Gökyüzü masmavi, yeryüzü bereketli ovalarla kaplıydı. Rüzgar, kuytu köşelerde dolaşırken, insanlar hayatlarını sürdürmek için tarlalarında çalışıyor, hayvanlar sakin sakin otluyorlardı. Ancak, bu huzurlu manzara sonsuza dek sürmeyecekti. Zira, Türk ve Altay halk inancında bir gün gelecek ve her şey sona erecekti. İşte bu gün, Kalgançı Çağı olarak adlandırılıyordu.
Kalgançı Tanımı ve İçeriği
Kalgançı, sıçrayıp kalkılan gün anlamına gelir. Ancak, bu sıçramanın ardında yalnızca bir günlük bir hareket değil, aynı zamanda kıyametin habercisi olan büyük bir dönüşüm yatar. Kıyamet günü olarak da adlandırılan Kalgançı, dünyanın ve hatta evrenin yok olacağı, ardından tüm ölülerin dirileceği bir gün olarak kabul edilir.
Bu inanışa göre, dünya üzerindeki yaşam sonsuz değildir; bir gün sona erecek ve her şey yok olacaktır. Bu sürece doğru, insan soyunda azalma başlayacak, suçlar artacak, günahlar yayılacak ve insanların Tanrı korkusu azalacaktır. Ülgen ile Erlik arasındaki büyük savaşın sonunda, savaşanların çoğu ölecek ve sadece Ülgen hayatta kalacaktır.
Ülgen, tüm canlıların öldüğünü ve yeryüzünde kendisinden başka kimse kalmadığını fark ettiğinde, “kalkın ey ölüler” diye bağıracaktır. Bu çağrı üzerine, bütün ölüler yattıkları yerden kalkacak ve yeniden dirileceklerdir. İşte bu olaya “kalkançı çağ” veya “kalıcı çağ” denir. İnsanlar azalacak, kötülük artacak ve Erlik Han dünyaya yaklaşacaktır. Bu döneme “Sağış Günü” veya “Hesap Günü” de denir.
Köken ve Etkiler
Türk kültüründe, Kalgançı kavramı genellikle üzerinde fazla durulmayan ancak önemli bir inançtır. Bu kavram, İslam inancıyla ve diğer dinlerin etkisiyle şekillenmiştir. Örneğin, Güneş’in batıdan doğacağı inancı İslam’ın etkisiyle ortaya çıkmıştır. Bazı lehçelerde ise bu döneme “Kirti Gün” veya “Uluğ Kün” adı verilir.
“Ahir Zaman” terimi, Arapça kökenlidir ve farklı Türk halklarında benzer terimlerle kullanılır. Örneğin, Karakalpakça’da “Ahırğı Zaman”, Özbekçe’de “Ohır Zamon”, Çuvaşça’da “Ahar Samana” şeklinde ifade edilir. Bu anlayışın kökeni İslam olmakla birlikte, eski Türk mitolojisinin etkisi de önemlidir. Dede Korkut Kitabı’nda bile “Ahır zaman olup, kıyamet kopunca…” ifadesi geçer.
Zamanın Sonu
Bir gün, güneş ve ay birleşecek, dünya ateşe teslim olacak ve Kalgançı gerçekleşecektir. Bazı inanışlara göre güneşin batıdan doğduğu gün, sular kabaracak ve dünya sular altında kalacaktır. Bu olaydan sonra dünya dümdüz olacaktır.
Kalgançı, Türk ve Altay halk inancında önemli bir yer tutar. Bu inanış, insanlara yaşamın geçici olduğunu hatırlatır ve iyilik yapma, kötülükten kaçınma gibi erdemlerin önemini vurgular. Her ne kadar zamanın sonuyla ilgili birçok efsane ve masal anlatılsa da, Kalgançı inancı insanların yaşamlarını düzenlemelerine yardımcı olur ve onlara umut verir. Ancak, ne olursa olsun, bu inanç insanlığın sonsuza dek sürecek olan arayışını ve merakını yansıtır.
Kıyametin Anlatıldığı Destanlar
Kıyamet ve Kalgançı inancı, Türk ve Altay halk kültüründe önemli bir yer tutar ve bu konuyla ilgili birçok destan ve hikaye anlatılır. Bu destanlar, genellikle sözlü geleneklerle aktarılmış ve zaman içinde çeşitli versiyonlara dönüşmüştür. İşte bu destanlardan bazıları:
1. Ergenekon Destanı: Türk mitolojisinde önemli bir yere sahip olan Ergenekon Destanı, Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya göç etmesini anlatır. Bu destana göre, Türkler sıkışıp kaldıkları Ergenekon Vadisi’nden demir bir dağın erimesiyle kurtulurlar ve yeni bir vatan bulurlar. Ergenekon Destanı, kurtuluş ve yeniden doğuş temasını işler ve Kıyamet sonrası umudu simgeler.
2. Oğuz Kağan Destanı: Oğuz Kağan Destanı, Oğuz Türkleri’nin atası olan Oğuz Kağan’ın maceralarını anlatır. Destan, Oğuz Kağan’ın liderliğindeki Türklerin zaferlerini ve güçlü bir devlet kurmalarını konu alır. Ancak, Oğuz Kağan Destanı’nda da Kıyamet öncesi ve sonrası dönemlere dair işaretler bulunur.
