
İran mitolojisi, Ahura Mazda’nın iyilik güçleri ile Ahriman’ın kötülük güçleri arasındaki ezeli mücadele etrafında şekillenir. Bu destansı çatışmanın en belirgin figürlerinden biri de “Div”lerdir. Hem Zerdüşt öncesi inançlardan gelen kökleri, hem Zerdüştîliğin dualist yapısındaki dönüşümleri, hem de Firdevsî’nin ölümsüz eseri Şehname’deki görkemli tasvirleriyle Divler, İran’ın kültürel ve edebi mirasında silinmez bir iz bırakmıştır.
Div Kavramının Zerdüşt Öncesi Dönemdeki Kökenleri
“Div” kelimesinin kökeni, Hint-İran dillerindeki “Daeva” kelimesine dayanır. Bu kelime, Proto-Hint-Avrupa dilindeki “deiwos” kökünden türemiştir ve genellikle “göksel”, “ilahi varlık” veya “tanrı” anlamına gelir. Antik Hint-İran inançlarında Daevaların, Indra gibi doğa güçlerini temsil eden veya yöneten tanrısal varlıklar olduğuna inanılıyordu. Vedik Sanskritçede “Deva” olarak karşımıza çıkan bu kavram, Hint mitolojisinde hala tanrıları ifade etmek için kullanılır.
Ancak, İran platosunda durum farklı bir yöne evrildi. Zerdüşt’ün öğretileri ortaya çıkmadan önce de İran kabilelerinin panteonunda hem Ahura (yüce ruhlar, ışık tanrıları) hem de Daeva (daha çok dünyevi, bazen yanıltıcı veya tehlikeli güçler) figürleri muhtemelen yer alıyordu. Zerdüşt öncesi bazı metinler ve arkeolojik bulgular, Daevalara tapınma izleri taşımaktadır. Ancak bu ibadetin tam doğası ve yaygınlığı hakkında bilgiler sınırlıdır. Bu dönemde Daevalar, henüz Zerdüştîlikteki kadar toptan bir şekilde “kötü” olarak damgalanmamış, daha çok karmaşık veya iki anlamlı varlıklar olarak algılanmış olabilirler.
Zerdüştîlikte Daevaların Şeytanlaştırılması ve Ahriman’la Bağlantısı
Zerdüşt peygamberin reformları, Div kavramının kaderini tamamen değiştirdi. Zerdüşt, evreni Ahura Mazda (Bilge Tanrı) liderliğindeki iyi güçler (Yazatalar) ile Ahriman (Angra Mainyu – Yıkıcı Ruh) liderliğindeki kötü güçler arasındaki net bir düalizm olarak sundu. Bu yeni sistemde, Zerdüşt öncesi dönemdeki Daevalar, Ahriman’ın hizmetkarları, kaosun, yalanın (Druj), cehaletin, hastalığın ve ölümün temsilcileri olarak şeytanlaştırıldı.
Avesta metinlerinde Daevalar, Ahura Mazda’nın ve onun yarattığı düzenin düşmanları olarak tanımlanır. İnsanları doğru yoldan saptırmaya çalışırlar, kötülüğe teşvik ederler ve fiziksel dünyaya zarar verirler. Her bir Daevanın genellikle belirli bir kötülüğü veya olumsuz özelliği temsil ettiğine inanılır (örneğin, yalan Daevası, gazap Daevası vb.). Bu şeytanlaşma süreci, İran’ın dini manzarasını kökten değiştirmiş ve Divleri, sonraki yüzyıllarda gelişecek olan İran mitolojisi ve edebiyatının temel kötü karakterleri haline getirmiştir. Divler artık sadece doğal güçler değil, aktif olarak insanlara ve iyiliğe düşman olan iradeli varlıklardır ve Ahriman’ın kötülük ordusunun saflarında yer alırlar.

Şehname’de Divlerin Mazandaran’daki Rolü ve Tahmuras’ın Zaferi
Firdevsî’nin Şehname’si, İran’ın efsanevi tarihini anlatırken Divlere önemli bir yer verir. Özellikle Mazandaran bölgesi, Divlerin kalesi ve güçlerinin merkezi olarak tasvir edilir. Şehname’de Divler, sadece doğaüstü varlıklar değil, aynı zamanda belirli bölgeleri kontrol eden, krallıklara meydan okuyan ve insan uygarlığının önünde engeller yaratan güçlü antagonistlerdir.
Şehname’nin Pîşdâdîyan Hanedanı bölümünde, Tahmuras adlı efsanevi kralın hikayesi anlatılır. Tahmuras, ülkesini kasıp kavuran ve insanları esir alan Divlerle mücadele eder. Onun en büyük başarısı, Divleri yenmesi ve onları “Divbend” (yani Divleri Bağlayan/Esir Alan) unvanını kazanmasıdır. Ancak Tahmuras, Divleri sadece yok etmekle kalmaz; onların liderlerini esir alır ve hayatları karşılığında onlardan bilgi talep eder. Divler, Tahmuras’a yazı yazmayı ve çeşitli dilleri öğretirler.
Bu bölüm, Divlerin sadece yıkıcı güçler olmadığını, aynı zamanda kadim ve potansiyel olarak faydalı bilgilere de sahip olabileceğini gösterir; bu bilgilerin ancak bir kahraman veya bilge kral tarafından kurnazlıkla veya güçle elde edilebileceği ima edilir.

