İnka Mitolojisi

Pusikaqcha: Aymara Atalarının Yaratıcı ve Yıldırım Tanrısı

Pusikaqcha (ayrıca Pusikakcha, Pusikajcha veya Pusicakha olarak da bilinir), Amerika kıtasının yüksek yaylalarında yaşamış olan kadim Aymara halkları tarafından tapınılan önemli bir tanrıdır.

1603 yılında kaleme alınan bir Cizvit Carta Annua’sının bize aktardığı bilgilere göre, Pusikaqcha muhtemelen İnka panteonundaki iki büyük figür olan Virakoça ve Illapa tanrılarına denk gelmekteydi. Bu makalede, bu gizemli figürün etimolojisini, mitolojik öyküsünü ve İnka mitolojisi ve halk inançları içindeki olası yerini derinlemesine inceleyeceğiz.

Pusikaqcha Adının Kökeni: Gök Gürültüsü ve Şimşeğin Tanrısı

“Pusikaqcha” isminin kökeni, Aymara dilinin derinliklerine uzanmaktadır. Bu isim, iki kelimenin birleşiminden oluşmuştur: “Pusi” (Fransızca “quatre” kelimesiyle köken olarak ilişkili, “dört” anlamına gelir) ve “Q’axcha” (gök, şimşek veya tüfek anlamına gelir). Bu etimolojik analiz, Pusikaqcha’nın doğa olayları, özellikle gök gürültüsü ve yıldırım ile yakından ilişkili olduğunu göstermektedir.

Ludovico Bertonio’nun 1612 tarihli Aymara dil sözlüğünün transkripsiyonunda “Pusikaxa” adı, Illapa (veya Illapu) ve Santiago Apóstol ile ilişkilendirilerek karşımıza çıkar. Bu da Pusikaqcha’nın yıldırım tanrısı kimliğini daha da pekiştirmektedir.

Pusikaqcha isminin “dört” anlamına gelen “Pusi” kelimesini içermesi, bu tanrının doğası hakkında ilginç bir ipucu sunmaktadır. Belki de Pusikaqcha, tek bir varlık olmanın ötesinde, dörtlü bir tanrı anlayışının bir parçasıydı. Bu dörtlü yapı, İnka mitolojisindeki diğer önemli tanrısal gruplarla paralellik gösterebilir ve And dağları bölgesindeki dini düşüncenin karmaşıklığını vurgular.

2 1
Pusikaqcha: Aymara Atalarının Yaratıcı ve Yıldırım Tanrısı 15

Tarihi Kaynakların Işığında Pusikaqcha

Pusikaqcha hakkında elimizdeki bilgiler oldukça sınırlıdır. Bu kadim Aymara tanrısı hakkında bildiklerimizin büyük bir kısmı, 17. yüzyılın başlarında Cizvitler tarafından kaleme alınan “Carta Annua” adlı mektuplardan gelmektedir. Bu belgeler, sömürge döneminde dini uygulamaları ve yerel inançları kayıt altına alma çabalarının bir ürünüdür. Dolayısıyla, Pusikaqcha mitolojisini anlamak için bu Cizvit kaynaklarına dayanmak zorundayız. Ancak, bu kaynakların sömürgeci bir bakış açısıyla yazıldığını ve yerel inançları tam olarak yansıtmayabileceğini de unutmamalıyız.

Bu tarihi sınırlamalar göz önüne alındığında, Pusikaqcha’nın İnka mitolojisi ile olan ilişkisi de önem kazanmaktadır. Carta Annua, Pusikaqcha’nın İnka tanrıları Virakoça ve Illapa’ya denk geldiğini belirtir. Virakoça, İnka panteonunun en yüce yaratıcı tanrısı olarak kabul edilirken, Illapa ise yıldırım, gök gürültüsü ve yağmur tanrısıdır. Pusikaqcha’nın bu iki önemli figürle ilişkilendirilmesi, onun hem yaratıcı hem de doğal güçlerle bağlantılı çok yönlü bir tanrı olduğunu düşündürmektedir.