3. Manas Destanı: Kırgız edebiyatının en önemli eseri olan Manas Destanı, kahraman Manas’ın maceralarını ve Kırgız halkının kurtuluş mücadelesini anlatır. Destan, yaşamın döngüsünü ve evrensel dengeyi işlerken, Kıyamet sonrası bir dönemi de betimler.
Bu destanlar, Türk ve Altay halk kültüründe Kıyamet inancının nasıl işlendiğini ve yaşamın döngüsünün nasıl anlatıldığını gösterir. Her biri, insanların geçmişlerine ve geleceklerine dair birer ayna olup, Kalgançı gibi evrensel bir konuyu farklı perspektiflerden ele alır.
Sonuç
Kalgançı inancı, Türk ve Altay halk kültüründe derin bir kökene sahiptir ve yaşamın geçiciliğini, insanların doğaya ve evrene olan bağlılığını vurgular. Kıyametin ardından yeniden doğuş ve umut temasıyla dolu olan bu inanç, insanlara yaşamlarını değerli kılma ve erdemli bir yaşam sürme çağrısı yapar. Türk ve Altay halk kültürünün zengin mirası içinde önemli bir yer tutan Kalgançı inancı, insanlığın sonsuz arayışını ve merakını yansıtan birer yol gösterici niteliğindedir.
Sıkça Sorulan Sorular
1. Kalgançı nedir?
Kalgançı, Türk ve Altay halk inancında kıyamet günü olarak kabul edilen önemli bir kavramdır. “Sıçrayıp kalkılan gün” anlamına gelir ve dünyanın ve/veya evrenin yok olacağı, ardından tüm ölülerin dirileceği günü ifade eder.
2. Kalgançı inancına göre nasıl bir süreç yaşanacak?
Kalgançı inancına göre, dünya üzerinde yaşam sona erecek, insanlar azalacak, suçlar artacak ve iyilik ile kötülük arasında büyük bir savaş yaşanacaktır. Bu savaşın sonunda, sadece iyiliği temsil eden Ülgen hayatta kalacak ve “kalkın ey ölüler” çağrısıyla tüm ölüler dirilecektir.
3. Kalgançı inancı hangi kültürlerde etkili olmuştur?
Kalgançı inancı, Türk kültüründe önemli bir yer tutmasının yanı sıra Altay halk inancında da etkilidir. İslam inancıyla ve diğer dinlerin etkisiyle şekillenmiştir.
4. Kalgançı ile ilgili hangi destanlar ve efsaneler bulunmaktadır?
Türk ve Altay halk kültüründe, Kalgançı ile ilgili çeşitli destanlar ve efsaneler bulunmaktadır. Örneğin, Ergenekon Destanı, Oğuz Kağan Destanı ve Manas Destanı gibi eserlerde Kalgançı temasına rastlanır.
5. Kalgançı inancı günümüzde hala yaşamaktadır mı?
Kaynaklar
Evet, Kalgançı inancı bazı Türk ve Altay topluluklarında hala yaşamaktadır. Ancak, modernleşme ve din değişimi gibi etmenlerle birlikte bu inanç zamanla değişim gösterebilir.
Türkçe kaynaklar arasında Kalgançı veya Türk ve Altay halk inancıyla ilgili detaylı bilgi bulabileceğiniz bazı kaynaklar şunlardır:
- Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük – Celal Beydili
- Celal Beydili’nin kaleme aldığı bu ansiklopedik sözlük, Türk mitolojisi ve inançlarıyla ilgili kapsamlı bir kaynaktır. Kalgançı gibi kavramlar hakkında detaylı bilgi içermektedir.
- Türk Halk İnançları – İsmail Hakkı Uzunçarşılı
- İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın eseri, Türk halk inançlarına genel bir bakış sunar. Kıyamet ve benzeri konuları ele alırken, Türk kültürü ve mitolojisiyle ilişkilendirir.
- Oğuz Kağan Destanı – Nihal Atsız
- Nihal Atsız’ın Oğuz Kağan Destanı’nı incelediği bu eser, Türk mitolojisi ve destan geleneği hakkında önemli bilgiler içerir. Kalgançı inancının kökenleri ve önemi üzerine de değinir.
- Manas Destanı – Gökbörü Bilgin
- Manas Destanı’nı konu alan bu eser, Kırgız edebiyatının önemli bir parçası olan destanın detaylı bir analizini sunar. Kalgançı gibi inançlarla ilgili bölümler içerebilir.
- Dede Korkut Hikayeleri – Bilge Umar
- Türk edebiyatının klasiklerinden olan Dede Korkut Hikayeleri, Türk mitolojisinin ve inançlarının önemli bir kaynağıdır. Kalgançı inancıyla ilgili bazı örnekler bu hikayelerde bulunabilir.
Bu kaynaklar, Türk ve Altay halk inancıyla ilgili derinlemesine araştırma yapmak isteyenler için faydalı olabilir. Yerel kütüphaneler veya çevrimiçi kitap platformları üzerinden bu eserlere erişebilirsiniz.