Jamshid’in Divlerle İlişkisi ve Bilgelik Karşılığında Bağışlaması
Şehname’nin bir diğer büyük Pîşdâdîyan kralı olan Jamshid’in dönemi, İran’ın efsanevi altın çağı olarak tasvir edilir. Jamshid, insanlığa birçok sanat, zanaat ve uygarlık unsuru getirir. Bu ilerlemelerin birçoğunda, Divlerin emeğinden ve bilgeliğinden faydalandığı anlatılır. Jamshid, Divleri ve diğer doğaüstü varlıkları (periler, şeytanlar) kendi iradesine boyun eğdirir ve onları büyük yapılar inşa etmek, mücevher işlemek ve diğer mucizevi işler yapmak için kullanır.
Tahmuras gibi Jamshid de Divlerden bilgi edinir. Hikâyeye göre, Jamshid bazı Divleri yakalar ve onları öldürmek yerine, kendilerine özgü zanaatları, sanatları ve bilimleri insanoğluna öğretmeleri karşılığında bağışlar. Bu, Divlerin sadece saf kötülüğü değil, aynı zamanda kaotik veya “kontrol altına alınması gereken” bir tür ilkel bilgiyi de barındırdığını gösteren önemli bir motiftir. Jamshid’in saltanatının sonlarına doğru kibirlenip düşüşe geçmesiyle Divlerin isyanına dair anlatılar da bulunur, bu da Divlerin kontrol altında tutulması gereken tehlikeli varlıklar olduğunu pekiştirir.

Rüstem’in Yedi Görevi: Div-e Sepid ile Mücadele ve Zaferi
Şehname’nin en ünlü kahramanı Rüstem’dir ve onun maceralarının büyük bir kısmı Divlerle olan mücadele üzerine kuruludur. Rüstem’in yedi görevi (Haft Khan-e Rostam), amcası ve kral Key Kavus’u ve ordusunu Mazandaran Divlerinin elinden kurtarmak için çıktığı tehlikeli yolculuğu anlatır. Bu yedi görevin doruk noktası, Divlerin lideri olan korkunç Div-e Sepid (Beyaz Div) ile olan savaştır.

Div-e Sepid, Mazandaran Divlerinin en güçlüsü, en büyüğü ve en tehlikelisidir. Mağarasında esirleri tutar ve bölgeye hükmeder. Rüstem’in Div-e Sepid ile olan mücadelesi, Şehname’deki en destansı sahnelerden biridir. Kanlı ve yorucu bir savaşın ardından Rüstem, Div-e Sepid’i yenmeyi ve kalbini söküp almayı başarır. Div-e Sepid’in kalbinden veya kanından elde edilen sihirli bir merhem, Key Kavus ve adamlarının Divler tarafından kör edilen gözlerini iyileştirmek için kullanılır. Bu zafer, Rüstem’in kahramanlığını pekiştirir ve Divlerin yenilebileceğini, kötülüğün alt edilebileceğini simgeler.
Akvan Div’in Şekil Değiştirme Gücü ve Rüstem’le Olan Savaşı

