. Gergin atmosfer, korku hikayeleri ve grubun telkine açık olması, kolayca panik ataklara, anksiyete bozukluklarına, histeri nöbetlerine ve hatta geçici halüsinasyonlara neden olabilirdi. Özellikle toplu yapılan seanslarda kitlesel histeri potansiyeli ciddi bir endişe kaynağıydı. Uzmanlar, figürün hareketlerinin aslında katılımcıların bilinçsiz kas hareketleri (ideomotor etki) olabileceğini, ancak bu durumun yarattığı atmosferin gerçek bir ruhani deneyim yanılsaması yarattığını belirttiler. Jailangkung’u sadece zararsız bir oyun olarak görmek yerine, gençlerin ruh sağlığı üzerindeki potansiyel riskleri nedeniyle ciddi bir konu olarak ele alınması gerektiğini vurguladılar.

Bu tepkiler, Jailangkung’un toplum içindeki statüsünü daha da tartışmalı hale getirdi. Bir yanda efsane ve gelenek olarak görenler, diğer yanda ise kesinlikle uzak durulması gereken tehlikeli bir pratik olarak görenler vardı.

Sinemada Yeniden Doğuş: “Jelangkung” (2001) Filminin Başarısı

Jelangkung theatrical release poster%2C 2001
Jailangkung: Endonezya’nın Korku Ritüelleriyle Ruh Çağırma Geleneği 16

Jailangkung efsanesinin 2000’li yılların başında modern zamanlardaki en büyük yeniden doğuşu ve popüler kültürdeki yerinin sağlamlaşması, şüphesiz 2001 yapımı “Jelangkung” filmiyle yaşandı. (Filmin ismi genellikle ‘Jelangkung’ olarak geçer, bu da efsanenin farklı isimlerle bilindiğinin bir kanıtıdır.) Rizal Mantovani ve Jose Poernomo’nun yönettiği bu film, Endonezya sinemasında bir dönüm noktası oldu ve modern Endonezya korku sinemasının öncülerinden sayılır.

Film, meraklı bir grup gencin, terk edilmiş bir mezarlıkta Jailangkung çağırma denemelerini ve sonrasında başlarına gelen korkunç olayları konu alıyordu. O döneme kadar Endonezya korku filmleri genellikle daha geleneksel ve düşük bütçeli yapımlardı. “Jelangkung” ise nispeten daha modern sinematografi, etkileyici ses tasarımı ve genç, popüler oyuncularla dikkat çekti.

Filmin başarısı sadece gişedeki yüksek hasılatla sınırlı kalmadı. En önemlisi, Jailangkung efsanesini yeniden ve çok etkili bir şekilde gündeme taşıdı. Özellikle filmin hedef kitlesi olan genç nesiller arasında Jailangkung’a karşı büyük bir merak uyandırdı. Filmde tasvir edilen ürkütücü olaylar, bazı gençlerin Jailangkung’u bir oyun olarak denemesine neden olurken, diğerleri için ise büyük bir korku kaynağı oldu.

“Jelangkung” filmi, Endonezya’da korku sinemasının yükselişini tetikledi ve sonraki yıllarda Jailangkung temalı veya benzer ruh çağırma hikayelerini anlatan birçok başka filmin çekilmesine zemin hazırladı. Film, efsanenin sadece geleneksel bir folklor unsuru olmadığını, modern şehir efsaneleriyle ve popüler kültürle de iç içe geçebilen canlı bir fenomen olduğunu kanıtladı. Kısacası, “Jelangkung” filmi, Jailangkung’u Endonezya’nın kültürel hafızasına bir korku simgesi olarak derinden kazıdı.

Gördüğümüz gibi, Jailangkung basit bir oyuncaktan çok daha fazlası. Gizemli kökenlerinden, Endonezya’nın zengin topraklarında şekillenmesine; ciddi bir ritüelden, gençlerin cesaret oyununa dönüşmesine; dini ve sağlık otoritelerinin uyarılarından, sinemanın perdesine taşınan bir korku ikonuna… Jailangkung, Endonezya’nın zengin ve bazen de karanlık folklorunun canlı bir örneği olarak kalmaya devam ediyor. Çağrılanın sadece tahtaya yazılan kelimeler mi, yoksa gerçekten de başka bir dünyadan gelen fısıltılar mı olduğu sorusu ise, muhtemelen sonsuza kadar cevapsız kalacak ve Jailangkung efsanesini beslemeye devam edecektir.

Daha Fazla Göster

Odite mercatores religionem

Odite mercatores religionem ( Dini kullanarak, insanları kandırdığını sanan insanlardan nefret ederim. Anlamı budur)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu