Yurt İyesi
Yurt İyesi Türk, Moğol ve Altay halk inancında Memleket Ruhu. Yort İyesi olarak da söylenir. Aslında Ev İyesi ile de bağlantılıdır. Çünkü yurt aynı zamanda çadır demektir. Anlam genişlemesiyle vatanın koruyucu ruhu anlamına da geldiği de söylenebilir. Kimi kültürlerde çadırdaki ocakta yaşadığına inanılır.
İl İyesi Türk ve Altay halk inancında vilayet ruhu. Hula (Kula) İyesi ve Moğolca Kota Ezen olarak da bilinir. Yurt İyesi’ne çok benzer ve bağlantılı bir varlıktır. Şehrin veya bir yerleşim biriminin koruyucu ruhudur. Her şehir için farklı bir İye vardır. Şehir adları farklı biçimlerde oluşturulabilir.
Örneğin İstanbul için İnebolu İye’si, Ankara için Angara İye’si olarak bilinir. Bu ruhlar genellikle insan şeklinde tasvir edilir ve genellikle şehir merkezindeki önemli mekanlarda heykelleri bulunur.
İl İyesi aynı zamanda şehirde yaşayan insanların hayatına da etki eder. Onların refahı ve mutluluğu için çalışır. Halk arasında İl İyesi’ne saygı duyulması çok önemlidir. Bu saygı, şehrin refahı ve huzuru için gereklidir.
İl İyesi’nin inanılan bazı özellikleri vardır. Örneğin, bu ruh genellikle şehri korur ve düşmanlardan korur. Ayrıca hastalıklardan ve doğal afetlerden de şehri koruduğuna inanılır. Bu nedenle İl İyesi’ne yapılan dualar ve adaklar da önemlidir.
Halk inancında, İl İyesi’nin insan şekline bürünebileceği de düşünülür. Bu nedenle insanların hayatlarında rastladıkları bazı olaylar, İl İyesi’nin varlığına işaret edebilir.
İl İyesi’nin aynı zamanda hayvanlar dünyası ile de bağlantılı olduğuna inanılır. Özellikle at ile ilişkilendirilir ve atların koruyucusu olarak da bilinir.
Türk ve Altay halk inancında İl İyesi, şehrin sakinlerinin ruhani ve dünyevi ihtiyaçlarını karşılamak için saygı ve inançla anılan bir varlık olarak kabul edilir. Onun varlığı şehir halkının güven ve huzurunu sağlar ve şehir yaşamının ayrılmaz bir parçasıdır.
Örneğin Almatı şehrinin adı Alma Ata adlı koruyucu ruhun / evliyanın adından gelir. El/İl kelimesi türkçede şehir, vilayet veya ülke demektir. İller eskiden özerk İlhan tarafından yönetilirken, sonraları merkeze bağlı İlbey (Vali) tarafından yönetilmeye başlanmıştır. İlçeler ise İlçebey (Kaymakam) tarafından yönetilir.
Türklerde yer adları değişik biçimlerde oluşturulabilir. Birkaç örnek vermek yararlı olacaktır.
- Kent (Kend, Kant, Kand): Şehir demektir.
Semerkent, Taşkent, Yarkent, Çimkent, Hankent, Kumkent, Mankent, Özkent, Tünkent, Semizkent, Sütkent, Yegenkent,
- Balığ (Balı, Balık): Sur, duvar demektir.
Ordubalığ, Kuzbalığ, Beşbalığ, Yengibalığ, Togubalığ, Baybalığ, Kaşbalığ, Togubalığ, Çakukbalığ, Bavılbalığ,
- Yurt: Vatan demektir.
Karlıyurt, Yeşilyurt, Akyurt, Taşlıyurt, Bozyurt, Kızılyurt, Çayyurt, Düzyurt, Özyurt, Başyurt, Çamyurt, Dağyurt, Saryurt, Güzelyurt,
- El: Yurt, vatan demektir.
Tunceli, Türkmeneli, Yıldızeli, Çayeli, Korkuteli, Orhaneli, Çameli, Güneli, Taşeli, Kocaeli, Kırklareli, Oğuzeli, Yavuzeli
- Kışla: Kışın kalınan, konaklanan yer demektir.
Şarkışla, Akkışla, Ulukışla, Akçakışla, Kızılcakışla, Kızılkışla, İnkışla, Başkışla, Taşkışla, Sarıkışla, Beykışla, Düzkışla
- Yayla: Yazın kalınan, yerleşilen yer demektir.
Altınyayla, Uzunyayla, Akyayla, Sarıyayla, Çamyayla, Başyayla, Bozyayla, Düzyayla, Çamlıyayla, Yeşilyayla, Karacayayla
Yutpa
Yutpa Türk ve Altay mitolojisinde Yeraltı Yılanı. Yeraltı Denizi’nde (Tengiz) yaşayan ve ejdere benzeyen devâsa iki yılandan birisidir.
Çatal kuyruklu ve dört ayaklıdır. Yeşil baldırlı, ak göğüslü, kayık gibi yassı çenelidir. Erlik’in sarayını korur. Diğer yılan ise Abra’dır ve ikisinin adı birlikte anılır. Bazı metinlere göreyse Toybadım Irmağı’nın kıyılarında yaşayan korkunç canavarlardır. Bir yağna’yı (fili) tek lokmada yutabilir. Ker Yutpa, Ker Abra, Ker Arat üçü birlikte anılır.
Şaman giysisinde, cübbenin bir yanında yer alan, yeraltı canavarı olarak algılanan yılanı temsil edecek biçimde çatal kuyruklu ve dört ayaklı olarak tasarımlanan, kötü ruhlardan koruduğuna inanılan, siyah kumaştan şerit.
Yuvha
Yuvha Türk ve Altay şamanizminde ve mitolojisinde söylencesel sürüngen. Yuha olarak da bilinir.
Özellikleri
Yılan kırk yıl yaşarsa Büke’ye (ejdere) dönüşürmüş. Büke de kırk yıl yaşayınca Yuvha olurmuş. Bazı söylencelerde bin yıl yaşayan ejderhanın Yuvhaya dönüştüğü anlatılır. Güzel bir kız kılığına girebilir ancak bu kızın göbek deliği yoktur ve böylece onun Yuvha olduğu anlaşılabilir.
Irmakların önünü keser ve kurban ister. Yoksa suyu bırakmaz. Moğollar, Olgoy Korkoy (Bağırsak Solucanı) dedikleri ve dev bir yılana benzeyen yaratığın çölde yaşadığına inanılır. Bir inanışa göre “Yuvha”, ırmakların ve göllerin buzunun kırıldığı veya delindiği yerlerde güzel bir kız kılığında ortaya çıkar.
Onun yakışıklı erkek kılığına girdiği de anlatılanlar arasındadır. O’nu göbeği olmadığından tanırlar. Doyacak kadar su içemediği zaman ölür