Rüstem’in karşılaştığı bir diğer önemli Div, Akvan Div’dir. Akvan Div, diğer Divlerin aksine, fiziksel gücünün yanı sıra kurnazlığı ve özellikle şekil değiştirme yeteneğiyle tanınır. Genellikle vahşi bir eşek suretinde ortaya çıkarak insanları veya sürüyü avlar.
Şehname’de anlatılan hikâyede, Akvan Div’in bir kralın sürüsünü rahatsız ettiği ve Rüstem’in onu yakalamak için görevlendirildiği geçer. Rüstem, Akvan Div’i vahşi eşek formunda bulur. Ancak Akvan Div, Rüstem’in onu bağlamak üzereyken farklı bir şekle bürünür ve Rüstem’i hileyle yakalar. Akvan Div, Rüstem’i denize mi yoksa dağa mı atacağı konusunda onun kurnazlığına başvurur. Rüstem, Akvan’ın tam tersini yapacağını bilerek denize atılmayı tercih ettiğini söyler. Gerçekten de Akvan Div, Rüstem’i denize atar. Ancak Rüstem, denizde de hayatta kalıp karaya çıkarak Akvan Div’i takip eder ve sonunda onu yakalayıp öldürür. Bu savaş, Divlerin sadece güçlü değil, aynı zamanda aldatıcı ve tehlikeli olduklarını gösterir.
Divlerin Modern İran Kültüründeki Yansımaları ve Sembolik Anlamları
Divler, binlerce yıl geçmesine rağmen modern İran kültürü ve folklorunda yaşamaya devam etmektedir. Şehname’nin popülerliği sayesinde, Divler çocuk hikayelerinde, sanatta, tiyatroda ve hatta günlük dilde (deyimler ve atasözleri şeklinde) sıkça karşımıza çıkar.
Modern bağlamda Divler, genellikle şu sembolik anlamları taşır:
- Kötülük ve Cehalet: Zerdüştîlikten gelen kökleriyle Divler hala kötülüğün, yalanın ve cehaletin temsilcileri olarak görülür. Bir kişiyi “div gibi” tanımlamak, onun çok güçlü veya çok kötü olduğunu ifade edebilir.
- Kontrol Edilmesi Gereken Primal Güçler: Tahmuras ve Jamshid’in Divlerden bilgi edinme hikayeleri, Divlerin aynı zamanda ham, işlenmemiş, potansiyel olarak tehlikeli ama değerli bilginin veya gücün simgesi olabileceğini gösterir. Bu güçler, ancak irade ve akıl yoluyla kontrol altına alınabilir.
- Hayattaki Engeller ve Zorluklar: Rüstem’in Divlerle olan savaşları, hayatın karşımıza çıkardığı büyük ve korkutucu zorlukları ve engelleri sembolize edebilir. Bu engeller, ancak cesaret, güç ve azimle aşılabilir.
- Yanılsama ve Aldatma: Akvan Div’in şekil değiştirme yeteneği, Divlerin sadece düşman olmadığını, aynı zamanda aldatıcı, kandırıcı ve beklenmedik şekillerde ortaya çıkabilen tehlikeler olduğunu simgeler.
Divler, İran sanatında genellikle ürkütücü, kaslı, boynuzlu ve tüylü yaratıklar olarak tasvir edilir. Minyatürlerde sıklıkla kahramanlarla savaşırken veya esir alınmış halde görülürler. Günümüzde de illüstrasyonlarda ve edebi eserlerde bu tasvirler yaşamaktadır. Kısa “Cin, Peri ve Div” masalları, hala çocuklara anlatılan popüler anlatılar arasındadır, bu da Divlerin nesilden nesile aktarılan kültürel bir miras olduğunu göstermektedir.
İran Mitolojisindeki Temel Divler ve İlişkili Kahramanlar
Div Adı/Grubu | İlişkili Kahraman(lar) | Temel Karakteristiği/Rolu | Şehname’deki Önemli Anlatı |
---|---|---|---|
Daeva (Zerdüştîlik) | – | Ahriman’ın hizmetkarları, kötülük ve yalan temsilcileri | Avesta’da şeytanlaştırılmaları |
Mazandaran Divleri | Tahmuras, Key Kavus, Rüstem | Bölgeye hükmeden, güçlü, bilgi sahibi (yazı/diller) | Tahmuras’ın onları yenip bilgi alması; Key Kavus’u esir almaları |
Div-e Sepid | Rüstem | Mazandaran Divlerinin lideri, kör etme gücüne sahip | Rüstem’in Yedi Görevindeki son ve en büyük düşman |
Akvan Div | Rüstem | Şekil değiştirme (özellikle vahşi eşek), aldatıcı | Rüstem’le kurnazlık savaşı |
Jamshid’in Esirleri | Jamshid | Bilgi (zanaat, sanat, bilim) karşılığında bağışlananlar | Jamshid’in altın çağında uygarlığa katkıları |
Alıntı
“Divler yüreğinde korku yaratır, ama bil ki, kahramanlık korkunun olmadığı yerde değil, korkuya rağmen ileri atıldığın yerdedir.”
(Şehname’den esinlenilmiş genel tema alıntısı)
Sonuç
Divler, İran mitolojisinin sadece karanlık köşelerini temsil etmekle kalmaz, aynı zamanda kahramanlıkların, bilgelik arayışının ve insan iradesinin gücünün sınandığı temel figürlerdir. Zerdüşt öncesi dönemin karmaşık tanrılarından, Zerdüştîliğin net kötülük güçlerine ve Şehname’nin yaşayan, nefes alan, kurnaz antagonistlerine dönüşen Div kavramı, İran’ın tarihsel ve kültürel evrimini yansıtır.
Tahmuras’ın taming the Divleri, Jamshid’in onlardan bilgi sızdırması ve Rüstem’in onları saf güçle alt etmesi gibi hikayeler, Divlerin farklı yönlerini ortaya koyar: onlar sadece yenilmesi gereken düşmanlar değil, aynı zamanda anlaşılması, hatta bazen bilgeliği ve gücünden ders alınması gereken varlıklardır. Modern İran’da hala yaşayan sembolik anlamlarıyla Divler, iyilik ve kötülük arasındaki ezeli mücadelenin ve bu mücadelede insanlığın karşılaştığı meydan okumaların güçlü birer hatırlatıcısıdır.