Pusikaqcha: Evreni Yaratan Kadim Tanrı

Carta Annua’da anlatılan Pusikaqcha mitosu, onun yaratıcı rolünü açıkça ortaya koymaktadır. Mektuba göre, Pusikaqcha dünyayı, gökyüzünü ve içindeki her şeyi yaratan bir tanrıdır. Yaratılıştan önce her şeyin derin bir karanlık ve kasvet içinde olduğu söylenir. İşte bu karanlıktan Pusikaqcha ortaya çıkar ve ışığı, ayı, güneşi, gökyüzünü, dünyayı, insanları ve diğer tüm görünen varlıkları yaratır.

Yaratılış anlatısı, güneş ve ayın yaratılışına dair ilginç bir detayı da içerir. Pusikaqcha, güneşi ve ayı yarattıktan sonra, onların güzelliklerini kıskanır. Bu kıskançlık üzerine, bir avuç külü aya fırlatır ve ayın renginin neden bembeyaz kaldığını bu şekilde açıklar. Bu mitolojik ayrıntı, yaratıcı tanrıların insan benzeri duygulara sahip olabileceği ve evreni şekillendirirken kıskançlık gibi insani zaafların da rol oynayabileceği fikrini ortaya koyar.

Ataguchu: İnka Mitolojisinde Yaratılışın Öyküsü
Ataguchu: İnka Mitolojisinde Yaratılışın Öyküsü

İlkel karanlık

Her iki kaynak da Tanrının karanlık bir ortamında kendi içinden ortaya çıkan ve içindeki tüm elementleri yarattığını ileri sürmektedir. 

Bu toprakların yerlileri, başlangıçta, yani dünya yaratılmadan önce Viracocha adında birinin olduğunu söylerler. Güneşsiz, aysız, yıldızsız karanlık dünyayı kim yarattı; ve bu yaratılışından dolayı ona Viracocha Pachayachachi, yani her şeyin yaratıcısı adını verdiler.

Bu dünyayı, gökleri, yeri ve bunlarda bulunan her şeyi yaratan bir Tanrı’nın var olduğunu iddia ediyorlar. Allah her şeyi yaratmadan önce derin bir karanlık ve kasvet vardı. Ve bu karanlıktan, Tanrı diye taptıkları Pusicakha adında bir adam çıktı.

Güneş’in kıskançlığı

Her iki kaynakta da dünyaya ışık verecek yıldızların yaratılışı anlatılmaktadır . Daha sonra bu kaynaklar, Güneş’in kıskançlığı sonucu Ay’a attığı küllerin Ay’ı kararttığını anlatırlar . ]

Viracocha hangi adaya gitti ve güneşin, ayın ve yıldızların derhal yükselip göğe çıkarak dünyaya ışık vermelerini emretti; ve öyle de oldu. Ve derler ki, Ay’ı Güneş’ten daha fazla ışıkla yaratmıştır ve bu yüzden Güneş, göğe yükselecekleri anı kıskanarak yüzüne bir avuç kül çarpmıştır ve oradan kararmış, şimdiki rengine dönmüştür.

Bu çok güçlüydü ve bu dünyada ışığı yarattı, sonra ayı, sonra güneşi ve sonra gökyüzünü, dünyayı, insanları ve diğer görünür şeyleri yarattı; Ay’ın bu kadar güzel olduğunu gören güneş, ona imrenerek bir avuç kül alıp, çok öfkelenerek ayın yüzüne vurdu ve bu yüzden ay pek güzel olmadı, vurduğu küllerden dolayı da ayın rengi bembeyaz oldu.

Tunupa’nın kaderi

Her iki versiyonda da tanrı Tunupa’dan söz edilmektedir ; Ancak bu kaynaklar iki farklı kökeni açıklıyor. ]

Uñu Pachacuti tufanının her şeyi yok ettiği söylenir; O halde, Viracocha Pachayachachi’nin, anlatıldığı gibi, bu toprakları tahrip ettiğinde, yanında üç adam bulundurduğunu, bunlardan birinin Taguapaca (Tunupa) olduğunu, ona hizmet edeceklerini ve tufandan sonraki ikinci çağda yaratacağı yeni halkı yaratmasına yardım edeceklerini bilmek gerekir; ki bunu da bu şekilde yaptı.

Her şeyin yaratıcısı olarak da adlandırılan bu Pusicakha, Iqui adında bir bakireyi karısı olarak aldı ve onunla yatmadan gebe kaldı ve bir oğlan doğurdu, ona Tuñupa (Tunupa) adını verdiler ve bu yüzden onun bakire bir kadından doğduğunu söylerler.

