Eski Türk destanlarının derinliklerine doğru yolculuk yapalım, gizemli ve savaş dolu diyarlara adım atalım. İşte, zamanın tozlu sayfalarında kaybolmuş bir hikaye; İt Barak’ın öyküsü…
İt Barak’ın öyküsü
Bilge Oğuz Kağan’ın zamanında, Türklerin kuzeybatısında, karanlık ve bilinmez diyarlarda yaşayan bir kavim vardı: İt-Barak. Adları bile gizem doluydu; “Çok tüylü köpek” manasını taşırlardı. Onlarla ilgili anlatılan masallar ve destanlar, Türklerin cesur savaşçıları arasında dolaşırken, korku ve merak dolu bakışlarla dinlenirdi.
İt-Baraklar, köpek başlı insanlardı. Efsanelere göre, Türklerin bu kavime verdikleri isim, “İt” kelimesinin köpek anlamıyla uyumlu bir şekilde kullanılmasından gelirdi. “Barak” ise, yine bir köpek türünü çağrıştırırdı. Siyah ve tüylü bir köpek cinsi olarak betimlense de, aslında ilk başlarda efsanevi bir varlık oldukları düşünülürdü.
Oğuz Kağan destanları, İt-Baraklarla yapılan akınlara sıkça yer verirdi. Bu kavmin yaşadığı topraklar, kuzeybatıda, gölgelerle kaplı ülkelerin arasında uzanırdı. Oğuz Han, bir zamanlar bu topraklara akın düzenlemiş, ancak mağlup olarak dağlar arasındaki bir nehrin ortasındaki küçük adacığa sığınmak zorunda kalmıştı.
Anlatılar, İt-Barakların kadim topraklarında geçen destansı hikayelerle doluydu. Savaşın, kahramanlığın ve aşkın izlerini taşıyan bu öyküler, Türk mitolojisinin en derin ve gizemli köşelerinde saklıydı.
Bir zamanlar, bir savaşın ardından Oğuz Han’ın sığındığı küçük adacıkta, bir kadın doğum yapmıştı. Bu kadın, savaşta kaybettiği eşinden geriye kalan tek hatıraydı. Oğuz Kağan, doğan çocuğa Kıpçak adını vermişti. Kıpçak, Türklerin güçlü ve cesur bir kavmi olacaktı; ancak doğduğu yer, bir ağaç koğuğu idi. İşte, bu olaylar, Türk destanlarının derinliklerindeki gizemli ve heyecan verici motiflerden sadece biriydi.
Türk mitolojisinde, köpek önemli bir yer işgal ederdi. Ancak köpek başlı insanlar, Türklerin gözünde hep aşağı bir konumda yer alırdı. Efsanelerde, bu varlıkların karanlık ve gizemli dünyalarında dolaşırken, Türk savaşçılarının cesareti ve kararlılığı ön plana çıkardı.
İt-Baraklar, sadece Türk mitolojisinde değil, dünya mitolojilerinde de yer bulmuştu. Eski Yunan mitolojisinde ve Avrupa efsanelerinde de, köpek başlı insanlara sıkça rastlanırdı. Avrupa’da, onlara “Borus” adı verilir ve yaşadıkları yerler genellikle Rusya ve Finlandiya olarak geçerdi. Bu benzerlikler, farklı kültürlerin ortak efsanevi motiflerini taşıdığını gösterirdi.
Böylece, Türk mitolojisinin derinliklerinde kaybolurken, İt-Barakların gizemli dünyasına bir pencere aralamış olduk.
Türkler “Barak” derlerdi, kara tüylü köpeğe,
Böyle ad verirlerdi, büyük soylu köpeğe.
Aslında efsaneler, bir köpek anarlardı.
Onu da köpeklerin, atası sayarlardı.
Bu köpek soylu idi, çok büyük boylu idi,
Av çoban köpekleri, hep onun oğlu idi.
Kuzey-batı Asya’da güya “İt-Barak” vardı,
Türklerse İç Asya’da, onlara uzaklardı.
Başları köpek imiş, vücutları insanmış,
Renkleriyse karaymış, sanki Kara Şeytanmış.
Kadınları güzelmiş, Türklerden kaçmaz imiş,
İlâç sürünürlermiş, ok mızrak batmaz imiş.
Destanda denilmiş ki, Oğuz-Han yenilmişti,
Bir adaya sığınıp toplanıp derilmişti.
On yedi sene sonra, Oğuz onları yendi.
Kadınlar yardım etti, orada savaş dindi.
Oğuz bu bölgeleri, “Kıpçak-Beğ”e il verdi,
Bunun için Türkler de, oraya “Kıpçak” derdi…-Oğuz Kağan Destanı-
Başka mitolojilerle benzerlikleri
“Köpekbaşlı insanlara Avrupa ve Hint mitolojilerinde de rastlanıyordu”. Eski Yunan mitolojisinde de, köpek başlı insanlarla ilgili, birçok efsânelere rastlıyoruz. Daha sonraki Avrupa mitoloji de, köpek başlı insanlara, zaman zaman yer vermişti. Avrupalılar, bu köpek başlı kavme, “Borus” adını veriyor ve onların, bugünkü Finlandiya ile Rusya’nın kuzey kısımlarında yaşadıklarını söylüyorlardı. Oğuz-Kağan destanındaki “İt-Barak” lar da aşağı yukarı, aynı bölgelerde idiler.
Bu bakımdan, Avrupa ve Yunan Mitolojisi ile Türk Mitolojisi arasında, bir benzerlik ve bir bağ meydana gelmektedir. Köpek başlı insanlar motifi, herhalde Türkler arasına, dışarıdan gelmiş bir efsâne olmalı idi.
Türk Mitolojsinde Köpek
Türkler, köpeğe önem vermezlerdi. Köpek, Türklere göre, aşağı bir hayvandı, bunun için de Türk Mitolojisi, köpek başlı insanları daima küçük görmüştü. Köpek başlı insanlarla ilgili efsâneleri, Hindistan’da ve güney bölgelerinde de görüyoruz. Hint Mitolojisi zaman zaman, köpeğe daha fazla önem vermişti. Bu sebeple Hindistan’daki köpek başlı insanlar, aşağı bir sınıfı değil; soylu Hintlileri temsil ediyorlardı.
Motifin, eski Yunan’da ve Avrupa’da görülmüş olmasına rağmen, Türklerde de bunların benzer şekillerini görmüyor değiliz. Meselâ Doğu Göktürk devletinin önemli bir bölümünü meydana getiren. Tarduş Türklerinin ataları da, “Başı kurt ve vücûdu insan olan” bir kimse idi.”