Ve Viracocha hizmetkarlarına bazı şeyler emrettiği sırada Taguapaca, Viracocha’nın emirlerine itaatsizlik etti. Bu nedenle Taguapaca’ya öfkelendi ve diğer ikisinin onu almasını emretti; ve elleri ve ayakları bağlanarak onu lagünde bir salın üzerine attılar; ve öyle de oldu. Ve Taguapaca, Viracocha’ya orada yaptıklarından dolayı küfür ediyor ve intikamını almak için geri döneceği tehdidinde bulunuyordu ve aynı lagünün çıkışından sudan uzaklaştırıldı ve orada bir daha uzun süre görülmedi.

Onlar, onun eserlerini ve harikalarını görünce, Dünya’nın diğer başlıca Efendilerinin ona imrendiklerini ve bununla birlikte bir araya gelerek onu öldürmeye karar verdiklerini ve aldatarak onu Chucuito (Titicaca) adlı bu büyük lagününün yanındaki Yunguyo adlı bir kasabaya getirdiklerini ve bir haç yaptıklarını, onu oraya çivilediklerini ve sonra haçı bir sala bağlayıp bu lagüne, Tiquicaca (Tiquina Boğazı) dedikleri, çok hızlı ve öfkeli olan ve o zamandan beri söylediklerine göre geçilemeyen bir boğaza attıklarını söylüyorlar ve burada,

Şeytan onlarla konuşuyor ve onlara cevap veriyor ve onu çarmıha gerdiklerinde ona büyük hakaretlerde bulunduklarını, sahte harikalarla alay eden ve aldatan biri olduğunu ve bunların hepsinin bedelini birlikte ödeyeceğini söylediler [...] Yaratıcıları ve yapıcıları lagünde böyle öldü.

Ve Peru topraklarından ayrılmak isterken, yetiştirdiği insanlara bir konuşma yaparak, başlarına gelecekler konusunda onları uyardı. Onlara, kendilerinin Viracocha, yani yaratıcıları olduğunu söyleyecek bazı insanların geleceğini ve onlara inanmamaları gerektiğini, ileride kendisinin onları korumak ve eğitmek için elçilerini göndereceğini söyledi.

Bunları söyledikten sonra iki hizmetkârıyla birlikte denize girdi ve onlar da sanki karada yürüyormuş gibi suyun üzerinde yürüdüler, hiç batmadılar. Köpük gibi suların üzerinde yürüdükleri için buna Viracocha adını verdiler ki bu da yağ veya deniz köpüğü anlamına gelir. Ve Viracocha’nın gidişinden birkaç yıl sonra, yukarıda söylendiği gibi, Viracocha’nın Collao’daki Titicaca lagününe atılmasını emrettiği Taguapaca’nın geldiğini ve başkalarıyla birlikte kendisinin Viracocha olduğunu vaaz etmeye başladığını söylerler.

Birkaç gün sonra tekrar dirildi ve kendisine yaptıklarından dolayı çok öfkelendi, düşmanları onları yakaladı ve onları şiddetle cezalandırdı, kendilerinin ve onların soyundan gelenlerin köle olmalarını ve sonsuza dek diğerlerine hizmet etmelerini emretti: ve cennette olanlardan bazıları onu öfkelendirdiği ve onu öldürmeye çalıştığı için oraya çıktı ve onları cezalandırdı ve onları dışarı attı, onları kayaların arasına gömdü ve onlara çok acı çektirdi ve kayaların çıkardığı yankıların, onların çektiği büyük acının sesleri olduğunu söylüyorlar.

Bundan sonra çok güzel ve içinde birçok güzellikler olan bir ev yaptı. Gökte ve yerde birçok düşmanı olduğu için oraya girdi ve bir daha hiç görünmedi.

Üsteki bilgiler Wikipedia Sayfasından çeviri yaparak alınmıştır.

Tunupa Efsanesi ve Pusikaqcha’nın Mirası

Pusikaqcha mitolojisi, sadece yaratılışla sınırlı kalmaz. Mitolojiye göre Pusikaqcha, Iqui adında genç bir kızla evlenir ve onunla birleşmeden hamile kalıp Tunupa adında bir oğlan çocuğu doğurur. Tunupa, Aymara mitolojisinde önemli bir kültürel kahraman figürüdür. Olağanüstü işler yapar, sözleriyle dağları, ovaları ve nehirleri değiştirir. Hayvanlar ve bitkiler ona itaat eder. Aymara kültüründe, olağanüstü bir işten bahsedilirken hala “bu Tunupa’nın eseridir” ifadesi kullanılır.

Tunupa’nın efsanesi, çarmıha gerilme ve diriliş motiflerini de içerir. Diğer yer efendilerinin Tunupa’yı kıskandığı ve onu öldürmeye karar verdikleri anlatılır. Onu aldatarak Titicaca Gölü yakınlarındaki Yunguyo kasabasına götürürler, haça gerip bir sala bağlarlar ve Tiquina Boğazı’na atarlar. Ancak Tunupa ölmez, birkaç gün sonra dirilir ve düşmanlarından intikam alır. Bu efsane, Tunupa’nın tanrısal doğasını ve ölümün ötesindeki gücünü vurgular.

image 30
Pusikaqcha: Aymara Atalarının Yaratıcı ve Yıldırım Tanrısı 16

Bu Tunupa efsanesinin Carta Annua’da anlatılan versiyonu, Cizvitlerin dikkatini çekmiş ve onları şaşırtmıştır. Çünkü Tunupa’nın hayat öyküsü, İsa Mesih’in yaşamına çarpıcı benzerlikler göstermektedir: bakireden doğum, mucizeler, çarmıha gerilme ve diriliş. Cizvitler, bu benzerlikleri “şeytani bir aldatmaca” olarak yorumlamışlardır. Onlara göre, Şeytan, Hristiyan inancı bölgeye girmeden önce bu mitosları yerleştirmiş ve böylece yerlilerin Hristiyanlığı kabul etmesini zorlaştırmıştır. Carta Annua’da bu durum şöyle ifade edilir:

 “tesadüfen o, bu yalanları kendi yardımıyla uyduran ve bu cehennemî hilelerle engelleyen bir Şeytan ya da kötü bir adam olmalı, böylece iman bu Krallığa girdiğinde yalanları gerçekle karıştırmak ve bu zavallı insanları aldatmak için bu açık kapıya sahip olacaktı.”

Bu alıntı, Cizvitlerin mitosları nasıl değerlendirdiğini ve kendi dini inançlarını nasıl dayattıklarını açıkça göstermektedir. Ancak, bu eleştirel bakış açısına rağmen, Carta Annua’nın Pusikaqcha ve Tunupa mitoslarını kaydetmiş olması, günümüzdeki araştırmacılar için değerli bir kaynak oluşturmaktadır.

Pusikaqcha, Virakoça ve Illapa: İnka Panteonundaki Yeri

Illapa: İnka Mitolojisinin Şimşek, Gök Gürültüsü ve Savaş Tanrısı
Illapa: İnka Mitolojisinin Şimşek, Gök Gürültüsü ve Savaş Tanrısı

Pusikaqcha’nın İnka tanrıları Virakoça ve Illapa ile ilişkilendirilmesi, onun İnka mitolojisi ve halk inançları içindeki yerini anlamak için önemlidir. Virakoça, İnka panteonunun en yüce yaratıcı tanrısı olarak kabul edilir. Genellikle evrenin, güneşin, ayın ve insanların yaratıcısı olarak anılır. Illapa ise, yıldırım, gök gürültüsü, yağmur ve savaş tanrısıdır. And dağları bölgesinde tarım için hayati önem taşıyan yağmurun kontrolü, Illapa’yı önemli bir figür haline getirmiştir.

Pusikaqcha’nın hem Virakoça hem de Illapa ile ilişkilendirilmesi, onun çok yönlü bir tanrı olduğunu ve yaratıcılık ile doğal güçler arasındaki bağlantıyı temsil ettiğini düşündürmektedir. Belki de Pusikaqcha, Aymara halklarının özgün bir tanrısıydı ve İnka İmparatorluğu’nun yayılmasıyla birlikte İnka panteonuna entegre edildi. Bu entegrasyon sürecinde, Pusikaqcha’nın özellikleri Virakoça ve Illapa gibi İnka tanrılarına yansıtılmış olabilir.

İllapa’nın tanrısal üçlüsü şu tanrılardan oluşmaktadır: Yayan Yllapa , baba; Ortanca oğlu Chaupi Churin Yllapa ; ve en küçük oğlu Sullca Churin Yllapa.

Guamán Poma de Ayala Yeni Kronik ve İyi Yönetim adlı kitabında şöyle açıklar;

«Eski Hintliler, yalnızca bir Tanrı ve üç kişi olduğunu biliyorlardı; bunun hakkında şöyle diyorlardı: baba adildi, yayan runa muchochic, hayırsever oğul, churin runa cuyapayac, sağlığı ve yiyeceği veren ve artıran, bize yiyecek ve geçim kaynağı sağlamak için gökyüzünden su gönderen küçük oğul, sulca churin causayuc micoy coc runap allin ninpac; Birincisi Yayan Yllapa, ikincisi Chaupi Churin Yllapa, dördüncüsü Sullca Churin Yllapa olarak adlandırıldı; bu üç kişiydiler ve Cennette büyük bir azamet ve Cennet ile Dünya’nın efendisi olduğuna inanıyorlardı ve bu yüzden ona Yllapa diyorlardı. 

Ve bu nedenle İnkalar Şimşek’e kurbanlar sundular ve ondan çok korktular; Önce onu kurban etmediler, bunun yerine gökyüzüne bakarak, bu krallığın bütün Kızılderililerini yüksek sesle çağırdılar.

Yeni Tarih ve İyi Yönetim , Bölüm 5, sayfa 55 ve 56

image 3 3
Pusikaqcha: Aymara Atalarının Yaratıcı ve Yıldırım Tanrısı 17

Yıldırım Tanrısı Kimliği ve Aymara Halk İnançları

Pusikaqcha’nın etimolojisi ve Illapa ile olan ilişkisi, onun öncelikle bir yıldırım tanrısı olarak kabul edildiğini göstermektedir. And dağları bölgesinde yıldırım, hem korkulan hem de saygı duyulan bir doğa olayıdır. Yıldırımın gücü ve yıkıcılığı, onu tanrısal bir tezahür olarak görmeye yol açmıştır. Aynı zamanda, yağmurun habercisi olarak yıldırım, bereket ve yaşamın sürdürülebilirliği ile de ilişkilendirilmiştir.

Aymara halk inançlarında, Pusikaqcha’ya yapılan tapınmalar, muhtemelen doğa olaylarını kontrol altına alma ve bereketi sağlama amaçlıydı. Yıldırım tanrısı olarak Pusikaqcha, hem korkulan hem de umut bağlanan bir figürdü. Onun gazabından korunmak ve lütfunu kazanmak için çeşitli ritüeller ve törenler yapılmış olabilir. Ne yazık ki, bu ritüeller ve törenler hakkında elimizde çok az bilgi bulunmaktadır.

Sonuç: Pusikaqcha’yı Anlamak ve Mirasını Yaşatmak

Pusikaqcha, kadim Aymara halklarının zengin mitolojik dünyasının önemli bir parçasıdır. Yaratıcı tanrı, yıldırım tanrısı ve kültürel kahraman Tunupa’nın babası olarak Pusikaqcha, Aymara halk inançlarının derinliğini ve karmaşıklığını yansıtır. Her ne kadar Pusikaqcha hakkında elimizdeki bilgiler sınırlı olsa da, Carta Annua ve etimolojik analizler sayesinde bu kadim tanrının önemini ve İnka mitolojisi içindeki olası yerini anlamaya çalışabiliriz.

Pusikaqcha’yı ve onunla ilişkili mitosları incelemek, sadece geçmişi anlamak için değil, aynı zamanda günümüzdeki kültürel mirası korumak ve yaşatmak için de önemlidir. Aymara halk inançları ve mitolojisi, And dağları bölgesinin kültürel zenginliğinin önemli bir parçasıdır. Pusikaqcha gibi figürlerin hikayelerini anlatmak ve araştırmak, bu zengin mirası gelecek nesillere aktarmak adına atılmış önemli bir adım olacaktır. Bu kadim tanrıların fısıltıları, günümüz dünyasında yankılanmaya devam ediyor ve bize geçmişin bilgeliği ile geleceği inşa etme konusunda ilham veriyor.

Daha Fazla Göster

serkan

Herkese Selamlar. Mitoloji destanlar ve tarih konusunda sizlere en iyi bilgileri sunmak hazırlamak için buradayım. Herkese sevgi ve saygılarımla...

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu